Bilmek nedir?

  Sorun bu

  Mesele de bu

  Yunus, kendini tanımaktır, diyor

  Mevlana Hazretleri, çiğ olanın yanması ve pişmesidir, diyor

  Hacı Bektaş-ı Veli ise, dilini tutmaktır, diye tanımlıyor.

  Önemli olan bilmek

  Bilir gibi gözükmek değil

  Bilen anlar

  Anlayan düşünür

  Düşünen ise değişir, değiştirir

  Değişimin, gelişimin olmadığı yerde ‘bilmek otu’ yetişmez

  Bilmek farktır

  Farklılıktır

  Bilmek, boşa geçirilecek bir saniyesinin dahi olmadığını anlayıp telaşlanmaktır.

  Bilmek sorumluluktur

  Allah’a inanmak, uyum sağlamak, sabretmek, şükretmek, tebessüm etmek hep bilenin yaptıklarıdır.

  Bilen, biliyorum demez

  Bilenin davası üstünlük davası değildir, bilenin davası değiştirme davasıdır.

  O her gün değişir

  Bir günü bir başka güne uymaz

  Komşusu açsa, ona yatacak yatak yoktur.

  O dinlenmeyi rahatlamak için değil, daha çok gayret edebilmek için düşünür.

  Bilmek ışıktır, sıcaklıktır, dostluktur

  Karanlıklara düşman ışığa hasret, dostluğa tutkundur.

  ‘Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?’ denir

  Cevap bellidir

  Soğuk tandırdan sıcak ekmek çıkmaz, çıkan hamurdur, pek bir işe yaramaz.

  Işık görevini bilir, karanlık ondan, ‘yaban eşeklerinin aslandan kaçtığı gibi kaçar’

  Fatih 22 yaşındaydı ve biliyordu

  Onun için atının denize sürdü, onun için gemiler denizde değil karada yüzdürüldü.

  ‘Ya sen beni alırsın, ya da ben seni’ diyen Fatih’in gücü değil, bilmenin gücü idi.

  Mohaç’ta 6 saat sonra gelen zaferi yaratan Kanuni Sultan Süleyman’ın bildikleridir.

  Mohaç nere, İstanbul nere?

  Kanuni’nin Mohaç’ta işi ne ola?

  Arşimed’in ‘buldum, buldum’ dediğinin aslı, bildim bildim olacaktır.

  Bilen bildiği ile kalmaz

  Yapar

  Durmaz duramaz

  Bilmek 2500 cc’lik motor gibidir, yakar, yanar, hareket eder, uzakları da yakın…

  Selam olsun bilenlere, bildikleri ile amel edenlere