Bahçede oturuyoruz

  Devletin çeşitli makamlarında görev almış biri anlatıyor

  Anlatıyor demek yanlış olur

  Eleştiriyor

  Saldırıyor

  Dili hangi konuda ne kadar dönerse sonuna kadar konuşuyor, yapılanları beğenmiyor, kendisi hariç herkesi yerden yere vuruyor…

  Dinleyenler sabrediyor

  Hep kendi konuşuyor, sözü kimseye vermiyor, araya girmek isteyenlere de engel oluyor.

  Eleştirilerine tam 2002’den başlıyor

  Sanki bu tarihten önce ülke güllük gülistanlık, terör yok, enflasyon yok, karakol baskınlarında 20-25 asker kaybı yok, batan bankalar, iç edilen paralar, NEMA’lar, KEY’ler yok, hastane kapılarında nöbet bekleyenler, ilaç bulamayanlar, cenazesini hastaneden alamayanlar, kapkaç, vurgun, soygun, kara para, kumpas vs. hiçbir şey yok…

  Her şey 2002’den sonra başlamış

  Tüm kötülükler 2002’yle birlikte gelmiş

  Bu tarihten sonra yapılan her şey yanlış

  Doğru hiç yok

  Fakat işin garip yanı bu kadar eleştirdiği yıllarda, eleştirdiği yöneticilerle de tam 10 yıldan fazla görev yapmış…

  Düşünüyorum;

  Eğer her şey yanlış yapıldıysa, bu kadar yanlışın içinde sen doğruyu nasıl yaptın?

  Diyelim doğru yapmana engel oldularsa 10 yıl ne yaptın, nasıl sabrettin?

  Tüm bunları sormak için hazırlanıyorum

  Fakat bende önce davrananlar var

  Oturanlardan biri; ‘bugün terör ile etkin mücadele edildiğini’ söylediği anda, yönünü ona dönüyor kızgın bir şekilde; ‘ama şehitler veriyoruz’ diyor.

  Sonra da anlatmaya devam ediyor;

  ‘Umreye gittiğimde gördüm, Arabistan’da paramız geçmiyor’

  ‘Araplar Türkleri aşağılıyor’

  ‘Türkler hariç herkesi seviyorlar’

  ‘Neden, çünkü bu ülke bir çiftlik gibi yönetiliyor da ondan’

  Kaşıkçı cinayeti hakkında tek bir söz yok

  Adalet adına, kendi menfaatlerini göz ardı ederek, bu cinayeti örtbas etmeyen bir anlayışı ağzına dahi almak istemiyor.

  Kıyıda köşede kalmış ne kadar olumsuzluk varsa onları getiriyor, anlatıyor, eleştiriyor, yorum katıyor, sonra da bir hâkim edasıyla kararını verip kötüleme isterisine giriyor.

  …

  Konuştu, konuştu, konuştu

  İçinde ne kadar kin varsa kustu

  Artık söz başkalarına geçeceğini hissettiği anda birden ayağa kalktı

  Pek de memnun olmayan bir yüz ifadesiyle kalktığı hızda çekip gitti.

  Arkasından bakakaldık…