ASIL HEDEF…

   Güzel bir söz vardır;

   “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”

   Mesele insanı yaşatabilmekte, mesele insanı eğitebilmekte, disipline edebilmekte…

   Bunları başaran ülkeler gelişmekte, kalkınmakta, teknolojide ileri gitmekte,

   Refah seviyesini gün be gün yükseltmektedir.

   Bu konuda başarılı olamayanlar ise yerinde saymakta, terör vb. çeşitli fırtınaların içinde kalmakta,

   Önce insanını kaybetmekte,

   Sonra ise onun varlığıyla hayat bulduğunu söylediğimiz devleti kaybetmektedirler.

   Her şey insan içindir,

   Tüm uygarlıkları var eden insandır,

   Bundan sonra da uygarlıkları var edecek olan insan olduğuna göre,

   Tüm yatırımlar insana göre şekillenmelidir, esas hedef, ön hedef insan olmalıdır.

   İnsan eğitilmeden, disipline edilmeden, belirli vasıflar yüklenmeden yapılabileceğiniz fazla bir şey yoktur.   Yüzlerce yıl önceden bu gerçeği keşfeden atalarımız olmuş, bunu ise çeşitli vesileler ile ifade etmiş, geleceği ona göre şekillendirmiştir.

   Fethettikleri yerlerde amaç hiçbir zaman sömürü olmamış,

   Tam tersi han yapılmış, hamam yapılmış, cami, okul, medreseler yapılmış,

   Yollar ve köprüler inşa edilmiş,

   İnsanın ihtiyacı olan her şeye el atılmış,

   Hatta çağında görülmeyen bir hoşgörülük ile din ve düşüncesinde serbest bırakılarak,

   Özgür insan, mutlu insan hedeflenmiş,

   Tüm bunların sonunu olarak ta devlet yüzyıllarca varlığını sürdürebilmiştir.

   Bu sonuç tesadüfü değildir,

   Ya da kendiliğinden oluşmamıştır.

   O belli bir düşüncenin, ileri görüşlülüğün sonucundan başka bir şey değildir.

   Her şey insan içindir,

   Her şey insan için yapılmalıdır,

   İnsan varsa vatan, din, millet, ülke, gelişmişlik ve güzel hasetler vb. vardır,

   İnsan yoksa hiç biri de yoktur.

   Bu gerçek ülkenin, devletin hedefi olmalıdır,

   Bu hedefi gerçekleştirmek için tüm imkânlar seferber edilmeli,

   Bu hedefe mutlaka ama mutlaka varılmalıdır…