İslam hukukunda işi ehline vermek  farzdır.

Tersini  yapanlar ağır vebaldedir.

Onun için, İslam idare hukukunda;

Rüşvet, adam kayırmak, yakınlarına devlet imkanı sağlamak;

Yani makam, mevki, maddi destek vermek (ehil değilse) haramdır.

Onun için şeyhler, tarikat silsilesinde  vekaleti evlatlarına vermemiştir.

Makamlar daima ehline verilir,

Ehillerin seçilmesi için de ehil bir kurul görev yapar.

Buna istişare veya şura denir.

                ***

İslam’da  devlet ve kurumlar daima bir kişiye verilir.

Bu kişi sorumludur. İki kişilik yetki,

Fitne doğurur, işleri aksatır.

Makama oturan kişiye de mutlak itaat şarttır.

Ulul emre itaatsizlik günahı kebairdir.

Allah, sorumlu tek peygamber göndermiştir.

Mesela, özel yaratılmış, emin bir kişi olan Hz Muhammed (sav) insanlığın kurtuluşu için

Alemlere rahmet olarak gönderilmiştir.

Buradaki alemler,  7 kat gökler ve yerdir.

Yaratılan bütün şuurlu Müslümanların peygamberidir.

Bunlar mümin insanlar, cinler ve diğer yaratıklardır.

Ondan sonra  4 halife  gelmiştir.

Bunlar ehil reşit insanlardı (Hulefa-i raşidin)

                ***

Daha sonra Hz Ali (R. A) döneminde Müslümanlar arasında fitne çıktı.

Bunun üzerine, içtihatta (peygamberimizin hadisine uygun olarak) yetkili,

Sahabeler, hanedana cevaz verdiler.

Hanedanlardan sonra İslam alemi tekrara sükunete kavuştu.

Yeniden fetihler başladı ve İslam yayılmaya başladı.

Hanedandan olan halifeler,

Ya direkt kendileri idare ettiler veya başka bir lidere,

Yetkilerini devrettiler.

Mesela Abbasi halifesi, Kaim Biemrillah,

Yetkisini Sultan Tuğrul’a yani Selçuklu hanedanına devretti.

Moğol istilasından sonra da Abbasi hanedanı yok edildi.

Sadece bir hanedan mensubu Mısıra kaçarak,

Memluklulara yetkilerini devretti.

Bilhassa, Aybek Türkmani’nin hakimiyeti önemlidir.

                ***

Allah (cc)ın koyduğu nizam;

Hz Muhammed(ona selam olsun),  sahabe teşkilatı ve İslam  hukuku üzeredir.

Buna modern sosyolojide, askeri ve siyasi taktik olarak,

Lider teşkilat ve doktrin tartışmazlığı denir.

En gelişmiş devlet teşkilatı olarak Osmanlıyı bu sistemle tarif edersek,

Padişah lider, Osmanlı devlet i teşkilat ve Doktrin olarak da İslam’ı söyleyebiliriz.

Daha sonra bunu Rönesans’tan sonra Batı devlet teşkilatları uygulamaya koydu.

Bilhassa İngiliz krallığı bu sistemi tam uyguladı.

Böylece dünya hakimiyetini elde etti.

Önce Trafalgar deniz savaşı ile İspanya ve Fransa’yı denizlerden kovdu.

Waterloo savaşı ile Napolyon’u alt edip, Fransa’yı kendine bağladı.

Fransa, ondan sonra bir daha İngiliz krallığına baş kaldıramadı.

Hep onun yedeği oldu.

                ***

Navarin deniz  savaşından(1827) sonra da Osmanlıyı,

Yani 2. Mahmut’u  tehditle kendisine bağlayarak,

Osmanlı devlet teşkilatını masonluk yoluyla ele geçirip,

İslam hukukunu kaldırıp, dünyanın mutlak hakimi oldu.

Birinci Dünya savaşından sonra da Komünist İhtilalle, çarlık Rusya’sını,

Osmanlı imparatorluğunu, İran Kaçar Türk devletini,

Avusturya-Macaristan ve Alman İmparatorluklarını kaldırdı.

1858 yılında da Babür devletini yıkarak kendisine başlamıştı.

Artık İngiliz krallığı, kendisine bağlı Masonluk teşkilatı ile,

Bu gün ABD dahil, bütün dünya devletlerinin mutlak hakimidir.

Yalnız Japon İmparatorluğunu kaldıramadı.

Çünkü 2. Dünya savaşından sonra, Japonlar buna izin vermedi. (devam edecek)

­­­­­­­­­­­­­­­­­24.06.2020, Kayseri.