Annesi, birinci sınıfta okuyan oğlunu çağırdı

  Bak yavrum, öğretmenin bir not göndermiş

  Okuyorum;

  “Sayın veli, öğrencimiz üstün zekâlı bir çocuk, biz ona yetmiyoruz, onu okuldan alın.”

  Çocuk ne olduğunu anlamadan annesine bakıyor, olacakları merakla bekliyordu.

  Annesi;

  “Artık okula gitmeyeceksin yavrum… Evde çalışacak, baban ve ben sana yardım edeceğiz.”

  Çocuk, sanki hemen kabul etmiş gibi susuyor, okulundan ve arkadaşlarından nasıl ayrılacağını düşünüyor, üzülüyordu.

  İlkokula gitmedi

  Ortaokul ve liseye de gitmedi

  Tabii ki üniversiteye de…

  Hep evde çalışıyor, okuyor, okuyor, okuyordu

  Okumasına kitap yetişmiyordu

  Gecesini gündüzüne katmış, durmadan çalışıyor, okula giden arkadaşlarından geri kalmak istemiyordu…

  Yıllar yıları kovaladı

  Zaman, hızlı akan bir nehrin suları gibi geçip gitti

  ‘Bizim delikanlı’ yetişmiş, olgun biri hale gelmiş, kimi üniversitedeki sınavları kazanarak öğretim görevlisi olmuştu. Hem ders veriyor, hem de çeşitli araştırmalar yapıyor, ünü arttıkça artıyor, ismi, ülke sınırlarını geçmiş dünyaya yayılıyordu.

  Artık herkes tarafından tanınan biri olmuştu

  Tüm üniversite camiası ondan ve onun başarılarından bahsediyordu.

  Babası vefat etmiş, annesi de oldukça yaşlanmıştı.

  Bir gün annesinin vefat haberini aldı

  Apar topar çocukluğunun geçtiği kasabaya gitti. Evleri sanki hiç değişmemiş aynı duruyordu.

  Annesinin cenazesini kaldırdı

  Evlerine geldi, çocukluk günleri gözlerinin önünden geçti, evde çalıştığı yılları hatırladı.

  Anne ve babasının odasına girdi

  Çekmeceleri karıştırdı, eşyaları incelemeye başladı, kitaplara bir göz attı.

  Birden gözüne bir kâğıt ilişti.

  Bu, yıllar önce öğretmeninin annesine gönderdiği nottu. Hatırladığı bu notta; ‘çocuğunuz üstün zekâlı, biz ona yetmiyoruz, onu okuldan alın’ yazıyordu.

  Kâğıdı eline aldı, yazılar aynen duruyordu, silinmemişti.

  Notu okudu

  Yıldırım çarpmış gibi oldu… Bir daha okudu, gözlerine inanamıyor, hareketsiz duruyor, gözleri sanki şoka girmiş insan gibi donup kalmıştı.

  Not, annesinin ona okuduğu gibi değildi

  Notta aynen şöyle yazıyordu:

  ‘Çocuğunuz aptalın teki, hiçbir şey öğrenemez, onu okuldan alın.’

  Uzun süre hareketsiz kaldı, yavaşça başını kaldırdı, gözlerindeki şaşkınlık halâ gitmemişti.

  Kendini halsizce koltuğa bıraktı