Arkadaştılar

  Ama yılandı

  Arkadaşının hanımına göz koymuştu

  Onu, ne pahasına olursa olsun elde edecek, işte o zaman rahat edecek, huzur bulacaktı… Böyle kuruyordu.

  Gece gündüz bunu düşünüyor, planlar yapıyor, fırsat kolluyor, yeni fırsat yaratmanın yollarını arıyordu.

  Yüzü gülse de içi huzursuzdu

  Uyumuyor, yapacaklarını düşünüyor, arkadaşını ortadan kaldırmak için çeşitli tuzaklar kuruyor, bunları uygulamak, bir an önce sonuca ulaşmak istiyor, yerinde duramıyordu.

  Günler, aylar geçti

  Bir gün o beklediği fırsat ayağına geldi.

  Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerde arkadaşı ile yalnız kalmıştı. Silahını çıkardı, arkadaşına çevirdi, ateş edecek onu ortadan kaldıracak, onun güzeller güzeli karısı kendisine kalacaktı.

  “Son duanı et”

  “Bir dakika beni öldüreceksin anladım fakat sanma ki kimse beni görmez, gün gelir şu ‘çakırdikenleri bile şahitlik yapar’ seni ele verir” diyebildi.

  Dinlemedi, silahını ateşledi, arkadaşı cansız yere serildi.

  Bir süre sonra da ölen arkadaşının hanımı ile evlendi, çoluk çocuğa karıştı…

  Yıllar yıları kovaladı

  Her şey unutulup gitmiş, cinayet çözülememiş, dosya tozlu raflara kaldırılmıştı.

  Bir gün hanımı ile tarlada çalışırken bir çakırdikeni yuvarlanarak yanlarına geldi. Dikeni görünce yıllar önce arkadaşının ölmeden önce söylediği ‘çakırdikenleri bile şahitlik eder’ sözü aklına geldi.

  Güldü…

  Hanımı niçin güldüğünü sordu, farklı cevaplar verdi, hanımı ikna olmadı. Kadın durmadan soruyor, ısrar ediyor, niçin güldüğünü anlatmasını istiyordu. Sorular arka arkaya geliyor, bunlara cevap vermede zorlanıyor, bocalıyordu... Dayanamadı, sonunda olayı olduğu gibi anlattı. Kadının ihbar edeceği aklının uçundan bile geçmiyordu.

  Fakat aklına gelmeyen başına geldi. Yıllardır eski kocasını yasını tutan kadın karakola giderek durumu anlattı. Kocasını ihbar etmişti.

  Karakoldan geldiler

  Adamı tutukladılar, adam sorguda yıllar önce yaşanan olayı bir bir anlatı.

  Nihayet cinayet çözülmüştü

  Ölen arkadaşının ‘şu çakırdikenleri bile şahitlik eder’ sözü gerçek olmuş, dikenler onu ele vermişti.

  Kimsenin yaptığı yanına kalmamış, her şeyi kusursuz planladığı halde bir dikene yenik düşmüş, cinayeti kendi ağzı ile itiraf etmişti.

  Yukarıda Allah vardı

  O, bir dikeni şahit tutmuş, dikenin şahitliği ile gerçekler gün yüzüne çıkmış.

  Olamaz denilen olmuştu, hak yerini bulmuştu.