Düşünüyorum da;

   Yaşantım hep gözlem yapmak, düşünmekle geçti

   Çocukken ‘bu ülke niçin gelişmiyor’ diye düşünür, bunun nedenini kendimce bulmaya çalışırdım.

   Amerika aya gitmiş

   Ruslar uzaya insan göndermiş

   Japonlar yeni teknolojik atılımlar yapmış vb. vb. vb.

   Tüm bunlara sevinmez, aksine ‘biz neden yapamıyoruz?’ diye de kaygılanırdım.

   Sebebini bulamaz

   Araştırır, okur, okuduklarımdan yorumlar çıkarmaya, bir sonuca ulaşmaya çalışırdım.

   Gençlik yıllarımda rahmetli Özal’ı tanıdım

   Onun zeki, farklı ve ileri görüşlü bir lider olduğunu anlamam çok uzun sürmedi.

   Olaylara bakışı, yorumlayışı, çıkardığı sonuç beni hep cezbetmiştir.

   Yanlışları olmamış mıdır?

   Olmuştur 

   ‘Bir koyup, üç alacağız’ diye formüle ettiği olaylardan bırakın üç almayı, elimizin boş döndüğünü görmüştüm.

   Fakat

   Buna rağmen paniğe kapılmadığı, amacından sapmadığı, hedefini değiştirmediğin görmüş, sevinmiştim…

   Evet, işte bir lider böyle olmalıydı

   Rahmetli Erbakan 

   O da ayrı bir yetenek, ayrı bir tarzdı

   En dar zamanlarda milleti tebessüm ettirir, konuştuğu zaman insanların özgüvenleri yükselir, geleceğe olan umutları artardı.

   Türkiye ile ilgili çok büyük düşünceleri vardı, düşünce büyük, alan dar olunca kaçınılmaz olarak problemler ortaya çıkıyordu.

   Ecevit’i tanıdım;

   Köy-kent mimarı

   Fakir dostu

   ‘Ak günler, toprak işleyenin, su kullananın’ sloganlarının mucidi…

   Fakat ne ak günler geldi, ne toprak işleyenin, su kullananı oldu. Bunların hiç biri olmadığı gibi ülke yakasını bir türlü krizlerden kurtaramadı. 

   Faizler hız rekoru kırdı, enflasyon artmadı, sanki uçtu

   Dolar, mark, yen yerinde durmadı, aldı başını gitti

   Sonra 

   Recep Tayip Erdoğan’ı tanıdım

   O farklıydı, milletin içinden gelmiş, millete sırtını dönmemiş biriydi.

   En az üç çocuk nasihatleri, müteahhitler ile milletin önünde yaptığı pazarlıklar unutulur gibi değildi.

   Kalplere girmiş, gönülleri fethetmişti

   İhanet çetelerinin çalışmaları ile düşmüş, düşürülmüş fakat milletin ‘dik dur eğilme, bu millet seninle’ sözleri ile yine ayağa kalkmasını bilmiştir.

   Onlarla yaşadım

   İyi günlerim de oldu, kötü günlerim de…

   Fakat ‘niçin gelişmediğimizin?’ cevabını hala bulmuş değilim