NEVŞEHİR(MHA) Eğitim-İş Sendikası Nevşehir İl Başkanı Mustafa Malkoç, Türkiye’de eğitim alanında fırsat eşitliğinin oluşturulması gerektiğine dikkat çekti.

Eğitim öğretim döneminin sonu itibariyle yaptığı açıklamada Malkoç, “Malkoç konuşmasının devamında; “AKP döneminde sayıları yaklaşık 4 binlere ulaşan ve 1 milyon 220 bin öğrenciyi sınavlara hazırlayan dershaneler, geçtiğimiz Mart ayında dershanelerin kapatılmasıyla ilgili düzenlemenin yasalaşmasıyla birlikte, 1 Eylül 2015 tarihinden sonra ya kapatılacak ya da temel lise adı altında eğitim verecek. MEB’in son rakamlarına göre 3 bin 300 dershaneden yüzde 60’ı okula dönüşmek için başvurdu. 2 bin 36 dershanenin dönüşüm başvurusu kabul edildi. Sadece tabela değişikliğiyle dönüşümü “Temel lise” adı altında gerçekleştirecek bu liselerde, yine dershanecilik faaliyeti yapılacak, dershaneler özel okullara değil, tüm özel okullar dershanelere dönüştürülecektir. Özel okullarda tam gün eğitim uygulaması yasal zorunlulukken, bu liselerde ikili eğitim yapabilecek, okul bahçesi ya da müstakil bina olmaları şartı aranmayacaktır. Yani, bir okulun olmazsa olmazı olan bahçe, spor salonu, servis, laboratuar, atölye, kütüphane olmayacak, çocuklarımız apartman dairelerinde eğitim alacaktır. Temel liselerin yıllık ücreti asgari 10 bin liradan başlamakta ve 20 bin liraya kadar çıkmaktadır. AKP iktidarının devlet okullarına vermeyip özel okullara aktardığı teşvik, bu yüksek fiyatlara göre yetersiz kalınca velilerin cebinden onbinler çıkacaktır. Öğrencilerimiz ve eğitim piyasaya, ticarileşmeye terk edilmiştir. Bu liselerde yüz yüze eğitim de sınırlıdır. Normal okullarda haftalık 40 saat ders olmasına karşın, temel liselerde haftalık ders saati 26 saat olacak, 12. sınıfa gelindiğinde ise 9 saate inecek, geri kalanı uzaktan eğitimle alınacaktır. Bu durum eğitimin niteliğinin düşmesine neden olacağı gibi üniversite sınavlarına daha rahat hazırlanmak isteyen 12. sınıf öğrencilerinin temel liselere yönlenmesine neden olacaktır. 2015-2016 eğitim öğretim yılında devlet liselerinin 12. sınıflarındaki öğrenci sayılarında büyük bir düşüş olacak, bazı liselerde eğitim süresi fiilen 3 yıla inecektir. Devlet liselerinde öğrenci sayının azalmasıyla öğretmen norm sayısı düşecek, devlet okullarında öğretmen istihdam sorunu yaşanacak öğretmenler işlerini kaybedecektir. Öğretmenlerin ders saatlerinin azalması, ders ücretlerinin de azalmasına yol açacak, özel okullarda öğrenci sayısı artacak, eğitim git gide özelleştirilecektir. Dershanelerin kapatılıp temel liselere dönüşümü her ne kadar eğitimin sınav odaklı olmaktan çıkarılıp, eğitimde kalitenin arttırılması, velilerin sırtındaki dershane maliyetlerinin azaltılması olarak pazarlanıyorsa da bu projeyle dershaneler yaygınlaştırılmakta adeta zorunlu hale getirilmektedir. Buradaki amaç, devletin eğitimden elini çekmesini sağlamak, devlet liselerini çökertmektir. Eğitim sistemimizin seçkinci, eleyici, sınav odaklı yapısının sonucu olarak ortaya çıkan dershaneler eğitim adına ne kadar ucube ve sorunluysa, temel liseler de o kadar sorunlu ve ucube olacaktır. Eğitimi özelleştirme adına ulusumuzun geleceği olan gençleri heba etmeye kimsenin hakkı yoktur. Temel liseler bazı eğitim bilimcilerinin dediği gibi eğitim AVM’leridir. Asla buna izin verilmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti, sosyal bir hukuk devleti ise sosyal devletin gereği olarak vatandaşın eğitiminden sorumludur. Piyasacı ve özelleştirmeci eğitim anlayışı terk edilmeli, eğitimin her aşaması parasız olmalıdır. Bilimsel, laik, demokratik, kamusal ve parasız eğitim her yurttaşımızın ayağına eşit bir şekilde götürülmeli, eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalıdır” açıklamalarında bulundu.