Türk Sağlık Sen Nevşehir Şube Başkanı Turgay ÇETİN, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri, 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yeniden düzenlenmesi ile ilgili olarak basın açıklaması yaptı. ÇETİN, yapmış olduğu açıklamada;


“Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri, 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yeniden düzenlenmiş ve 2 Kasım 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

 

Çok Başlılık Oluşmuştur

 

663 sayılı KHK ile Sağlık Bakanlığı Merkez teşkilatı yeniden yapılandırılmış; 3 Kurum, 3 Başkanlık ve 9 Genel Müdürlüğe ayrılmıştır. Taşra teşkilatı da Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, Halk Sağlığı Müdürlüğü ve Sağlık İl Müdürlüğü olmak üzere 3 başlı bir yapıya dönüştürülmüştür. 663 sayılı KHK ile ilk defa sözleşmeli yöneticilik modeline geçilerek, Kamu Hastane birliklerinde 4 bini yönetici olmak üzere, 5 bin kişi ile yönetici ve uzman olarak 2 senelik sözleşmeler imzalanmıştır.

 

Hiçbir bilgi, beceri ve yarışma sınava tabi tutulmadan, sözleşmeli idareci tercihi Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarında, Görevde Yükselme Yönetmeliğini, fiilen uygulanmaz hale getirmiştir. Ayrıca yöneticilerle sözleşme imzalanırken, peşinen alınan istifa dilekçesi de yöneticilerinin istenildiği zaman görevden alınması gibi keyfiyetçi bir tutum sergilenerek, asıl niyet ortaya konulmuştur.

 

Yöneticinin kaderi siyasetçinin iki dudağı arasında,

 

Bakanlığın sözleşmeli idareciler hakkındaki,  siz hakkınızla yönetici olmadınız. Sizi biz seçtik. Bizim istediğimiz şekilde ve bizim istediğimiz süre kadar yöneticilik yapabilirsiniz. Yöneticilik, sizin müktesep hakkınız değil. Bizimle ve bizim siyasetimizle var olacaksınız mesajı vermektedir.

 

Değerli Basın Mensupları;

 

663 Sayılı KHK ile Devlet Memurları Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği ile Sağlık Bakanlığı Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği hiçe sayılarak, hiçbir sınav yapılmadan, yöneticilerle sözleşme imzalanmıştır.

 

Esnaf Hastane Yöneticisi Oldu.

 

Bunlar sözleşme imzalanırken, hiçbir yarışma sınavına tabi tutulmamıştır. Hatta ve hatta bazıları devlet memuru bile değildir. Basına yansıdığı kadarıyla biliyoruz, devlet memuru olmayan bazı yöneticilerin içinde fırıncılık,  kasaplık gibi sağlıkla uzaktan yakından ilgi ve alakası olmayan, işlerle meşgul olan insanlar da vardır.

 

Yöneticiler Liyakat Sahibi Olmalıdır.

 

Sağlık Kurumları, Sağlığı ve Sağlık Çalışanlarını bilen insanlar tarafından idare edilmelidir. Sağlık Kurum ve Kuruluşları, objektif ve rekabete açık bir Görevde Yükselme sınavında başarılı olmuş, mesleklerinde yetkin insanlar tarafından yönetilmelidir. Sağlık Kurum ve kuruluşlarındaki yöneticiler, liyakat ve yeterlilikleri ile sağlık çalışanları tarafından saygı duyulan yöneticiler olmalıdır.

 

Atama Kriterleri Objektif Olmalıdır.

 

663 sayılı KHK ile yeniden yapılandırılan Sağlık Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında, özellikle yönetici atamalarında, objektif kriterler dikkate alınmadan, sübjektif ve yandaşlık değerlendirmeleri ile yapılan yönetici sözleşmeleri, idarede zafiyet ve sağlık çalışanları arasında motivasyon eksikliğine sebep olmuştur.

 

Bu yöntem ile yapılan idareci sözleşmeleri, idarecileri siyasetin kölesi haline getirmiş, devlet memurluğu garantisi altında olan bir idarecilik anlayışından, siyasetin emrinde ve güdümünde bir idarecilik anlayışı hâkim kılınarak, her türlü suiistimale de zemin hazırlanmıştır. İdareci kadrosundaki kişiler, devletin memuru değil, siyasi iradenin, hükümetin memuru olmak durumunda bırakılmıştır.

 

Bakanlık bünyesinde görev yapan;  hizmetli, şoför gibi kadroda görev yapan personelin, görevde yükselme sınavından 70 puan barajını geçmesine rağmen, kadro yetersizliği nedeniyle atanmadığı,

 

Üniversite bitirerek; Biyolog, Kimyager, Mühendis vb. Unvan ile mezun olup, diploma alanların, diplomalarındaki unvanları değerlendirmeye alınmayıp, ekstra bir de unvan değişikliği sınavına tabi tutulduğu bir bakanlıkta, Sağlık İl Müdürlüğü İdari Kadrolarına, Halk Sağlığı Müdürlüğü İdari Kadrolarına ve Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği ve Genel Sekreterliklere bağlı Hastanelerin en üst amirlerinin hiçbir yarışma sınava tabi tutulmadan, tamamen sübjektif değerlendirmelerle, idari kadrolar için sözleşmeli idareci olarak belirlenmesi abesle iştigaldir.

 

Bakanlık, güya Kamu Hastane Birliklerinde görevli idarecilere, karne kriterleri getirmiş, objektif değerlendirmeler yapılacağı görüntüsü verilmeye çalışılmıştır. Ancak, 2 Kasım 2014 tarihinde sona erecek olan KHB’lerdeki sözleşmeli yöneticilerin, karne kriterleri dikkate alınarak sözleşmeleri yeniden yenilenip yenilenmeyeceği konusu hala muallaklığını korumaktadır.

 

Başarılı Yöneticinin Görev Garantisi Yoktur.

 

Karne notu 100 üzerinden 100 olan hiçbir sözleşmeli idarecinin, sözleşme yenileme garantisi yoktur. Nitekim hiçbir yönetim kusuru olmadığı halde keyfe keder görevden alınan ve mahkeme kararı ile de görevine iade edilen yöneticilerinde olduğu da 2 yıllık süre içinde görülmüştür.

 

Değerli Basın Mensupları;

 

Sağlık iş gücü ve harcamaları planlamaları, uzun vadeli hesaplamaların ve planlamaların yapılması gereken bir alandır. Yöneticilikte ilgili olarak, geleceğinden emin olmayan; yönetici olurken, bir beceri ve yeterlilik değerlendirmesinden geçmeyen bir yönetici, bu plan ve hesapları neye güvenerek,  hangi bilgi ve beceri ile nasıl yapacaktır. İşini hakkıyla yapan, liyakat ve ehliyet sahibi yöneticilerin geleceklerinden emin olmaları da hizmetin verimi açısından zarurettir.

 

Bakana Çağrımızdır.

 

Bu nedenle Sağlık Bakanlığına çağrımız şudur. Devlet Memurları Görevde Yükselme Yönetmeliği’nin hükümleri, istisnasız tüm yönetici seçimlerinde uygulansın. Açık, objektif ve güvenilir bir görevde yükselme sınavı yapılsın.

Yeterli olanların, siyasi düşüncesine, sendikasına bakılmasın. İş yani emaneti ehline verilsin. Bu durumda hem çalışanlar rahatlayacak, hem emanet ehline teslim edildiğinden, hizmet alanlar daha kaliteli sağlık hizmeti alacak, hem de kendini geliştirmek ve mesleğinde en üst seviyeye gelmek isteyen çalışanların önü açılmış olacak ve onların kendini geliştirme yolundaki çabaları, hizmetin kalitesine yansıyacaktır.

 

Bürokrat Siyasetin Oyuncağı Olmamalıdır.

 

Siyasetçi bürokratı oyuncağı haline sokamayacak; siyaset, bürokrat ve iş adamı arasındaki, akçeli işler dedikodusu ve olası suiistimaller de en aza indirilmiş olacaktır. Yönetici devlet memurları, siyasi iradenin ve hükümetin memuru olmaktan kurtulup, devletin ve milletinin hizmetinde olarak yöneticilik yapacaktır.

 

Genel Başkanımız Sayın Önder Kahveci tarafından bahsettiğim bu konular ile ilgili açık bir mektupta Sağlık Bakanımıza gönderilmiştir.  Sağlık çalışanlarının taleplerini içeren bu mektubun değerlendirilerek bu anlayışa son verilmesini temenni ediyor, saygılar sunuyorum.” dedi.