Onlar öğrencilerini parkta tahterevalliye bindirerek kaldıraçları anlatan, mitoz bölünmeyi Gangnam Style şarkısında dans ettirerek  öğreten, sindirim sistemini şarkılara uyarlayıp anlaşılır kılan, laboratuvarsız okullarda atıkları kullanarak deney yaptıran öğretmenler…

Ezberleri bozan bu idealist öğretmenler fen dersinin sevilmesi ve daha anlaşılır olması için çabalıyor. Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı 2015’te 40 soruluk fen testinde doğru ortalamasının 3.9 olduğu Türkiye'de yaptıkları çok anlamlı. Üstelik çabaları sadece kendi öğrencileriyle sınırlı değil. Geliştirdikleri yöntemleri gönüllü olarak düzenledikleri konferanslarla öğretmenlerle, öğretmen adaylarıyla paylaşıyorlar.

İşte Sıra dışı öğretmenler 

"Eğitime değer" diyerek yola çıkan 14 öğretmen Ali Çağlar, Ayçin  Ünal, Burcu Yeniceli, Ebru Balcı, Fatih Akyüz, Fatih Gizligider, Hasan Düzgünoğlu, Mahmut Yılmaz, Mert Koçer, Murat Üstündağ, İbrahim Evren Özer, Talha Çalışkan, Şenol Yıldız, Tuba Aygün. 

Fen öğretmenleri deneyimlerini paylaşmak için yollara düştü. [Fotoğraf: Güray Ervin/Al Jazeera Türk]

Derste kitaptaki bilgiyi okutarak, öğrencilere sayfalarca not tutturarak bir yere varamadıklarını anlayan öğretmenler, konuları etkinliklerle, görsel hale getirerek anlatmaya başladı. Fen öğretmenlerinin etkinliklerini paylaştığı e-mail grubu aracılığıyla da birbiriyle bağlantı kurdular. 

Eğitimi dert edinip yollara düştüler

Eğitim fakültelerinden donanımsız mezun olduklarını söyleyen öğretmenler, öğretmen adaylarına ulaşmaya karar verdi. Üniversitelere ulaşıp, yöntemlerini ve deneyimlerini paylaşmak istediklerini söylüyorlar. Tatil günlerinde Türkiye’nin dört bir yanından kalkıp gönüllü olarak öğretmen adaylarıyla buluşuyorlar.

Öğretmenlerin son konferansı Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’ndeydi. Konferansın koordinatörü Burcu Yeniceli hariç tüm öğetmenler devlet okulunda çalışıyor. Tokat’tan Mardin’e, Ağrı’dan Zoguldak Ereğli’ye kadar Türkiye’nin farklı illerinden. Köy okulunda çalışan da, merkezde çalışan da var. 

'Sokakta fen mi yapılır' diyenlere inat 

Öğretmenler, yaklaşık 400 öğretmen adayı ve Samsun’da çalışan eğitimcilere sınıflarından örnekler vererek yol gösterdi.

Her birinin dersinde kullandığı yöntem birbirinden eğlenceli ve farklıydı. Sınıflarında yaptıkları uygulamalar ise soyut konuların bile somut anlatılabileceğinin kanıtıydı. "Hocam sokakta ders mi anlatılır" diyenlere kulaklarını tıkayıp feni günlük hayata taşıdıklarını anlattılar. 

Odundan iskelet sistemi

Şanlıurfa Ceylanpınar’da çalışan iki buçuk yıllık fen bilgisi öğretmeni Ebru Balcı, köyün imkânsızlıkları içinde feni deneylerle anlatmayı başaran bir öğretmen. Duyu organlarını köyde yetişen tarım ürünleri pirinç, mısır ve pamuğu kullanarak görsel hale getiren Balcı, öğrencilerine köpük tabaklardan, odunlardan iskelet sistemi yaptırdı. İnşaattan toplanan tellerle güneş sisteminin modeli çıkartıldı. Öğrencilerine bilimsel öyküler yazdıran ve tiyatro oynatan Balcı'nın geçen yıl dört öğrencisi TEOG’da tüm fen sorularını doğru yaptı. Öğrencileri şimdi fen lisesinde okuyor.

Balcı, boşaltım sistemini öğrencilerin bulabildikleri malzemelerle görsel hale getirdi.

Balcı öğretmen adaylarına şöyle sesleniyor:

"Laboratuvarımız yok. Sizlerin de okullarında olmayabilir. Hiçbir zaman yakınmayın. Öğrencilerim de zamanla her malzemeden deney yapmamıza alıştı. ‘Öğretmenim size inek dişi getireyim, deney yaparken lazım olur' diyen bile oldu."

Sınıfı sahne gibi kullanan öğretmen   

Nevşehir’den Fatih Gizligider kendi deyişiyle tahtanın önünü tiyatro sahnesi gibi düşünen bir öğretmen. Gizligider,televizyonda yayınlanan "Ben Bilmem Eşim Bilir" yarışma  formatını "Ben Bilmem Kankim Bilir" diyerek sınıfına uyarladı. Öğrenciler ikişer kişilik ekipler oluşturuyor, deneyleri yarışma formatında yapıyor. Mesela elektirik devrelerini bağlamaya çalışıyorlar.  

Fatih Öğretmen karikatür ve şarkılarla da feni öğretiyor. Böbreğin işlevini bilindik şarkılara uyarlıyor ve öğrencileriyle birlikte söylüyor:

"Bende bu kanda biriken üre olmasa, üreleri kandan süzen nefron olmasa… Bir de kana kan katan böbrek olmasa. Ah bu kan süzülemez, ah bu idrar birikmez. Sen olmasan böbrek kan süzülemez…"

Deneyi köylere götürüyor 

Zonguldak Ereğeli’de çalışan ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın Yılın Öğretmeni seçtiği Şenol Yıldız ise köy okullarını bilimle tanıştırıyor. Ereğli’de çalıştığı okula esnafın katkılarıyla deney malzemeleri alan, kimi malzemeleri sanayide yaptıran öğretmen, öğrencilerine fenin günlük hayatın içinde olduğunu ispatlayan deneyler yaptırıyor. Sonra öğrencilerini ve deney setlerini alıp köy okullarını dolaşıyor. Şimdiye kadar altı köy okuluna gidip 1500 öğrenciye ulaştılar. Amacı bir otobüsü deney setleriyle donatıp pek çok ili dolaşmak.

Parkta da ders yapılır 

İstanbul’da çalışan İbrahim Evren Özer, pek çok öğrencinin anlamakta zorlandığı mitoz bölünmeyi dans ettirerek anlatıyor. Gangnam Style eşliğinde öğrenciler mitoz bölünmenin evrelerini yapıyor. Öğrenciler kaldıraçları parkta tahterevallide, kinetik enerjiyi kaydıraktan kayarken öğreniyorlar.

Özer, kaldıraç konusunu öğrencilerine parkta anlatıyor.


10 yıllık öğretmen Özer, mesleğinin ilk beş yılını not tutturarak geçirdiğini ama öğrencilerin öğrenemediğini söylüyor. Özer "Öğrenciler görmediği şeyi anlamıyor. Çocuklar oturmasın, etkinlik yapsın ve eğlenerek öğrensin" diyor. 

Etkinlikleri internetten paylaşıyorlar

Örnekler çok. Kuşadası’nda Mert Koçer öğrencilerine teleskop yapmayı öğretip, onlarla gözleme çıkaran bir öğretmen. Ayçin Ünal sponsorlar bulup okuluna laboratuvar kazandıran, öğrencileriyle yüzlerce bilimsel proje hazırlamayı öğreten bir eğitimci. Ali Çağlar, Tuba Aygün, Talha Çalışkan, Murat Üstündağ, Hasan Düzgünoğlu, Mahmut Yılmaz, Fatih Akyüz... Hepsinin farklı ve akılda kalıcı yöntemleri var. Her öğretmen ismiyle kurduğu sitelerinden ya da Youtube'da açtıkları kanallarından, geliştirdiği materyalleri ve teknikleri paylaşıyor.

"Öğretmenliğe bakış açımı değiştirdiler"

Öğretmenler deneyimlerini paylaşırken, eğitim fakültesi öğrencileri onları can kulağıyla dinledi. Sunumlar sınıftaki yaşanmışlıklara dayalı olunca, video ve fotoğraflarla da desteklenince salon, öğretmenleri alkışlar ve kahkahalar arasında izledi. 

Kimya 4. sınıf öğrencisi Ahmet Kurt, "Öğretmenlerin hepsi devlet okulundan ve imkânları kısıtlı. Bugün önemli olanın bir şeyleri değiştirmek isteği olduğunu gördüm" dedi. Fen Bilgisi Öğretmenliği 4. sınıf öğrencisi Ezgi Özkan ise, "Motivasyon oldu, öğretmenliğe bakışım değişti" diye konuştu.  

19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Süleyman Yaman ise eğitim fakültelerinde verilen eğitimin teorik olduğunu belirterek "Biz akademisyenlerin de tecrübeleri kısıtlı. Sahadan gelen öğretmenlerle öğrencilerimizi bir araya getirmek önemli. Her biri sıra dışı öğretmenler ve bu tür etkinliklerin yapılması çok önemli" dedi.   

Ezber bozan öğretmenler üniversitelerle iletişim kurup deneyimlerini paylaşmaya devam edecek.

Kaynak: Al Jazeera