Peki Anlayarak Hızlı Okuma Teknikleri Nelerdir?
Mevcut eğitim sistemimiz hızlı okuma tekniklerinden ziyade, okumayı anlama teknikleri üzerinde çok daha fazla duruyor. Dolayısıyla okuduğunu anlamak için gerekirse defalarca okuma yapmak, özellikle sınavlarda soruları bir daha bir daha okumanın gerektiğinden hepimiz haberdarız.
Ancak burada unutulan bir nokta var. Gerçekten anlayarak okuyabilmek için okuma hızımızın yavaşlığı nedeniyle okuduklarımıza gereken dikkati gösterebiliyor muyuz? Bu sorunun cevabını hemen ‘hayır’ olarak cevaplayabiliriz. Çünkü yavaş okuma okuduklarımızın anlaşılabilmesinin önündeki en büyük engellerden sadece biri. Bu nedenle anlayarak hızlı okuma ve öğrenme teknikleri hemen her öğrencinin sahip olması gereken becerilerden biri olmalı
Okuma esnasında, göz metin üzerinde soldan sağa doğru kayar; her kelime üzerinde duraklar. Bu duraklamalar esnasında, aynı bir fotoğraf makinesi gibi, gördüğü kelimenin resmini çekip beyne gönderir; beyin de daha önceden öğrenmiş olduğu bu sembolleri deşifre eder, bir araya getirir ve fikre ulaşır.
NİÇİN HIZLI OKUMA?
Yaşadığımız yüzyıl bir bilgi çağıdır. Bilgi daha hızlı çoğalmakta, bizler ise dakikada 150 kelime ila 300 kelime arasında okuyabilmekteyiz. Oysaki günümüzün aydınları, dakikada ortalama 500 kelime okumamız gerektiğini belirtmektedir.
Zihin olarak okuma hızımızı sınırlandıran bizleriz. Günlük gazeteler, e-postalar, kitaplar, ödevler, iş yazışmaları vb. dökümanların daha hızlı okunması yaşam kalitenizin artmasına olanak sağlayacaktır.
Ayrıca, sınavlara hazırlanan öğrenciler hızlı okuma teknikleri ile daha hızlı okuyup, daha hızlı anlayarak, sınavlardaki başarılarını artırabilirler. Unutmayın ki, beynimizle gözlerimiz arasında ışık hızında bir iletişim kurulmaktadır. Işık 300.000 km/s hızla ilerlerken, ses 312 km/s ilerler. Beynimiz çok hızlı okuma yeteneğine sahiptir, önemli olan onu eğitmektir.
Araştırmalara göre YGS’ye giren bir öğrenci toplamda 160 soru çözmektedir.Bu süre öğrencilere çoğu zaman yetmezken anlayarak hızlı okuma eğitimiyle birlikte 40-45 dakika arttırmak mümkündür.YGS’de çıkan soruların sözcük sayısı her sene atmaktadır.YGS 2010’da 3492.2011’de 3795 ve 2012’de 4360 sözcük çıkmıştır.sınavlarda her sene artan kelime sayısı süreyi ekonomik kullanamaya zorunlu kılmaktadır.Sınav odaklı eğitimim metodumuz sayesindeTEOG, YGS,LYS,ALES, ve KPSS gibi sınavlarda süre arttırmak mümkündür.Anlayarak hızlı okuma sayesinde konsantrasyonunuz artar.düşünme anlama ve algılama gibi zihinsel becerileriniz gelişir.Okumayı monotonluktan çıkarıp zevkli bir hale dönüştürebilirsiniz,kısa zamanda daha çok okuyup anlayabilirsiniz.
NASIL GERÇEKLEŞİR, KİMLER YAPABİLİR?
Tabi ki gözleri ve beyni sağlıklı olan herkes hızlı okuma tekniklerin öğrenebilir. Hızlı Okuma becerisi özel bireysel yetenek değil, geliştirilebilir bir teknik bilgidir. Bilgiyi beceriye dönüştürmenin yolları da öğrenilebilir.
Hızlı okumak için 10 ipucu
1:Görsel algılama kapasitesini yükseltmek
2:Kelime hazinesini geliştirmek
3:Eski alışkanlıklardan kurtulmak
4:Konsantrasyon
5:Gözle okumak
6:5N TK tekniği
7:Göz tarama tekniği
8:Bol bol kitap okumak
9:Kendine Güven
10:Sütun tarama tekniği
Eğitim süresi
32 saat olup 1.kur uygulama 2.kur bilgisayar destekli eğitimdir.
Kekemelik, konuşmanın akıcılığı ve ritmi ile ilgili bir iletişim bozukluğudur.
Akıcı konuşmada ritim ve zamanlama büyük önem taşır. Hız, vurgulama ve doğru yerde duraklamalar açısından farklılıklar olsa da akıcı konuşmada sözcükler ve sözcük grupları kendiliğinden akar. Akıcılıkta ortaya çıkan bozukluklar, uygun olmayan duraklamalar, tekrarlar ve benzer problemler konuşmanın doğal akışını etkiler.
İşte ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla ortaya çıkan konuşmanın akıcılığının bozulduğu bu durum "kekemelik" olarak adlandırılır. Artık, kişinin ne konuştuğundan çok nasıl konuştuğu dikkat çekmeye başlar. Konuşan kişi de dinleyenler gibi durumu fark ettiğinde, konuşma güçlüğüne korku ve endişe de eşlik eder. Bazı durumlarda belirgin yüz ve vücut hareketleri konuşma çabası ile birlikte görülebilir.
Kekemelik Genellikle Hangi Yaşta Ortaya Çıkar?
Kekemelik, genellikle dil gelişiminin erken dönemlerinde ortaya çıkar (2-6 yaş).
Bazı durumlarda, okul çağında, nadiren yetişkinlikte de ortaya çıktığı görülebilir.
Kekemelik Sürekli midir?
Hayır.. Kekemeliği olan insanların konuşmalarının akıcı ve düzgün olduğu zamanlar da vardır. Örneğin, İletişim ile ilgili kaygının olmadığı ortamlarda, şarkı söylerken, oyun oynarken, hayvanlarla konuşurken vb. normal akıcılıkta konuşabilirler.
Coğrafya bilimi, kendi içinde bir çok bilimi barındıran bir bilimler topluluğudur.. Nüfusun yeryüzünde dağılışı, iklim, ekonomik faaliyetler, yer altı kaynakları, fiziki ve Beşeri coğrafya gibi konular Coğrafya’nın bölümleri içerisindedir. Bu nedenle de coğrafya bir çok alt kolu olan bilimler topluluğudur.
Coğrafya, yer küreyi incelerken fizik, biyoloji,geometri gibi birçok bilimden bilimlerden de faydalanır. Bazı alanlarda bulunan canlı fosilleri incelenirken yine diğer bilimlerden faydalanılır. Ayrıca bu bilimin matematik ile de ilgisi vardır. Mesela; Güneş’in kendi etrafında ve dünyanın etrafında dönüşü hareketlerinin sayısal verilerini saptayıp ortaya koymak amacıyla matematik biliminde çok kez yararlanılır.
Kısacası; coğrafyanın konu alanının geniş olması coğrafyanın her bilim dalı ile yakından bir ilişki içinde olmasını sağlamıştır.Bunun sonucu olarak Matematik,fizik,kimya,edebiyat gibi bilimlerin anlaşılmasının en kolay yolu Coğrafya eğitiminin iyi bir şekilde alınmasıyla olur.Gerçekten iyi bir coğrafya eğitimi aldığımızda sosyal ve görsel bakış açımızda büyük ölçüde değişecektir.Coğrafya çocuklarımızın iyi gözlem yapma ve neden sonuç ilişkisi kurma yeteneklerini geliştirmede ve Çevreden daha fazla faydalanmada büyü önem taşımaktadır.
Bu bahsi geçen konularda alakalı destek almak için aşağıdaki adresve telefon numarasından Melek Yorgancı'ya ulaşabilirsiniz.
[email protected] Telefon: 0 546 228 3242
