Nevşehir TOKİ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin başarılı  okul öncesi öğretmenimiz Fatma Gümüş Tekin Türkiye’de Eğitimde en iyiler yılın en sıra dışı öğretmeni katogorisinde finale kalmıştır. Halk oylaması 1 Kasıma kadar devam edecektir. Siz değerli Nevşehirli halkımızın desteğini bekliyoruz.

www.egitimdeeniyiler.com adresinden oylamaya katılıp başarılı öğretmenimizi destekleyebilirsiniz.

Öğretmenimizin hikayesi şu şekildedir.

Nereye gitsem kısa vade de olsa fark yaratmak için çok uğraşan 12 yıllık eğitim hayatımda 8 okul değiştirmiş okul öncesi öğretmeniyim. Bana verilen görevi hakkıyla yapmaya çalışan, sınıfta çocuklarla olmaktan çok mutlu öğretmenim. Çocuklarda öğrenme mucizelerine tanık olmak sınıftaki en keyifli işim. Öğretmen merkezli eğitimden ziyade öğrenci merkezli eğitime önem veren öğretmen kimliğini sınıfta rehber konumunda tutabilen ve sınıfta huzur ve neşeyle beraber demokrasinin olduğu ortamı çocuklarına sunabilen eğitimci olmaktan pek memnun bir haldeyim.

Son okulumdaki hikayem şöyle; Tayinimin çıktığı gün ‘’sen o bölge de o kadar okul varken buraya öğrenci bulmazsın norm fazlası olursun, kendine başka okul tercih et , uğraşma boşuna’’ denilmişti. Okulda okul öncesi için ayrılmış alanı - büyüklük olarak yaklaşık 250 m2- gören ben çok nadir bir okulda böyle genişlik bulabileceğimi anladığım an kolları sıvadım hemen. Bir karar vermiştim ben okulu en gözde okul yapacaktım. Herkes böyle bir okulun varlığından haberdar olacaktı. Eve geldik eşimle evimizin altında küçük bir atölye yapmıştık çocuklarımıza oyuncak yapmak için orayı tekrar aktif ettik. Duvara monte edeceğimiz oyuncaklar yaptık . Bunlar bir nevi montessori becerilerine benzeyen oyun materyalleriydi.

Üç sınıfı tek başına kullanacak olan bir öğretmen olarak bir sınıfı bu şekilde el yapımı materyallerle doldurmaya çalıştım. Bir yandan kapı kapı dolaşıp öğrenci bulmaya bir yandan oyuncak yapmaya çalışıyordum. Bütün bunları yaparken kızım bir buçuk yaşında ve ben ikinci çocuğuma hamileyim. Okul zamanı zor zar 12 öğrenci buldum. 12 öğrenci ile ilk dönemi tamamlayıp, ikinci dönem doğum iznine ayrıldım. 2014 yazında başka bir okuldan arkadaşım beni duyup okula gelmiş o da montessori uygulamak istiyordu beni buldu. Çocuklarımın küçük olması nedeniyle ne zamandır ertelediğim montessori projesini hazırladık Milli Eğitim Müdürü ile görüştük bize proje ile donanım sağlandı. İki okul proje ile montessori eğitimini uygulama da pilot okul oldu. Bütün bunları yaparken yaz tatilinde okulun boya badana işleri ile ilgilendim.

Boya sonrası yerlerin temizliği ile ellerim yara oluncaya kadar tel ile temizlik yaptığımı bilirim. Bir yandan proje yazımı ile, bir yandan materyal teklifleri ile, bir yandan öğrenci arayışı ile, bir yandan da sınıf temizliği ile uğraşırken ortaya güzel bir sonuç çıktı. 2014 - 2015 eğitim öğretim yılı güzel bir girişle14 öğrenci ile eğitim öğretime başladık. İkinci dönem Montessori uygulamalarına geçebildik hem proje ile montessori eğitim zamanı hem de materyalin temini süreci uzadı. Proje ile almış olduğum Montessori eğitimi 32 saat olması nedeniyle kendimi yetersiz hissetmiştim. 2015 yaz tatili sürecinde tekrar uzun süreli bir eğitim almam gerektiğine inandım.

İstanbul Montessori Enstitüsü’nde Uluslararası kuruluşlardan eğitimli sınıf deneyimleri olan hocaların önderliğinde 314 saatlik Montessori eğitim programına katıldım. Bu programda Türkiye'de devlet okulunda çalışan tek öğretmen bendim. Yaz tatilinde iki çocuğum ve annemle İstanbul’da konaklayarak kendi isteğimle gittiğim programda ben montessori eğitiminin sadece bir yöntem ve materyal eğitimi değil hayat felsefesi ve yaşam tarzı olduğunu idrak etmiş oldum. Bu programla Türkiye’de ilk kez uluslararası eğitim alıp bizzat yurt dışı okul deneyimleri olan saha danışmanı tarafından Montessori denetimi geçiren bir devlet okulu olmanın ve devlet okulunda profesyonel anlamda montessori uygulayabilmenin kapıları da açılmış oldu. Hiçbir çıkar ve beklenti içinde olmadan böyle bir eğitim için maddi ve manevi fedakarlık etmiş olmam pek çoğu kişiye anlamsız gelse de hayatta atmış olduğum en güzel adımdı.

Eğitim sonrası sınıfta beni diğer okul öncesi öğretmenlerinden ayırt etmiş olan kendimle ilgili gözlemlediklerimle daha farklı bir ben vardı. Daha sakin, daha dingin, rehber konumunda iyi bir gözlemci, bireysel farklılıkları ayırt edebilen, her bireyin ihtiyacına uygun eğitim sunabilen, sınıfta asla ödül ve cezaya yer vermeyen, çocukların mucizevi öğrenme anlarına şahit olabilen, kendi yapabilecekleri her şeyde çocuklara uygun ortamı hazırlayıp yetişkine olan ihtiyaçlarını asgariye indirebilen bir öğretmen olabilmeyi başarmaya başladım. Bir gün okulumuzu ziyarete gelen milli eğitim müdürünün sınıf ortamında çocukları ve eğitim ortamını gördüğünde bu okulu bütün okul öncesi öğretmenleri ve okul öncesi kurum müdürleri görmeli dedi ve öğretmenler ve müdürler için valilik oluru ile farkındalık gözlemleri yapıldı.

Yapılan bu farkındalık gözlemleri ile çok sayıda sınıfa gelen öğretmen ve müdürlerin çocuklardaki eğitimle gelen değişimleri ve farklılıklarından güzel etkileşimler oldu. 2016 yılı mart ayında Geri dönüşüm kaynaklı yapmış olduğum Türkiye'de de özgün olan bahçe sınıfı projesi ile de Nevşehir de eğitimde en iyiler 2016 da en iyi beş projeden biri olma hakkına sahip oldum.

Bahçe sınıfında hedefim eğitimi dört duvar arasından çıkararak açık havaya taşımak ve çocuklar için sınıfta olduğu kadar dış alanda da eğitim olanağı için gerekli ekipmanı kurmaktı. Eğitimde farklı yaklaşımlar projeleri ile öğretmenlere hizmet içi eğitimler verme fırsatım oldu. Kapanmak üzere olan okulu Nevşehir'de hatta Türkiye'de çeşitli projelerle adı duyulmaya başlandı.

2016-2017 eğitim öğretim yılı için kayıt öncesi dönemde 25 öğrenci ön kaydı yapılmıştır. Öğrenci bulunamayan ve daha önceki yıllarda gelen öğretmenlerin norm fazlası olup okul öncesi sınıfı kapalı tutulan okula kura ile öğrenci alınacak hale gelmiştir. Gelecek yıllarda farklı proje fikirlerimi de hayata geçirecek olacağıma hiç şüpheniz olmasın. Eğitime giden yolda en iyilerlerden olmak ümidiyle...