Nevşehir Üniversitesi Dil Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezi (NEDİM) tarafından “Türk Dilinin Tarihi Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu” konulu panel Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirildi.

 

Panele, Nevşehir Vali Yardımcısı İbrahim Süha Karaboran, Nevşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof Dr. Çetin Pekacar, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nesimi Aktaş, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Erol Seyfeli, Nevşehir Meslek Yüksekokul Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ersan Kabalcı, NEVKAM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Adem Öger, kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.

 

Türk Dil Bayramı münasebetiyle yapılan etkinlikler kapsamında gerçekleştirilen panelde Nevşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Çetin Pekacar, Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyeleri Yrd. Doç. Dr. İbrahim Ethem Özkan ve Yrd. Doç. Dr. Hacer Tokyürek panelist olarak katıldılar.

 

Oturum başkanlığını Prof. Dr. Çetin Pekacar’ın yaptığı panelde “Günümüz Türkiye Türkçesinin Durumu”, “Türkçede Sadeleşme Hareketleri ve Dil Devrimi” ve “Türk Dilinin Tarihi Gelişimi ve Yayılma Alanları” konularında sunumlar gerçekleştirildi.

 

“Günümüz Türkiye Türkçesinin Durumu” konulu sunumunda Prof. Dr. Çetin Pekacar, Türkçenin yeryüzünde en yaygın konuşulan 5. büyük dil olduğunu ve Türk Dil Kurumunun yaptığı çalışmaya göre günümüzde Türkçe kelime sayısının beş yüz bin olduğunu belirtti. Türkçenin yaygın şekilde kullanılan bir bilim dili olduğunu ifade eden Prof. Dr. Pekacar, günümüzde Türkiye’de bütün bilimlerin Türkçe olarak okutulduğunu ve Türkçe kitaplar basıldığını hatırlattı. Pekacar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir dilin içinde yabancı kelime olması demek o dili yabancı bir dil yapmaz öyle bir şey olsaydı bu Osmanlı zamanında gerçekleşirdi.  Osmanlı Devleti zamanında Türkçe metinlerde Türkçe kelime yardımcı fiillerden ve az sayıda kelimelerden oluşmaktaydı. Bir dilin içinde yabancı kelime olması doğal ve hatta zorunluluktur. Milletler bir biriyle diyalog içinde olduğundan bu süreç doğal bir süreçtir” dedi.

 

“Türk Dilinin Tarihi Gelişimi ve Yayılma Alanları” konulu sunumunda Yrd. Doç. Dr. Hacer Tokyürek ise Türk dilinin bugün batıdan doğuya, oradan Büyük Okyanusa, Kuzey Buz Denizinden güneye kadar çok büyük bir alanda dağınık olarak konuşulduğunu belirtti. Türklerin büyük bir alanda yerleşme göstermesi sebebiyle kendisiyle menşei bakımından yakınlığı olan ya da olmayan birçok dille temas halinde olduğunu söyleyen Tokyürek,  sözlerine şöyle devam etti: “Türkçe, Ural Altay dil ailesinin Altay koluna mensuptur ve Altay kolundan Moğolca,  Mançurca daha sonraki dönemlerde ise Japonca ve Korece ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir.  Türklerin girmiş olduğu siyasi etkileşimler sonucunda Türkçe de farklı dillerden etkilenmiştir. Tarihi süreç içerisinde Türkçe, farklı milletlerin dilinden etkilenmiş ve onları etkilemiştir.”

 

Yrd. Doç. Dr. İbrahim Ethem Özkan ise “Türkçede Sadeleşme Hareketleri ve Dil Devrimi” konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Yrd. Doç. Dr Özkan konuşmasında dilin yaşayan bir varlık olduğunu ve bu nedenle doğal süreç içerisinde özellikle konuşma dilinin ihtiyaçları kapsamında kendisini yenilediğini ancak bunun yazma dili için aynı şekilde gerçekleşmediğini ifade etti. Türkçenin sadeleştirilmesi ile ilgili çalışmaların 15. yüzyıl sonlarında başladığını söyleyen Özkan, Tanzimat devrinde edebiyat konusunda oldukça geniş çalışmalar yapıldığını dile getirdi. Bu dönemde Namık Kemal’in eleştirileriyle dilin sadeleşmesi konusunda pek çok konuya değindiğini sözlerine ekleyen Yrd. Doç. Dr. İbrahim Ethem Özkan, Namık Kemal’in yazılan eserlerin kolay anlaşılır bir dille yazılmasını istediğini belirtti.