Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, ‘Mühendislik Günleri-6’ adlı panel düzenledi

Üniversitemiz Tafana Aşçılık ve İkram Hizmetleri Uygulama Tesisleri Kubbe Altında düzenlenen panele Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nesimi Aktaş, Turizm Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Zeynep Aslan, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Şahlan Öztürk, Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Ersan Kabalcı, akademik ve idari personelin yanı sıra öğrenciler katıldı.

Panele Mühendislik-Mimarlık Fakültesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Kamil Emre Gerçekaslan, Yrd.Doç.Dr. Bülent Zorlugenç, Yrd. Doç. Dr. Ömer Bilhan ve Yrd. Doç. Dr. Ayşe Kocalmış Bilhan panelist olarak katıldı.

“Patates Unu” hakkında katılımcılara bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Kamil Emre Gerçekaslan patatesin beslenmedeki önemine değinerek patates ununu işlemenin patatesin muhafaza ömrünü uzatmasının yanında birim ağırlıktaki besin değerini de yükselteceğini ifade etti. Gerçekaslan, Nevşehir’in ülkemizin tek patates unu fabrikasına sahip olduğunu hatırlatarak besin değeri bakımından kıymetli olan patates ununa ve ülkemizin tek patates unu fabrikasına gereken önemin verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

“Gıda Katkı Maddeleri” hakkında bir sunum yapan Yrd. Doç. Dr. Bülent Zorlugenç, gıda katkı maddelerinin tek başına gıda olarak tüketilmeyen, bir gıda ürününün ana bileşeni, hammaddesi veya yardımcı maddesi olarak kullanılmayan fakat o ürünün işlenmesi, ambalajlanması, depolanması ile ilgili olarak ve ürünün tat, koku, görünüş, yapı ve diğer niteliklerini korumak, düzeltmek, veya istenmeyen değişikliklere engel olmak amaçlarıyla gıda ürünlerine katılımlarına izin verilen, kalıntı veya türevleri mamul maddede kalan kimyasal madde veya maddeler karışımları olduğunu söyledi. 1500’ün üzerinde kimyasalın farklı fonksiyonel özelliklerinden dolayı günümüzde gıda katkı maddesi olarak kullanıldığını söyleyen Zorlugenç, katkı maddelerinin gerekli toksikolojik çalışmalardan tatminkâr sonuçlar alındıktan sonra ve yönetmeliklerce izin verilen miktarlarda kullanılması gerektiğini belirtti.

Kızılırmak Havzası hakkında katılımcıları bilgilendiren Yrd. Doç. Dr. Ömer Bilhan Türkiye’de son yıllarda, nehirler üzerinde inşa edilen hidroelektrik santraller ve barajlar gibi su yapılarının sayılarının artması, tarım arazilerinin yanlış kullanımı, ormanların tahribatı, plansız yerleşim ve endüstri yapıları gibi etkenler, nehirlerin taşıdığı sediment miktarını ve iletimini olumsuz yönde etkilemektedir dedi. Özellikle regülasyon yapılarıyla kontrol edilen nehirler, denize deşarj oluyorsa bu olumsuz etkilerin en belirgin olarak görüldüğü bölgeler, nehirlerin denize deşarj olduğu deltalardır. Bilhan, Kızılırmak Nehri üzerinde inşa edilen regülasyon yapıları ilgili olarak özellikle 1988’de Altınkaya, ardından 1991’de Derbent barajlarının işletmeye alınmaları ile Kızılırmak Deltası’nın sediment bütçesi bozulduğunu, binlerce yıldır devam eden büyümenin durduğunu ve ırmağın ağız kısmından itibaren bir gerilemenin başladığına dikkat çekti. Yrd. Doç. Dr. Bilhan, gerek Kızılırmak Havzasının gerekse Türkiye’deki diğer önemli havzalar ile ilgili olarak bütün bu ve benzeri gelişmelerin dikkatle takip edilmesi, mevcut ve muhtemel sorunlar, risklerin ortaya konularak, onlara çözüm getirebilecek yeni araştırma ve projelerin desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

Yrd. Doç. Dr. Ayşe Kocalmış Bilhan ise günümüzde enerji üretim çeşitliğinin artmasının yanı sıra üretilen enerjinin daha verimli nasıl kullanılacağının da önemli bir konu olduğunu söyledi. Bilhan, enerjinin verimli kullanımının her alanda yaygınlaşmasıyla hem yakın bir gelecekte tükenmesi öngörülen doğal gaz, petrol, kömür gibi fosil yakıtların doğal çevreye olan zararlarının önüne geçilebileceğini hem de bütçeye ve ülke ekonomisine de katkıda bulunulabileceğini dile getirdi. Yrd. Doç. Dr. Bilhan enerji verimliliğinin esas olarak, yaşam standartı ve hizmet kalitesi engellenmeden tüketilen enerjinin üretilen enerjiden daha az seviyelere indirgenmesine dayandığını söyleyerek gerek evlerde, gerek iş alanlarında gerekse ulaşımda bizler için küçük ancak genel olarak toplum tarafından yapıldığında büyük faydalar sağlayabilecek adımların atılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Panel soru cevap bölümünün ardından panelistlere teşekkür belgelerinin takdimi ile son buldu.