TOBB’da düzenlenen 7. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nda, Türkiye’nin üretim ve hizmet alanındaki gücünü oluşturan 59 sektör meclisi, sorun ve çözüm önerilerini, birinci ağızdan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ilgili bakanlar ve bürokratlara iletme fırsatı buldu. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu Şura’nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye Sektör Meclislerinin, ekonomi politikalarının tasarım sürecine doğrudan dahil edilmesinde fayda gördüğünü, böylece ekonominin büyüme sürecinin yeni bir ivme kazanacağını söyledi.​

7. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu'nun evsahipliğinde, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın başkanlığında, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın katılımıyla TOBB Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.

 

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Sektörel Ekonomi Şurası’nın, 59 ana sektörün katılımıyla, bu alanda Türkiye’nin tek ve en büyük buluşması olduğuna işaret ederek, “Sektörlerinin kanaat liderleri olan arkadaşlarımız, sıkıntı ve önerilerini doğrudan ekonomi yönetimine iletecekler” dedi.

 

Bu çalışma ile adeta ekonominin röntgeninin çekildiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Bu raporu hem ekonomi yönetimiyle, hem de kamuoyu ile paylaşacağız. Burada dile getirilen tüm sorunlar ve öneriler, ilgili bakanlıklar ve kurumlar bazında da ayrıca tasnif edilecek ve kendilerine iletilecek.

İnanıyorum ki, bu değerli arkadaşlarımızın çalışmaları, kamu-özel sektör işbirliğine yeni bir ivme kazandırarak, ekonominin büyümesine destek verecektir” diye konuştu.

 

-“Daha fazla üretim, yatırım, istihdam ve ihracat hedefliyoruz”

 

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, önceki sektörel şuralarda gündeme getirilen çeşitli konularda, sağlanan ilerlemeler, reel sektörün ve ekonominin büyümesini sağladığını vurguladı.

Tekstil, Konfeksiyon, İlaç ve Turizm’deki KDV indirimleri, Denizcilik’teki destekler, yatırım teşvik sisteminin bölgesel ve sektörel olarak dizayn edilmesi, KOBİ’lere tanınan yeni imkânlar ve istihdam desteklerin bunlardan sadece birkaçı olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu:

“Peki, sıkıntıların hepsini aştık mı? Hayır. Elbette sorunlar var. Ama bunlar aşılamayacak sorunlar değil. Daha da önemlisi, artık sorunları daha rahat aşma imkânını yakaladık.

Kamu ile Özel sektör arasında kurduğumuz bu kapsamlı diyalog mekanizmaları sayesinde, özel sektör ile kamu idaresinde, ortak akıl ve empati gelişti.

İş hayatındaki sorunları anlatabildiklerini ve bunların çözülebildiğini gören girişimcilerimizin de, bakış açıları değişti, gelişti.

Şimdi bizler daha büyük bir moralle ve daha büyük bir şevkle işimize sarılıyoruz. Daha fazla üretim, yatırım, istihdam ve ihracat hedefliyoruz.

Ancak, küresel sistemde kısa ve uzun vadede ortaya çıkmakta olan iki önemli değişime karşı da hazırlıklı olmamız gerekiyor.

Kısa vadede bizi yeni bir küresel iktisadi ortam bekliyor. Son 5 yıldır süren bol likidite dönemi sona erdi.

Eskisi gibi, rahat ve ucuz borçlanma imkânları azalıyor. Hem şirketlerimiz, hem de vatandaşlarımız artık daha tedbirli ve temkinli hareket etmek zorunda.

Kamu idaresi ve özel sektör olarak, bu yeni ortama nasıl uyum sağlayacağımıza ve büyüme-istihdam-refah artışı dengesini nasıl koruyacağımıza odaklanmak zorundayız.

Uzun vadede ise bizi başka bir zorluk bekliyor. Dünyada bölgeselleşme hız kazanıyor. Bunda da öncülüğü ABD yapıyor.

 

Önce pasifik ülkeleri ile Trans-pasifik Ortaklık Anlaşması başlatıldı. Burada ABD, Japonya, Kore, Kanada, Avustralya, Malezya, Meksika gibi önemli ülkeler bulunuyor.

ABD geçen sene, AB ile Trans-atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı girişimine de hız verdi.

Bu iki girişimin önemi şurada. Birincisi Dünya Ticaret Örgütü’nün dünya çapında uygulamaya çalıştığı ticaretin serbestleştirilmesi görüşmelerine bir alternatif çıkıyor.

Yani bir anlamda bu görüşmelerin sonuçsuz kalmasına karşı hazırlık yapılıyor. Ama daha da önemlisi, bu iki girişim, birlikte dünya ekonomik gücünün üçte ikisine denk geliyor.

Bu da sadece ticareti ve yatırımları değil, üretim standartlarını belirleme konusunda da büyük bir güç elde etmelerini sağlıyor.

 

Size bir örnek vereyim. Şu an bizim ürettiğimiz ürünler 220 volt’a göre dizayn ediliyor. Eğer bunlar 110 volt’u benimserse, tüm üretim kapasitemiz bir anda boşa çıkacak.

Biliyorsunuz Gümrük Birliği sürecinde, Serbest Ticaret Anlaşmaları dışında kalmıştık. Bugün bunun olumsuz etkilerini giderek daha fazla yaşıyoruz.

Eğer ABD ile AB arasındaki bu girişimin dışında, sadece seyirci olarak kalırsak, çok daha büyük sıkıntılar yaşarız.

İçinde olursak o müzakerelerde tarafız. İçinde olmazsak, ne kural koydularsa ona göre hareket ederiz.

 

O yüzden TOBB olarak biz, hem AB ve ABD’deki muadillerimiz nezdinde bu çalışmalarda yer almaya çalışıyoruz, hem de kamuoyuna bu süreçlerin içinde olmamızın önemini anlatıyoruz.”

 

-Sektörel politikaların önemi

 

Konuşmasında mali sektöre de seslenen Hisarcıklıoğlu, “Aynıı gemide olduğumuz söylemini en güzel teyit edecek zaman, böyle günlerdir. Kriz fırsatçılığı ve kolaycılığına kaçmadan, sadece iyi gün değil, kötü gün dostu da olduğunuzu gösterin” dedi.

 

Bu toplantının, her sektörün yaşadığı darboğazı tespit etmeye yönelik son derece önemli bir adım olduğunun altını çizen Hisarcıklıoğlu, ülkemizin en önemli bir ihtiyaçlarından birisinin de sektörel politikaların geliştirilmesi olduğunu sözlerine ekledi.