Bağcılığın getirisinin azalması, üreticinin yaşadığı ekonomik sıkıntılar ve Nevşehir de bağcılık yerine turizm potansiyelinin geliştirilmesi gibi sebeplerden dolayı ayakta kalabilmek için direnen son bağlar ise bakımsız koşullarda devletin uzatacağı yardım elini bekliyor. Nevşehir ve Kapadokya bölge genelinde bağcılığın bitmesi halinde turizmin de büyük yara alacağını belirten üreticiler, son yıllarda yeteri kadar önem verilmeyen bağcılık ile birlikte çavuş üzümünün pazarlaması konusunda da büyük sıkıntılar yaşandığına dikkat çektiler.
  
“Bağcılık Nevşehir'de günden güne bitiyor”
Yaşanan bazı olumsuz etkenler nedeniyle yavaş yavaş bağcılıktan vazgeçilmesi Nevşehir halkında büyük kaygı uyandırırken, Nevşehir'in yerlisi olmayan İstanbul ve Ankara’dan gelen bağ sahiplerinin işletme konusunda eksik kalması ise sektörü olumsuz yönde etkiliyor. İl içinden ve İl dışından gelen bazı üreticilerin bağı başka amaçla kullanması, bağın içine taş ev yapması gibi sebeplerin bağcılığı günden güne bitirdiğini ifade eden firma yetkilileri, “Çavuş üzümünün yok olma tehlikesinin çeşitli nedenleri var. Nevşehir de turizm ekonomisi geliştiğinden bağlar inşaata açıldı. Eskiden Nevşehir halkı bağcılıktan elde etmiş olduğu gelirle rahat rahat yaşıyordu. Turizmin öne geçmesi ile birçok bağcı yerini sattı ve bağcılık el değiştirdi. Bağcılık konusuna vakıf olamayanların elinde üretim sekteye uğradı” dediler.

İşte kısa turla Nevşehir'de Bağcılık ....
 Nevşehir’de tarihi MÖ 3000 yıllarda Hititler dönemine kadar uzanan üzüm yetiştiriciliği, günümüzde bağ alanlarının çağın gerektirdiği şekilde yapılandırılmamasının yanı sıra üzüm fiyatlarının istenilen seviyede olmaması nedeniyle hızla azalıyor.

Nevşehir Ziraat Odası Başkanı Mustafa Ekiz yaptığı açıklamada, Nevşehir genelinde 2002 yılında 232 bin dekar olan üzüm bağı alanının 170 bin dekara kadar düştüğünü söyledi. Bağ alanlarının geçmişten günümüze kadar modern tarımın gereklerinden uzak kaldığını ifade eden Ekiz, oldukça yaşlı bir durumda bulunan bağ alanlarında çeşitliliğin de oluşturulamaması ve kuraklık nedeniyle de verim düşüklüğünün yaşandığını kaydetti.

"1 KİLO ÜZÜM 52 KURUŞ"
Yıllardan beri üzüm fiyatlarının maliyetleri bile karşılamaktan uzak oluşunun da ciddi manada etkisi ile bağ alanlarının çiftçiler tarafından değerlendirilmediğini söyleyen Ekiz, miras yoluyla paylaşımlar nedeniyle de bağ alanlarının oldukça küçük parçalı hale geldiğini söyledi. Ekiz, “Geçmişte Türkiye’de en fazla üzüm üretilen illerden biri olan Nevşehir bu özelliğini her geçen yıl bir parça yitiriyor. 2000’li yıllarda 200 bin dekardan fazla olan üzüm bağlarımız şu anda 170 bin dekara kadar düştü. Bunun ileriki yıllarda daha da düşeceğini tahmin ediyoruz. Geçmişte patatesten sonra en fazla üretimi yapılan üzüm sayesinde Nevşehir’de binlerce kişi geçimini sağlıyordu. Çiftçiler üzümlerini isterlerse yaş olarak şarap fabrikalarına ve Tekel’e satarken isterlerse de kurutarak veya pekmez yaparak değerlendiriyordu. Günümüzde ise üreticiler büyük zahmetlerle ürettikleri 1 kilo üzümü 52 kuruşa satabiliyor. Ayrıca satabileceği yerde fazla yok” dedi.

"YENİ ÇEŞİTLERLE BİRLİKTE SOFRALIK ÜZÜM YETİŞTİRİLMELİ"
Yaşanan tüm bu olumsuzluklara karşın özellikle Avanos, Ürgüp ve Gülşehir ilçelerinde yüksek sistem bağcılığın yaygınlaşma sürecinde olmasının da bölge bağcılığı olarak sevindirici olduğunu kaydeden Ekiz, diğer bağ alanlarının da genişletilmesi yoluna gidilmesi gerektiğini vurguladı. Bölgenin jeolojik ve mevsim özelliklerine uygun üzüm çeşitlerinin etkin bir şekilde üretilmesinin gerektiğine inandıklarını belirten Ekiz, sofralık üzüm üretimine ağırlık verilmesi gerektiğini belirterek, “Her ne kadar üzüm üretim alanlarımız azalsa da modern tarım ile birlikte sofralık üzüm üreten ve pazar sıkıntısı yaşamayan üreticilerimizde var. Üreticilerimiz meyve suyu ve şarap fabrikalarına sattıkları ürünlerden kar edemiyor. Bu nedenle sofralık üzüme bir yönelme söz konusu. Özellikle Avanos ilçemizde bunun güzel örnekleri mevcut. Diğer üreticilerimizin de üzüm üretiminden vazgeçmek yerine çeşit değiştirmelerini tavsiye ediyoruz. Nevşehir’in ‘Parmak Üzüm’ olarak bilinen çeşidi halen gözde bir üzüm çeşidi. Bunun yanında bölgemize özgü sofralık üzüm çeşitlerini modern bağcılık sistemi ile yetiştirebilirsek bölgedeki üzüm üretimini canlandırabiliriz. Bu konuda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ciddi teşvikleri söz konusu” diye konuştu.