Türkiye’nin kültür turizm cenneti Kapadokya bölgesindeki ilginç peribacaları yaz, kış ilgi odağı halinde.

Doğal yeryüzü oluşumlarının sergilediği ilginç insan, hayvan ve cisim görünümleri bölgeye gelen yerli ve yabancı turistleri cezp etmeye devam ediyor. Zelve ve Paşabağı ise bu ilginç peribacası oluşumlarının öncelikli merkezi konumunda.

Bugün Kapadokya’da büyük bir hayranlıkla izlenen coğrafi oluşumların milyonlarca yıl önceye giden uzun bir öyküsü var aslında. Bölgeyi çevreleyen üç büyük yükselti Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağı bundan yaklaşık 10 milyon önceki jeolojik devirlerde aktif birer volkandı. Bu yanardağlardan püsküren lavlar zamanla bölgenin geniş platolarını, akarsu ve göllerini yani 25 bin kilometre karelik bir alanı yaklaşık 100 metre kalınlığında bir lav tabakasıyla örttü. Doğa, başta Kızılırmak olmak üzere bölgedeki akarsu ve gölleri, sel suları, rüzgar erozyonu ve tüm diğer enstrümanlarıyla Tüf adı verilen ve volkanik küllerin çamurla karışımından oluşan farklı sertlikteki bu kayaları milyonlarca yıl boyunca aşındırıp oyarak bölgeye yavaş yavaş bugünkü pitoresk görüntüsü verdi. Dik yamaçlardan hızla aşağı inen sel suları, karşılarında bulduğu farklı sertlik ve dirençteki volkanik malzemeden en usta heykeltıraşları bile kıskandıracak güzellikte şapkalı, mantar biçimli, konik, sütunlu ya da sivri yapıtlar yarattı.

Özellikle Ürgüp ve civarında çok rastlanan şapkalı peri bacalarının sırrı, gövde ve şapkayı oluşturan kayaların farklı dirençlere sahip taşlardan, yani tüf ve lahar ya da ignimbirit türü sert kayaçlardan oluşmuş olmasıydı. Yağmur suları, coşkulu akarsular bununla da kalmadı, vadi yamaçlarını da rötuşlayarak ilginç kıvrımlardan arkaplan fonları, yamaçlardaki lav tabakalarının ısı farklarından yararlanarak büyüleyici bir renk cümbüşü yarattı. Yaklaşık 10 bin yıl önce neolitik çağın insanları yöreye geldiklerinde karşılarında işte böylesine görkemli bir manzara buldular. Kapadokya coğrafyası, doğanın iki karşıt gücünün jeolojik yapıyı şekillendirmesiyle oluşmuş. Bu karşıt güçlerden ilki, Orta Anadolu yanardağlarının sürekli faaliyet halinde bulunduğu ve bölgenin lav gibi volkanik unsurlarla kaplandığı yapılanma, diğeri de volkanik yapılanmadan sonra su ve rüzgarın etkisiyle başlayan ve halen devam eden aşınma.

Vadi yamaçlarından inen sel suşarının ve rüzgarın, tüflerden oluşan yapıyı aşındırmasıyla "Peribacası" adı verilen ilginç oluşumlar ortaya çıkmıştır.

Sel sularının dik yamaçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamasına ve kopmasına neden olmuştur. Alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşınan malzemenin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemiş, böylece üst kısımlarda yer alan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler ortaya çıkmıştır.. Bu durum, peri bacalarının oluşumunda, rüzgar etkisinden çok yağmur sularının yüzeydeki akışının daha önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Yağmur sularının bu denli etkili ve güçlü yüzey akıntısı olarak gelişmesine ise en önemli etken bitki örtüsünün azlığı ve tüflerin geçirimsiz olmasıdır.

Daha çok Paşabağı civarında bulunan şapkalı peribacaları konik gövdeli olup, tepe kısımlarında bir kaya bloku bulunmaktadır. Gövde tüf, tüffit ve volkan külünden oluşmuş kayaçtan; şapka kısmı ise lahar ve ignimbirit gibi sert kayaçlardan oluşmaktadır. Yani şapkayı oluşturan kaya türü, gövdeyi oluşturan kaya topluluğuna oranla daha dayanıklıdır. Bu peribacasının oluşumu için ilk koşuldur. Şapkadaki kayanın direncine bağlı olarak, peribacaları uzun veya kısa ömürlü olmaktadır. Ayrıca şapka kaya, zayıf tüfün erozyonunu geciktirerek peri bacalarının yüksekliğini kontrol eder.

Peri bacalarının çapları ise 1 m ile 15 m arasında değişmektedir. Çatlak aralığının 1 milimetreden küçük olması veya 15 milimetreden büyük olması durumunda ise peri bacası gelişimi gözlenmemektedir.

Kapadokya Bölgesi'nde erozyonun oluşturduğu peribacası tipleri; şapkalı, konili, mantar biçimli, sütunlu ve sivri kayalardır. Peribacaları en yoğun şekilde Avanos, Ürgüp ve Uçhisar üçgeni arasında kalan vadilerde, Ürgüp Şahinefendi arasındaki bölgede Nevşehir Çat kasabası civarında, Kayseri Soğanlı vadisinde ve Aksaray Selime köyü civarında bulunmaktadır. Peribacalarının dışında vadi yamaçlarında yağmur sularının oluşturduğu ilginç kıvrımlar bölgeye ayrı bir özellik katmaktadır. Bazı yamaçlarda görülen renk armonisi lav tabakalarının ısı farkından dolayıdır. Bu oluşumlar Uçhisar, Çavuşin, Güllüdere, Göreme, Meskendir, Ortahisar Kızılçukur ve Pancarlı vadilerinde gözlenir.