Bu pazar gününü nasıl değerlendireyim. Hafta sonunda ne yapmalıyım ? Bu bölümde sizlere Müslüman kimliğin oluşmasında evlerimizi birer mescid ve medreseye çevirmemizin zaruretinden bahsedeceğiz.

Evlerimizi mescid ve medreseye çevirelim ...

Huzura erişmek, Sağlık sıhhat bulmak ve hakiki mutluluğu yakalamak için gelin yeni bir sayfa açalım. İster evimizde ister iş yerimizde ister Camide namaz kılalaım. 5 Vakit namazla 5 vakit abdest alıp 5 duyu organımızı temiz tutup hastalıklardan korunabiliriz. Artık namaz ve ibadet için geçmişteki gibi ne bir yasak ne bir zulüm ne de bir bahanemiz yok. Bunun için şimdi tam zamanı.


SECDE YAPILAN YER YERYÜZÜNÜN EN DEĞERLİ PARÇASIDIR 

Yüce rabbimizin bizlere verdiği birinci nimet Şüphesiz zaman nimetidir, ömürdür. İkinci nimet Akıl nimetidir. Üçüncü nimeti iman nimeti. Dördüncü nimet ise namaz dır.

Namaz kılmak , kılabilmek bir nimettir.Namaz, müminin Allah’a yönelişinin en somut göstergelerinden biridir. Namaz, vahyin bütün süreçlerinde yer alan ve her peygamberin davet ettiği ortak bir ibadettir. Peygamberler, bu nadide ibadetle ümmetlerine örnek olmuştur. “Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle.” yakarışıyla İbrahim Halilullah’ın Rabbine niyazıdır namaz. “Yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl!” diyen Lokman (a.s)’ın hikmetli sözünde müşfik bir babanın evladına nasihatidir namaz. “Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl.” ilahi emrine muhatap olan Musa (a.s) için Allah’ı anmak ve O’na kul olmaktır namaz. “Nerede olursam olayım yaşadığım sürece Allah bana namazı emretti.” diyen İsa (a.s)’ın vazgeçilmezidir namaz. Kerim Kitabımızın, “De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” âyetiyle Efendimiz (s.a.s)’in şahsında tüm müminlerden istenen ihlas, samimiyet, Allah’a adanmışlık ve teslimiyetin bir nişanesidir namaz.

Ayeti kerimelerde Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Müminler kurtuluşa ermiştir; onlar, namazlarını huşu içerisinde kılarlar; anlamsız, yararsız şeylerden uzak dururlar; zekâtı verirler; iffetlerini korurlar… Emanetlerine ve ahidlerine sadakat gösterirler; namazlarına titizlikle devam ederler. İşte onlar, ebedi kalacakları Firdevs cennetlerine varis olanlardır.”

Hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır:“Her kim beş vakit namazı, Allah rızası ve ibadet bilinciyle rükuları, secdeleri, abdest ve vakitlerine riayet ederek kılarsa cennete girer.”

Müminler olarak bizim dirilişimizdir namaz. Günde beş defa Rabbimizin huzuruna ayrı bir heyecan ve muhabbetle çıkar, O’ndan namaz vasıtasıyla yardım isteriz. Namazla arınır, tazelenir ve güçleniriz. Biliriz ki; en hayırlı amellerimizden birisi, vaktinde kıldığımız namazımızdır. Ve namazımız, bizleri her türlü kötülük ve günahtan koruyan kalkanımızdır. Yine biliriz ki; ahirette ilk sualimiz namazımızdan olacaktır. Bu yüzden, Kerim Kitabımızın pek çok ayetinde övülen namaz ehlinden olmak için gayret gösteririz. Riya ve gafletten alıkoymayan, kötülüklere karşı bize kalkan olmayan namazdan Allah’a sığınırız.

Efendimiz (s.a.s), namazı “gözünün nuru”, “cennetin anahtarı” olarak nitelendirmiştir. Namaz, her daim onun hayatının merkezinde yer almıştır. O, ruhunu teslim ederken dahi ümmetine namazı vasiyet etmiştir. Öyleyse bizler, onun bu vasiyetini tekrar tekrar hatırlayarak ibadet hayatımızı şöyle bir gözden geçirelim. Kendimize şu soruları bir soralım: Namazımız, bizim gözümüzün nuru mu? Hakikaten Yüce Rabbimize bizi bağlayan miracımız mı? Namazımız, yaratılışımızdaki hikmet ve amacı bize hatırlatan bir zikir mi? Dünyanın türlü çıkmazlarında, buhranlarımızda bir sığınağımız mı namazımız? Namazımız, gündelik hayatta bir şekilde kirlenen, yıpranan ruhumuz için bir arınma ve durulma vesilesi mi? Namaz, hayatımızın kalbinde mi? Kalbimiz namazda mı? Yokluğunda namaza derinden bir özlem duyup, varlığında namazla hasret giderebiliyor muyuz? Meşru bir mazeretimiz olmaksızın ertelediğimiz, ihmal ettiğimiz, terk ettiğimiz namazımız yüreğimizde bir sızı, bir nedamet, bir kasvet oluşturuyor mu? Bizim namazı, namazın bizi terk etmesinden endişeleniyor muyuz?

Unutmayalım ki;  namazlarımız kurtuluşumuzdur. Yeter ki bizler, namazı Rabbimizin emrettiği, Efendimiz (s.a.s)’in öğrettiği şekilde eda edelim. Namazın ruhuyla dirilelim, ruhlarımızı namazla yüceltelim. Evlerimizi camiye çevirelim, Camilerimizi,  gönül sarayımızı namazlarımızla mamur kılalım. Camilerimizi zikirlerin merkezi yapalım.

Secdeye geç kalmayalım gençken secde buluşalım. Ye yüzünün en güzel toprağı secde edilen yerdir.Bunu hiç unutmayalım…/
Halil Yoldaş

NAMAZIN FAYDALARI NELERDİR?

1-Namaz, günlük hayatı planlar. Günü 5 kısma ayırır. Günlük bir program oluşturur, insanı zaman mefhumu ile yüz yüze getirir ve her günün dolu dolu yaşanmasına yol açar.
2-Namaz, temizlikle başlar. Çünkü beden ve çevre temizliği, namazın farzlarındandır.
3-Bir kimsenin inanç durumunu belirtmek için, "Namazında niyazında bir kişi" deriz. Namaz İslam'ın simgesi haline gelmiştir. Müslümanlar namazı, Allah'ın bir emri olduğu için kılarlar. Ancak Allah'ın bu emrini yerine getirirken farkında olmadan, onun sayısız nimetlerinden de yararlanırlar. Aslında dinimizin hiçbir emri akla, mantığa, bilime ve sağlığa aykırı değildir. Hepsinde bir hikmet ve fayda vardır. Namazın bu faydaları çoktur.
4-Namaz kılmak doktorlarca hastaların eklem romatizmasını önleyen en etkili koruyucu tedbir olarak öğütleniyor. Rükuda sırt ve mide kasları takviye edilir. Mide civarı üzerindeki yağların eritilmesi sağlanır. Secdede baldır ve uyluk kasları hareketlenir. Bağırsakların hareketi sağlanıp kabızlığı önlemeye yarar.
5-Namazdaki tüm hareketler kalbin çalışmasını etkileyip kanın vücudun en uç noktalarına gitmesini hızlandırırken aynı anda sinirlerinde hareketini sağlayıp rahatlatır. Uykusuzluğu giderir. Secdede taze kanla yıkanan beyin zindeleşip namaz kılanlarda bunamayı engeller.
6-Günde kırk rekatla seksen secde eden vücudun ömür boyu bu hareketi ağır ağır yaptığı düşünülürse tüm vücudun dengeli hareketlere kavuştuğu anlaşılır
7-İstanbul tıp fakültesinde 1980 yılında yapılan bir araştırmada, diz eklemi romatizması olan ve namaz kılan 30 hasta ile, yine diz eklemi romatizması olan ve namaz kılmayan 30 hasta karşılaştırıldı. Namaz kılanlarda şikayetler ve hastalık belirtileri 50 yaşından sonra ortaya çıkarken, bu hastalık namaz kılmayanlarda 40 yaşından itibaren görülüyordu.
8-Namaz kılanların ekleminde 10 derecelik hareket kısıtlanması varken, kılmayanlarda bu kısıtlama 25 dereceye ulaşıyordu. Bu araştırmaya katılanlardan namaz kılanlar, 10 basamaklık merdiveni ortalama 22 saniyede çıkarken, kılmayanlar 34 saniyede çıkabiliyorlardı. Namaz konusunda yapılacak her araştırmadan bu tür sonuçlar elde edileceğine muhakkak gözüyle bakılabilir.
9-Namaz, koordine, uyumlu bir ruhsal ve fiziksel hareketler manzumesidir. Ayaktayken, dik durulması önerilir, ikinci bölüm olan "Ruku"da, belin bacaklarla 90 derecelik bir açıyı, dizleri bükmeden gerçekleştirmesi gerekir. Yere, secdeye varıldığında, başın zemine dayanması, böylece vücudun tümünden daha aşağıda bir düzeyde bulunması sağlanır. Bütün bu hareketler devam ederken vücudun tüm iradeli kasları ve eklemleri tam bir uyum içinde hareket ederler.
10-Tam bir sağlık kaynağı Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi Profesörü Dr. Hans Tischer, ünlü bir ortopedi uzmanıdır. Bu bilim adamı, kendi sahasıyla ilgili bir hareketler zinciri olan namazı incelemiş ve şöyle bir yargıya varmıştır:
11-"Müslümanların namazı ortopedik açıdan bacaklar, diz, kalça ve ayak bilekleri hatta parmak eklemlerine varıncaya kadar vücudun her eklemini hareket ettirir. Ayrıca boyun, omuz, kol, bacak, sırt ve karın kaslarının tümünü büyük bir ahenk içinde kasılıp yumuşatmakta ve böylece tam bir sağlık kaynağı olmaktadır. Üstelik tüm bu faydalı hareketler günde beş defa tekrarlanmaktadır. Vücut için bundan daha faydalı daha rahatlatıcı bir hareketler topluluğu düşünülemez."
12-Sakat bile kalabilirler: Prof. Tischer'in tespitleri çok önemlidir. İnsanların çoğu ileri yaşlarda boyun, bel ve diz kireçlenmelerine bağlı olarak hareket bozuklukları çekerler. Bir nevi sakat kalırlar.
13-Bu durum, hayatlarının son devresini ağrılar ve sıkıntı içinde ve birçok hareketlerinden mahrum olarak geçirmelerine sebep olur. Düzenli olarak kılınan namaz, bütün bu arızaların en mükemmel önleyicisi olur.
14-Namaz aslında, günde beş defa Allah'ın huzuruna çıkmak olayıdır. Allah'a karşı görevini yerine getirmek, O'ndan yardım talep etmek ve bütün bunların manevi güzelliğini yaşamaktır.
15-Huzura kavuşan ve bu duygular içinde konsantre olan insanların beyinlerinde Dopamin, Interleukin-2 gibi maddeler salgılanır
16-Dopamin rahatlık, ferahlık veren, güzel duygular sağlayan bir maddedir. Interleukin-2 ise insanın savunma sistemini kuvvetlendirir.

17-Moralinin yükselmesiyle ağır hastalığı yenen insanlarda, Interleukin-2 salgılanması rol oynamaktadır

NAMAZ VE SAĞLIK
İslam dininin temel şartlarından biri olan namaz, Kuran’da Allahın insanlara emrettiği görevlerden biridir. Namaz kılmanın ibadet olmasının yanı sıra, her ibadette olduğu gibi, yapılmasında insan sağlığı için sayısız hikmetler bulunmaktadır. Peygamberimiz de bir hadislerinde ”Namazda şifa vardır.” diyerek namaz kılmanın sağlık yönüne değinmiştir.
Sürekli çalışan bir fabrikanın veya makinenin belli zamanlarda bakıma ihtiyacı var ise, bunun gibi de vücudumuzun da günlük zaman dilimlerinde ara sıra istirahata ihtiyacı vardır. Bu, iş verimi açısından önemlidir. Namaz, bu görevi en güzel şekilde yapmaktadır.
Günümüzde namazın sadece ibadet yönlü olmadığı ortaya çıktı. Yerli ve yabancı uzmanlar tarafından sabitlenmiş, namazın sağlık yönünden faydalarını sıralayacak olursak:
Namaz öncesi alınan abdest beden temizliğinde önemli yer tutmaktadır.
Bir günlük namazda 40 rekt ve 80 secde vardır. Bu hareketler beden eğitimi için bulunmaz bir jimnastik hareketleridir.
Namaz günün belli saatlerinde kılındığı için kalbi yormaz. Bu sebeple insanı sürekli dinç tutar. Yağlanmaya engel olur.
Namaz kılmak kanın, vücudun her tarafına muntazam pompalanmasını sağlar.
Namazda yapılan secde nedeni ile gözdeki tansiyonsa artma olmaz. Ön odada bulunan sıvının sürekli değişmesi sağlanmış olur. Bu da glokom adı verilen rahatsızlığın az ortaya çıkmasını sağlar. İlaveten “Katarakt” veya “Karasu” hastalığından korur.
Namaz vakitleri, kan dolaşımını tazelemek ve teneffüsü canlandırmak için en uygun vakitlerdir.
Namaz kılanlarda Romatizmal hastalıklar daha az görülmektedir. Bu, eklemlerin namazda çalıştırılması ile sağlanmaktadır. İlaveten kas tutulması, artroz ve kireçlenmeyi de engellemektedir.
Göğüs bölgesinde hissedilen huzursuzlukları engellemektedir.
Gözün dinlenebildiği mesafe 1,5m’dir. Namazda secde yerine bakıldığı için (Bir gün hesaplandığında ise yaklaşık 1 saat etmektedir), namaz kılmak göz merceği için rahatlama kaynağıdır.
Namaz öncesi alınan abdest vücuttaki fazla elektrik yükünü yani gerginliği atar. Secde ile birlikte topraklama yapılmış olur ve statik elektrik boşalır.
Namazda bulunan 80 defa yapılan secde sayesinde beyne daha fazla kan gider. Bu, namaz kılanlarda hafıza bozukluklarına daha az görülür demektir.(demans, bunama)
Namaz kılmak yapılan hareketlerden dolayı midenin karışmasını ve safranın birikinti yapmamasını sağlar.
Namaz kılmak bağırsakların peristaltik hareketlerini artırdığından kabızlığı önlemektedir.
Namaz hareketleri sayesinde böbrekte taş oluşumunu önler ve mesanenin boşalmasına yardımcı olur.
Uykuyu düzene sokar.
ÖNEMLİ NOT: Gerçek bir Müslümana yakışan namazı yukarıda sayılan yararları için değil, sırf Allah emrettiği için kılmalarıdır. Allahın emrettiği her bir ibadette, insanlar için, gerek bedensel, gerekse ruhsal ve gerekse de sosyal mutlaka birçok fayda zaten bulunmaktadır.