Anadolu Gençlik Derneği Nevşehir Şube Başkanı, Saadet Partisi İl Başkanı Ali Doğan Simit ve parti yöneticileri düzenledikleri basın toplantısında son iki haftada meydana gelen terör saldırılarını kınadılar.
Nevşehir Kurşunlu camiinde düzenlenen basın toplantısında AGD Şube Başkanı Abdurrahim Doğru, “Geçtiğimiz hafta İstanbul’da güvenlik güçlerimize ve sivillere kasteden bombalı saldırının yaraları sarılmadan bugün de acı haber Kayseri’den geldi. Öncelikle yaşamını yitiren tüm Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Allah milletimize sabırlar versin, metanet versin. Her nereye sürüklenmek istiyorsak bu oyunu görüp o tuzağa düşmemeyi nasip etisin. Ocaklara ateş düşüyor; annelerin, eşlerin, çocukların kalplerine onulmaz acılar saplanıyor; aileler de tarifi imkânsız yürek sızıları oluşuyor. Olup biten bir taraftan canımızı yakıyor, canımızı acıtıyor, diğer taraftan düşmanın ne kadar ahlaksız ve ne kadar insanlıktan uzak olduğunu anlamamızı sağlıyor. 20 Temmuz 2015 Suruç patlamasından bu yana her saldırının en ince detayına varıncaya kadar planlandığını ve bu saldırıları tetikçilerin üzerinde bir küresel aklın organize ettiğini düşünüyoruz. Zerrece vicdanı, zerrece merhameti olmayan, hem bu coğrafyanın değerleriyle bağını hem de insanlığını yitirmiş olan ellerin de bu küresel akla tetikçilik yaptığını görüyoruz. Bu tip saldırılarla güvenlik güçlerimizin ve sivillerin canına kastedilirken asıl hedefin siyasetin ve toplumun yönlendirilmesi olduğunun farkındayız. Ülkemiz ve insanımız, korku ve panik havasıyla, kin ve nefretle, acı ve gözyaşıyla nereye sürüklenmek isteniyorsa, bize düşen bunu görebilmek ve aklıselim ile hareket edebilmek ve istenilen gidişatın tam karşısında durabilmektir. Bu saldırıların gayesi ülkemizde ırkçılığı ve mezhepçiliği körüklemek ise biz birbirimizi daha çok seveceğiz. Küresel düşmana fırsat vermeyeceğiz. Bu saldırıların gayesi Türkiye’nin İslam ülkeleriyle savaşa sokulup harap bitap bir coğrafyaya dönüşmesini sağlamak ise biz daha çok barış ve kardeşlik diyeceğiz. Küresel güçlerin bu oyuna gelmeyeceğiz. Bu saldırıların gayesi Türkiye’yi Batı’ya daha da bağımlı hale getirmekse biz bu ülkenin güçlenip gelişmesi için daha çok çalışacağız. Küresel güçlerin kölesi olmayacağız. Bu saldırıların gayesi toplumda bir panik havası ve cinnet hali oluşturmak ise biz daha çok aklıselim ile hareket edeceğiz, daha çok sağduyulu olacağız. Küresel güçlerin psikolojik saldırılarına teslim olmayacağız. Emaneti veren Allah’tır vakti gelince de alacak olan O’dur. Ne öne alınır, ne tehir edilir. İnsanın yeryüzünde varoluş sebebine ihanet edip, katliam ve kaos planlaması yapan, tetikçilik yapan, taşeronluk yapan ve tüm bu ahlaksızlığın savunusunu yapanlara karşı her daim iyiliğin, güzelliğin, hakkın ve adaletin yanında olacağız. Dileğimiz ve dualarımız odur ki Allah’ın verdiği emaneti O’nun rızasına uygun taşıyalım ve O’nun rızasına uygun bir şekilde teslim edelim. Terör saldırıların tetikçileri er ya da geç tespit edilip cezalandırılacaktır ancak tetikçilerin yakalanması azmettiricilerin yeni tetikçiler bulmasına engel olmamaktadır. Terör saldırılarında tetikçilik yapan ve tetikçiye sahip çıkanlar yaptıklarının bedelini mutlaka ödemelidirler ama diğer taraftan da terör yapılanmalarını finanse eden, onlara teknolojik destek ve istihbarat veren karanlık güçler ortaya çıkarılmalıdır. Terörün finansman kaynakları bulunup kurutulmadan, terörün küresel destekçileriyle hesaplaşmadan, onlara hadlerini bildirmeden terörle mücadelede başarıya ulaşılamaz. Hepimiz şunun farkındayız ki ülkemizde yaşanan terör saldırılarını Irak’ta, Suriye’de, Libya’da ya da Yemen’de yaşanan olaylardan bağımsız değildir. Yine hepimiz şunun farkındayız ki hedef topyekûn bir İslam coğrafyasıdır. Varlıklarını ve çıkarlarını İslam coğrafyasının parçalanmışlığında, Müslümanları birbirine kırdırmada, İslam ülkelerini birbiriyle savaştırmada gören odaklar, tüm terör yapılanmalarını ve terörist faaliyetleri finanse etmektedirler. Acı tasnifi yaparak; masum insanların öldürülmesine gerekçe bulma çalışmaları yaparak; baskı, şiddet ve tahakküme onay vererek terör saldırılarının önüne geçmek mümkün değildir. Aynı şekilde terörü finanse ettiği ayan beyan belli olan emperyalist ülkelerle dost ve müttefiklik ilişkisini sürdürerek terörü bitirmek mümkün olmayacaktır. Bizim bu coğrafyada meydana gelen tüm terör olaylarının rejisörünün Siyonizm olduğundan zerrece şüphemiz yoktur. Bu coğrafyanın insana hiçbir faydası dokunmayan bu anlamsız saldırıların tamamı Büyük Ortadoğu Projesine hizmet etmektedir. Bu coğrafyadaki terör hadiselerinde ve çatışmalarda akıtılan kanla beslenen Siyonizm’dir. Hiçbir terör örgütünün silah fabrikası ya da örgüte finansman sağlayan bir Merkez Bankası yoktur. Bu örgütlere her türlü desteği veren maalesef dost ve müttefik dediğimiz emperyalist ülkelerdir. Irkçı emperyalizm kendinden olmayanı ya zayıflatıp yok etmenin ya da besleyip bir süre kullanmanın peşindedir. Irkçı emperyalizm, İslam coğrafyasının Müslüman tüm unsurlarını ve kendi ırkından olmayan gayrimüslim tüm unsurlarını köleleştirmenin peşindedir. Bunu gerçekleştirmek için ırkçılığı, mezhepçiliği, terörü ve savaşları körüklemektedir. Bunu görmek zorundayız, bunun farkına varmak zorundayız. Terörle, çatışmalarla ve kaosla gerçekleştirilmek istenen iki hedef vardır. Birincisi, bölgedeki enerji kaynaklarının ve enerji nakil yollarının kontrolü emperyalist ülkelerin elinde kalması. İkincisi, Siyonist İsrail’in bölgedeki varlığının teminat altına alınması ve İsrail’in genişlemeyi düşündüğü hattın zayıf düşürülmesi. Terör saldırılarının bu iki hedefi gerçekleştirmeye yönelik stratejinin bir parçası olduğunu görmeden teröre bir çözüm bulunamayacaktır. Bizler Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak baskı, şiddet ve terörün her türlüsüne karşı olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. İkinci olarak çözüm için İslam Ülkeleri arasında ABD, Avrupa Birliği ve İsrail’den bağımsız bir müzakere sürecinin başlatılması gerektiğini düşünüyoruz. Üçüncü olarak ülkemizde ve İslam coğrafyasında bulunan yabancı üslerin ve silahlı unsurların öncelikle faaliyetlerinin denetim altına alınmasını ve daha sonra tasfiye sürecine gidilmesi gerektiğini söylüyoruz.. Dördüncü olarak küresel güçler hesabına kültür ajanlığını ve istihbarat çalışması yapan kişi ve kuruluşların sınır dışı edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Biz, Allah’ın yarattığı bütün insanların adalet ekseninde barış ve kardeşlik için bir araya gelmesinin mümkün olduğuna inanıyoruz. Yetkililerden de bu yönde kucaklayıcı adımlar atmalarını bekliyoruz. Terör saldırılarında yaşamını yitirenlere bir kez daha Allah’tan rahmet dilerken, ülkemizin, İslam coğrafyasının ve tüm dünyanın huzur ve barış ortamına kavuşması için tüm gücümüzle, ter dökerek ve dil dökerek gayret edeceğimizin bilinmesini istiyoruz. İyinin, güzelin, doğrunun, faydalının ve adil olanın tesisi için gayret ederken bu güne kadar şehit düşen tüm kardeşlerimize Allah rahmet eylesin, mekânları cennet olsun. Terör saldırılarında yaralanan tüm kardeşlerimize Allah acil şifalar versin. Bu coğrafyada küresel güçler hesabına tetikçilik yapanlara ve onların azmettiricilerine Allah fırsat vermesin. Cenab-ı Allah, üzerimizde oynanan oyunları ve hazırlanan tuzakları hepimize görmeyi nasip etsin” dedi.