Emperyalizm, Birinci dünya paylaşım savaşı sırasında o zamana kadar “Sadıka-i Millet” diye adlandırılan Ermeni halkını kışkırtarak yarattığı vahşeti görmezden gelerek Türk ulusunu hiç de hak etmediği bir töhmetin altında bırakmaktadır. Emperyalist güçler, aslında tarihte neler yaşandığını pekâlâ bilmektedirler. Burada asıl hedef “Tam Bağımsız Türkiye”dir.

Türk halkı tarihi gerçeklerle yüzleşmekten asla korkmamıştır. Halkımızın bu samimi iradesi her zaman ortadadır. Bu irade sonucu, Türkiye Cumhuriyeti, kendi arşivlerini açmış,  muhataplarına defalarca konuyla ilgili uluslararası meşruiyete sahip, tarafsız bir tarih komisyonu kurulması isteğini iletmiş ve tüm dünyaya Türkiye Cumhuriyeti’nin bu komisyonun ulaşacağı bilimsel gerçekleri kabul edeceğini ilan etmiştir. Ne var ki bu ısrarlı istek her defasında muhatapları tarafından reddedilmiştir.
Türkiye, Osmanlı’nın bütün arşivlerini herkese açtığı halde, iddia sahibi olan Ermenistan arşivlerini gizlemektedir. Oysa çok küçük bir araştırmayla tarihte neler yaşandığı çok net bir biçimde ortaya çıkacak ve halklar arasına husumet tohumları ekmeye dönük çirkin siyasi tezgâh sona erecektir.

Dünyada Yahudilere yaptıkları soykırım ile soykırımın kitabını yazmış Almanya’nın, böyle bir karar alması inandırıcı olmadığı gibi abesle iştigal bir durumdur. Almanya Parlamentosu’nun ortaya koyduğu bu sorumsuz tutum, Türk- Alman ve Ermeni halkları arasına kalıcı husumetlerin doğmasına da neden olacaktır.
1915’te 1. Dünya Savaşı koşullarında yaşananlar bir soykırım değildir. AİHM’in kararı da bunu doğrular niteliktedir. Tarihi gerçekler ancak tarihçilerin yapacağı nesnel ve şaibeden uzak bilimsel araştırmalar eşliğinde ortaya çıkacaktır. Tarihi gerçeklerin siyasi kaygıların egemen olduğu parlamentolarda parmak hesabıyla değiştirilebilmesi mümkün değildir.
Eğitim-İş olarak bu kararı kınıyor, başta TBMM olmak üzere bütün demokratik kitle örgütlerini ve halkımızı alınan bu yanlı ve yanlış karara karşı demokratik tepkilerini göstermeye çağırıyoruz.