GÜN BU GÜNDÜR
 
Gün, birbirimizi alkışlama günü değil, acı ve zor da olsa hakkı ve sabrı tavsiye etme günüdür.
Gün, bir tarafta "birlik olma günü" değil, her tarafta Adil olma günüdür.
Gün, gerçeği yalandan, iftirayı hakikatten ayırt etme; duyduğumuzu, gördüğümüzü akıl, mantık, ilim süzgecinden geçirme günüdür.
Gün, ötekileştirdiklerimize, “bizden değil” dediklerimize kuru iftira atma günü değil, acı da olsa, aleyhimize de olsa gerçeği söyleme günüdür.
Gün, hakları "bizim haklarımız" ve "onların hakları" diye kategorize etme günü değil; "hak bir bütündür, bölünemez" deme günüdür.
Gün, başörtülünün de, başörtüsüzün de, dindarın da, dinsizin de, sağcının da, solcunun da, "çapulcunun" da insan olarak vazgeçilmez, devredilmez temel haklarının savunulmaya ve korunmaya değer olduğuna inanma günüdür.
Gün, kimin kiminle aynı karede göründüğüne bakarak insanları tarafgirlikle yaftalama, ötekileştirme günü değil; gerçeğin, hakkın ve adaletin yanında yer almamıza engel olan ön yargılarımızdan, doğmalarımızdan, sloganlarımızdan, fanatizmimizden kurtulma günüdür.
Gün, "darağacı”, “kefen”, “katil”, “maktul” diyerek ölüm ve çatışma jargonları kullanmak, mağdur edebiyatı yapmak günü değil; kibrimizi, öfkemizi, kinimizi, şişirilmiş egolarımızı, vesveselerimizi, şahsi ve siyasi hesaplarımızı darağacına çekme günüdür.
Gün, her taraftan yayılan yalan, manipülasyon, ajitasyon dolu kışkırtıcı, fitne ve fesat kaynaklı haberlerle birbirimize saldırma günü değil; Allah'ın verdiği aklımızı kullanma, ilim, vicdan, feraset ve basiretle düşünme ve adil karar verme günüdür.
 Gün, "safınızı belli edin" fermanı yayınlama günü  değil, tüm safların haklarının, özgürlüklerinin korunduğu, barış, adalet ve güven  iklimini oluşturmak için canla başla çalışma, barışın dilini inşa etme günüdür.
Gün, "bizden olanı destekleme" günü değil, dinine, diline, ırkına bakmadan, haklının hakkını, “bizden” de olsa gasıp/zalimin  elinden alınıp, sahibine teslim edilmesi gerektiğine inanma ve ilan etme günüdür. 
Gün, "kahramanları" da korkakları da, güçlüleri de zayıfları da, yüzde 52'leri de, yüzde 48'leri de yememe, yedirmeme, yem etmeme; %100'ün barış ve güven içinde yaşaması için barışın dilini ve şartlarını tesis etme günüdür.
Gün, taraftar toplama, taraftar olma günü değil, tek başımıza da kalsak hak, adalet, barış ve özgürlüğün tarafında olma günüdür.
Gün, slogan atma, bağırıp çağırma, sövüp sayma günü değil, düşünme, akletme, muhasebe etme, güzel söz söyleme günüdür.
Gün, gıdıklanmış, hormonlanmış duygularımızla değil, akl-ı selimle hareket etme günüdür.
Gün, bize yapılan şu ilahi ihtara uygun hareket etme günüdür:
"Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevketmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır." 
(Kur’an-ı Kerim, Mâide Suresi, Ayet:8) 
 
17.06.2013
Mehmet BİÇER