Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi olan Ramsar Sözleşmesi’nin imzaya açıldığı 2 Şubat günü “Dünya Sulak Alanlar Günü” olarak kabul edilmiştir.

Tarih boyunca deltalar, taşkın ovaları, göl ve akarsu kıyıları gibi sulak alanların kenarlarında yerleşen insanlar sazından, balığına ve kuşuna sulak alanların sağladığı imkanlarla büyük medeniyetler kurmuşlardır.

Hayatın kaynağı su ve suyun kaynağı sulak alanlar yeryüzünün sadece %3’ünü kapsamasına rağmen çevresel anlamda çok önemlidirler.

Dünyanın tabii zenginlik müzeleri olan sulak alanlar bulundukları bölgenin su kalitesini yükselten ve fazla miktardaki suyu emip depolayan bir sünger vazifesi görerek su rejimini düzenleyen ekosistemlerdir.

Sulak alanlar bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ekonomik, estetik, rekreasyonel işlevlerinin yanı sıra ekolojik döngüdeki önemli işlevleriyle zengin biyolojik çeşitlilik sunan kaynaklardır.

Sulak Alanlar, tropik ormanlardan sonra biyolojik çeşitliliğin en yüksek olduğu ekosistemlerdir. Pek çok tür ve çeşitteki canlılar için uygun beslenme, üreme ve barınma ortamı olan sulak alanlar, yalnız bulundukları ülkenin değil, tüm dünyanın doğal zenginlik müzeleri olarak kabul edilmektedir. Yakın çevresinde yaşayan halkın yaşamında önemli yer tutan, bölge ve ülke ekonomisine katkılar sağlayan sulak alanlar; doğal dengenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması yönünden de diğer ekosistemler içinde önemli ve farklı bir yere sahiptirler.

İç Anadolu'nun en doğusundaki Sivas ili İmranlı ilçesinde Kızıldağ 'ın güney yamaçlarından doğup; sırasıyla Sivas, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Aksaray, Çankırı, Çorum ve Samsun illerinden geçerken çok sayıda dere ve çayın sularını toplayarak Bafra Burnu'ndan Karadeniz'e dökülen ve toplam 1355 km uzunluğa sahip Kızılırmak Nehri ilimizin en büyük sulak alan olma özelliğine sahiptir. Kızılırmak nehri ilimizde doğuda Avanos İlçesi Bozca köyünden başlayarak batıda Gülşehir İlçesi Abuuşağı kasabasına kadar birçok köy ve kasabadan geçip birçok kuş, memeli ve bitki türlerine ev sahipliği yapmaktadır. Yine ilimizde Kızılırmak nehrine dökülen dere ve çaylar üzerine

kurulu sulama ve taşkın koruma amaçlı sulak alan özelliğine sahip Ayhanlar, Damsa, Tatlarin, Kızılkaya, Kumtepe, Taşlıhöyük, Özkonak ve Yalıntaş baraj gölü ve göletleri bulunmaktadır.

Gelecek nesillerimiz için yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyorsak, Dünya Sulak Alanlar Günü gibi anlamlı günleri bir başlangıç kabul ederek sulak alanlarımızın ve tüm doğal varlıklarımızın korunması için çalışmalar başlatmalıyız. Bu çerçevede, suyumuzun korunması ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılması için 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü vesilesiyle bir kez daha her kesimden sulak alanların korunması konusunda en yüksek hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz

Bu duygu ve düşüncelerle, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma gayretiyle, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nü kutlar, yeni ve güzel başlangıçlara vesile olmasını dileriz.