Hedef kitlesi doğrudan çocukların olduğu ve yüksek izlenme oranları yakalayan videolar için uzmanlardan uyarı geldi.  Son dönemde reklam sektörünün yeni trendi: Youtuber çocuklar yani sosyal paylaşım sitesi Youtube’da belli bir kitleye hitap eden ve Youtube ile iş ortaklığı yapan çocuklar. İzlenme sayıları 2 ila 4 milyon arasında değişen farklı Youtube kanalları, sayısız reklam içeriğine sahip. Bu içeriklerde özellikle çocuğuyla birlikte ürün tanıtımı yapan aileler dikkat çekiyor. İçeriğin zararlı olduğunu düşünen uzmanlar, para kazanmak için kullanılan çocukların psikolojisi için aileleri uyarıyor. Çocuklarımızın ruh sağlığını etkileyen sözde sosyal medya fenomeni olan bu kişilerin önlerinin bir şekilde kesilmesi lazım. Zira, Youtuberlar çocuklar için tehlike saçıyor

1.Bu videolar Çocuklarımızı alışveriş meraklısı yapıyor.

2.Düzgün Türkçe konuşmalarına ve yazmalarına mani oluyor.

3.Argo yada küfürlü sözcüklerle Çocuklara kötü örnekler teşkil ediyor

4.Çocuk davranışları üzerinde olumsuz izler bırakıyor.

5.Reflekslerini azaltıyor

6,Kendilerine başka bir dünya kurup gerçek dünyadan kopmalarına sebebiyet veriyor

7.Yalan yanlış yada eksik bilgi öğrenmlerine neden oluyor

8.Bilerek yada bilmeyerek Üretkenlikten uzaklaştırıyor ve Tüketici bir toplum oluşturma konusunda yönlendiriyor.

9. Bu videolar çocuklara tanınma, bilinme, sevilme hayali veriyor ve herkese açık bu ortamın onların psikolojisini yerle bir etmesi an meselesi.

10.Sadece üzerinden geçtiğimiz kısa başlıkları ile yukarıdaki gibi videolara sebebiyet vermemek, onların hayallerini yıkmamak adına harekete geçmek, ve çocuklar için Youtube’un farkına varmak gerekli…

11. Uzmanlar, çocukların sosyal medyada Youtuber olarak adlandırılan kişilerin paylaşımlarını örnek alarak ruh sağlıklarının bozulduğunu, gelişim çağında olan gençlerin örnek aldıkları bu kişilerden etkilenerek anne babalarına karşı isyankar bir tavır sergileyip saygısız tutumlar içerisine girdiğini bildirdi. 

Çocuklarınızı internet dünyasında yalnız bırakmayın! Unutmayın kontrolsüz güç güç değildir... 

Hafta içi okuldan dönen çocuklar 16:00’dan 20:00’ye kadar YouTube kanallarında aktifler. Hafta sonu en çok 11:00’den 20:00’ye kadar tablet, telefon veya bilgisayar ekranlarından bu videoları izliyorlar. Bu da haftada neredeyse 36 saatlerini bu içeriklerle geçirdikleri anlamına geliyor. YouTube kanalları çocukları okul yaşamında da yalnız bırakmıyor. Okula giderken nasıl makyaj yapılacağı, kız çocuklarına özel defter süsleme tarifleri gibi içeriklerle çocukların takibini bir an olsun kaybetmek istemiyor. Sosyal yaşantılarının her alanına nüfuz eden bu kanalların çocuk gelişiminde oynadığı rol tartışmaya açık. 

Uzmanlar çocukların zihninin öğrenmeye en açık olduğu dönemin 1-6 yaş aralığı olduğunu belirtiyor. Henüz okul çağında olmayan 2-6 yaş arası çocuklara hitap eden içeriklerin mesajlarını çocukların ne kadar, nasıl algıladığı araştırılmıyor. Çocukların yaşlarına uygun, doğru, güvenilir içeriğe erişim sağlanabiliyor olması çok önemli. Ebeveynlerin bu konuda muhakkak seçici davranmaları gerekiyor.

Çocuğunuzun YouTube ve benzeri bir çevrimiçi video deposuna erişimi varsa, bu erişimi sizin veya bir başka yetişkinin hesabı üzerinden sağlıyorsa, ne izlediğini, ne izletildiğini inceleyin. Videoları denetlerken çocuğunuzun karşı karşıya kaldığı içeriklerden nasıl etkilendiğini gözlemleyin. İçeriğin fayda sağlamaktan ziyade zarar verdiğini düşündüğünüz anda gecikmeden müdahale edin. Çocuğunuzla izlediği içerik üzerine konuşun ve fikir alışverişinde bulunun. YouTube çocuklar için artık bir oyun parkı, çizgi film veya animasyon cennetiyse çocuğunuzun bu alanda düşüp ayağını burkmaması için onu yalnız bırakmayın.

"Evdeki büyük tehlike: Youtuberlar"

Yeni Şafak Gazetesi Yazarlarından Aydın Ünal, "Evdeki büyük tehlike: Youtuberlar" başlığı ile Anne ve Babaları uyaran çok özel bir yazı kaleme aldı.

Enes Batur, Orkun Işıtmak, Prenses Elif, Salih Reis, Halil Söyletmez… Belki de ilk kez duyduğunuz bu isimler aslında Türkiye’nin en meşhur simaları. Sadece meşhur da değiller, çocuklar ve gençler arasında moda deyimle “fenomenler”.


Milyonlarca takipçileri var, videoları milyarlarca kez izlenmiş. Bir yerde gösteri yaptıklarında izdiham oluyor. Film çektiklerinde gişe rekorları kırıyorlar. Aynı zamanda da çok, ama çok büyük paralar kazanıyorlar.
Örneğin Enes Batur… Evinde, bilgisayar masasında, karşısındaki kameraya konuşuyor. Bolca küfür ediyor. Cinsellik yüklü konuşmalar yapıyor. Hazırladığı 10 dakikalık bomboş konuşmaları Youtube ismi verilen video paylaşım sitesinde yayınlıyor. Bu boş, seviyesiz, edepsiz konuşmaları dinlemek için Enes Batur’un kanalına abone olan kaç kişi biliyor musunuz? 8 milyon kişi… Bu tehlikeli videoları sadece 8 milyon abone de izlemiyor. Enes Batur’un bütün videolarının görüntülenme sayısı 3,5 milyar.

Örneğin Prenses Elif… 6-7 yaşlarındaki bu kızcağız, anne ve babası tarafından adeta bir “para basma makinası” olarak kullanılıyor. Elif’in videolarda tek yaptığı babasının talimatlarını yerine getirmek. Hiçbir eğitici yönü olmayan, abartılı reklam yüklü bu boş videoların 2 milyon 258 bin abonesi var. Elif’in videolarının toplam görüntülenme sayısı 3,5 milyara yakın.

Bir başka örnek Salih Reis’in Dünyası… 3-4 yaşlarındaki Salih isimli çocuk ve 7-8 yaşlarındaki Gamze isimli ablası, anne ve babaları için para basıyorlar. Gamze, küçük yaşına rağmen çoktan kendisi olmaktan çıkmış ve başka bir kişiliğe bürünmüş. Garip konuşmalar yapıyor, anormal hareketler sergiliyor. “Voavvvv” gibi İngilizce tepkiler veriyor. Türkçe kelimelerin, cümlelerin arasına, babasıyla birlikte yarım yamalak İngilizce ekliyor. Bütün videolarda, oyuncak, abur cubur, ya da diğer ürünlerin reklamını yapıyor. Salih Reis’in Dünyası isimli Youtube kanalındaki 198 videonun izlenme sayısı 1 milyar 600…

Abone ve izlenme sayıları bu kadar yüksek rakamlara ulaşan “youtuberlar”ın ne kadar kazandıkları bilinmiyor ancak rakamlar milyon dolarlarla ifade ediliyor. Nitekim hepsi de villalarda yaşıyor, lüks arabalara biniyor, sınırsız tüketiyorlar. Bu büyük kazanç, her anne-babanın, çocuğun ya da gencin iştahını kabartıyor. Çocuklar “youtuber” olmaları yönünde teşvik ediliyor. Farklı olma uğruna ahlakın, edebin sınırları daha da esnetiliyor. Kazanmak uğruna zaten olmayan seviye, kalite daha da aşağılara çekiliyor.

Çocuklar ve gençler bu fenomenleri neden gözlerini kırpmadan izliyorlar? Bu ilginin derinlemesine analize ihtiyacı var. Çocuklar belki de yüzlerce çeşit oyuncağın, abur cuburun, yiyeceğin, ürünün kullanıldığı renkli videoları keyifli buluyorlar, belki o çocuklar gibi olmak istedikleri için seyrediyorlar. Gençler, belki de bu ahlaksız ve seviyesiz videolarla aile duvarlarını aşmanın, eğitimin sıkıcılığından kaçmanın, toplumun ahlak baskısını yırtmanın keyfini yaşıyorlar. Meselenin daha da kötü yanı, anne-babalar, çocuklarının bu videoları izlemesinden mutlu oluyorlar. Yemeğini yemeyen çocuğa, ağlayan çocuğa, yaramazlık yapana hemen cep telefonundan bu videoları dayıyor ve etkisini de anında görüyorlar. Çocuklarının sokakta ne yaptığını bilmemektense, evde masa başında video seyretmesi anne-babaları sorumluluktan kurtarıyor.

Nedeni her ne olursa olsun, televizyondan daha tehlikeli hale gelen youtube izleme bağımlılığı ve youtuber fenomenleri toplumu, toplumsal yapıyı çok ciddi şekilde tehdit ediyorlar. Pek farkında olmasak da, Türkçesi bozuk, zihin dünyası kısırlaştırılmış, yaşayan ölüye dönüştürülmüş, okumayan, sorgulamayan, bomboş fenomenleri kendisine rol model edinen bir nesil tehdidi altında bulunuyoruz.

8 milyon abonesi olan Enis Batur’un küfürlerini duyunca, Trabzon gibi muhafazakar bir şehirde sevgilisiyle maceralarını anlatan Banu’nun videolarını izleyince “bunların anne babaları nasıl insanlar ki bu kepazeliklere müsaade ediyorlar?” diye sormadan geçemiyorsunuz. İki çocuğunu adeta pazarlama aracı olarak kullanan Salih ve Gamze Reis’in babalarının, Elif’in anne ve babasının acımasızlığına, hırsına, gözü dönmüşlüğüne akıl sır erdiremiyorsunuz. Belki bu anne babalar, çocukları üzerinden kazandıkları milyonlarca dolarla her şeyi unutuyor ve hatta çocuklarıyla gurur duyuyorlar. Ancak, bu fenomenler, çok açık şekilde çocuklarımızı, gençlerimizi zehirliyorlar.

Prenses Elif’in, Salih ve Gamze Reis’in, onlar gibi nice çocuğun, para hırsıyla çocuklarına kıyan anne babalarının ellerinden kurtarılması gerekiyor. Bu yapılamıyorsa bile, bu çocuklar eliyle bir neslin zehirlenmesinin önüne geçilmesi gerekiyor.

“Sanki ne olacak canım!” demeyin… 80’li yıllarda tek kanallı siyah beyaz TRT’de haftada bir yayınlanan Dallas, adeta pornografik bir diziydi; bugün ise Dallas’ı yeniden izleseniz, en muhafazakar dizinin yanında bile daha muhafazakar kaldığını görürsünüz. Toplum ve değerleri internet eliyle hızla değişiyor ve farkına varsanız da, varmasanız da, bu değişim aileyi, toplumsal yapıyı ve inancı temelden tehdit ediyor. Hiç geç değil, çocuklarınızı bilgisayar ekranlarından uzaklaştırın, ya da onları unutun…

Buluşmasına kimse gelmeyen kız, sitemini bir videoyla anlattı.

Bu videoyu hiçbir detayı atlamadan pür-dikkat izlemenizi rica ediyoruz.

Anne Bana Kanal Aç!

Üzüldünüz değil mi? Ya da içten içe Youtube’a, küçük kızı bu hale getiren duruma kızdınız. Peki, dünyanın her yerinde günde kaç çocuk Youtube’a video yüklüyor, kaç çocuk Youtube’da kanal kuruyor veya aileleri tarafından kanalda oynatılıyor biliyor musunuz?

Kaynak:ozcekim.com.tr