Ombudsmanın hükümet, muhalefet ya da farklı grupların baskısı altında olmaması gerektiğine işaret eden Bustamente, "Bunlardan tam olarak uzakta olmalısınız. Eğer ombudsman, bağımsız olarak görevini yerine getirmezse ombudsman olmasına da gerek yok demektir. Çünkü zaten hükümet var, belli müesseseler var, niye işin içine bir de siz giresiniz, bağımsız ve özerk olarak çalışmayacak, etkin ve verimli bir kurum olarak iş yapmayacaksınız" diye konuştu.

 

Kamu idaresinin yerel, bölgesel tüm kurumlarının denetlenmesi ve ombudsman gözetiminde olması gereğine dikkati çeken Bustamente, İspanya'da ombudsmanın, anayasal düzeni ve temel mevzuatı muhafaza görevini de yerine getirdiğini söyledi.

 

Bustamente, İspanya'nın, insan onuruna aykırı cezalandırmaları ve zulüm içeren davranışlara karşı çıkmaya ilişkin uluslararası sözleşmeleri kabul ettiğini anımsatarak, bütün gözaltı merkezlerinde, karakollarda soruna, kötü muamele ve işkenceye yol açabilecek her şeyin denetim altına alındığını vurguladı. Bu merkezlere zaman zaman kendisinin de gittiğini, uzmanların da gözaltına alınanları ziyaret edebildiklerini dile getiren Bustamente, adalete, yargıya müdahale etmediklerini sadece gözaltı koşullarını denetlediklerini ifade etti.

 

Şeffaflığın da önemine işaret eden Bustamente, internet sitelerinden tüm kurumsal faaliyetleri izlemenin mümkün olduğunu, bütçe harcamalarının, sözleşmelerin hatta kendi maaşlarının bile görülebildiğini vurguladı.

 

İspanya ombudsmanlığına, 2012'de kamu idaresinin uygunsuz tavırlarıyla ilgili 33 binden fazla şikayet geldiğini, kurumun 200'den fazla tavsiye kararı aldığını söyleyen Bustamente, tavsiye kararlarının yüzde 70'den fazlasının da kamu kurumlarınca olumlu karşılandığını aktardı. Bustamente, çalışmalar sırasında ombudsmana yardımcı olmayan makam ya da yetkilileri başsavcıya bildirme hakları olduğunu da dile getirdi.

 

 

Belçika Federal Ombudsmanı Guido Schuermans

 

Belçika Federal Ombudsmanı Guido Schuermans da Belçika'daki uygulama hakkında bilgi verirken, ombudsmanın tam bir şeffaflık içinde çalışması için 2007 yılında standartlar belirlediklerini ifade etti. Değerlendirmelerin idarenin eylemine değil şikayete dayandırıldığını anlatan Schuermans, böylece ombudsmanlığın daha etkili bir analiz enstrümanı haline geldiğini söyledi.

 

Şikayetler değerlendirilirken, aralarında kanunun üstünlüğü, vatandaşlar arasında ayrımcılık yapılıp yapılmadığı ve tarafsızlık gibi başlıkların bulunduğu standartların göz önünde bulundurulduğunu vurgulayan Schuermans, Belçika'da şikayetlerin "gerekçeli", "gerekçesiz", "kısmı gerekçeli" olarak değerlendirebileceğini, ombudsmanın uzlaşma çabası, şikayeti yapan kişiyle idare arasında çıkar ilişkisi tespit edilmesi, şikayette bulunanın ombudsmanın bazı sorularına cevap vermemesi ve şikayetin zamanla ilgisiz hale gelmesi durumunda ise şikayetle ilgili yargıya varılamadığını anlattı.

 

Vatandaşların kararın neden verildiğini çok iyi anlaması gerektiğinin altını çizen Schuermans, şöyle konuştu:

 

"Vatandaşların şikayetlerine bir cevap bulunmalı ve bu kararlar, şikayet etmeyen vatandaşların da durumuna uygun verilmelidir. Ombudsmanın başarılı müdahalesi, gelecek için de önleyici bağlamda olmalıdır. Ombudsmanın çalışmasının ve yöntemlerinin tamamıyla şeffaf olması gerekir. Halka açık şekilde çalışılmalı, hem vatandaş hem idare bunlara her an erişebilmelidir. Bu daha iyi bir bilgilendirmeyi ve çalışmaların daha iyi anlaşılmasını sağlar. Raporlar, nesnel olmalı ve iyi yönetişim örneği teşkil etmelidir."

 

Fransa Ombudsman Vekili Maryvonne Lyazid

 

Fransa Ombudsman Vekili Maryvonne Lyazid de kamu denetiminin, Fransa tarihinde, çok eskilere dayandığını, Ombudsmanlık kurumunun ise 2000'li yıllarda hayata geçirildiğini söyledi.

 

Kurumun bağımsız çalıştığını, 2011 yılında yürürlüğe giren yeni bir yasayla da yetkilerinin düzenlendiğini ifade eden Lyazid, "Çocukların, kadınların, yaşlıların, engellilerin haklarının korunması,
ayrımcılığa karşı mücadele gibi çok geniş bir kapsama hitap ediyoruz. Kamu şirketlerinin yanı sıra özel şirketler konusundaki şikayetlere de bakıyoruz" diye konuştu.

 

Fransa'da ombudsmanın Cumhurbaşkanı tarafından 6 yıllığına göreve getirildiğini, görev süresi dolan ombudsmanın yeniden göreve getirilemediğini kaydetti.

 

Kuruma başvuruların ücretsiz, internet üzerinden veya yazılı yapılabildiğini ifade eden Lyazid, bunun yanı sıra bölgelerde görev yapan hukukçulardan oluşan 450 temsilcinin iki haftada bir yarım gün boyunca vatandaşların taleplerini topladıklarını anlattı.

 

Lyazid, "64 milyonluk bir Fransa'da 2011 yılında 100 bin dosya işlendi. Bunların yüzde 40'i kişilerin yeniden yönlendirilmesiyle ilgiliydi. Kişilere yakın olmamız önemli. Başvuruların yüzde 70'i uzlaşmayla çözümlenebiliyor. Diğer başvurularla ilgili de mahkemelere başvurmak zorunda kalıyoruz. Biz ne savcı ne avukatız, sadece kamu denetçisinin görevlerini sürdürüyor, gözlemlerde bulunuyoruz" diye konuştu.

 

Danimarka Parlamento Ombudsmanı Jorgen Steen Sorensen

 

Danimarka Parlamento Ombudsmanı Jorgen Steen Sorensen, 1966 yılında kurulan Danimarka Ombudsmanlığının 60 yıllık köklü bir geçmişe sahip olduğunu söyledi.

 

Ombudsmanın Parlamento tarafından seçildiğini, bağımsız çalıştığını anlatan Sorensen, bireysel şikâyetlerin kısa zamanda yanıtlanmasına özen gösterdiklerini vurguladı.

 

Kurumun her şikâyeti kabul etmediğini, ombudsmanın şikâyetin makul olup olmadığı, mesnedi bulunup bulunmadığı konusunda takdir yetkisi kullanabildiğini ifade eden Sorensen, şikâyetin kabul kararının ombudsmana bırakıldığını bildirdi. Abartılı, art niyetli şikâyetlerin de gelebildiğine dikkati çeken Sorensen, "Bir yandan vatandaşın avukatlığını yaparken, bir taraftan da şikâyetlere boğulmamak gerekiyor" dedi.

 

Hangi şikâyetlerin kabul edildiği konusunda net bir sınır çizdiklerini dile getiren Sorensen, "Şikayetçi veya toplum için ne fayda sağlanabilir, kayda değer bir fayda sağlanırsa şikayeti alıyoruz" diye konuştu.

 

Ülkelerinde kurumun yapısının artık oturduğunu, ombudsmanın toplumda belli bir saygı ve itibar gördüğünü anlatan Sorensen, "Kaç vakaya baktığınız değil, doğru vakalara bakıp bakmadığınız, bunlardan doğru sonuçlar alıp almadığınız önemli" değerlendirmesinde bulundu.

 

İdarenin işlemleriyle ilgili şikayetlerin yanı sıra medya veya başka yollarla haberdar oldukları konularda resen harekete geçebildiklerini de bildiren Sorensen, şöyle konuştu:

 

"Ombudsmanın işinin hafife alınmaması gerekir. İdarenin faaliyetlerinin güç ve otoriyete kaymasını da engelliyorlar. Biz adaletin mahkemeleriyle rekabet içinde olmadan çalışıyoruz. Ombudsmanlar yargıya rakip değildir. Ombudsmanın mahkemeler üzerinde hiç bir yetki ve yaptırımı yok. Yargı bağımsız ve faaliyetleri hiçbir kurum tarafından denetlenemiyor. Yargıyla ombudsmanlık arasında bazen fikir ayrılıkları olabiliyor ve nihai karar mahkemelere düşüyor. Ombudsmanın görevi buna uymak."

 

 

 

Yunanistan Ombudsmanı Calliope Spanou

 

Yunanistan Ombudsmanı Calliope Spanou ise 15 yıdır faaliyet gösteren kurumun bağımsız olduğunu, kötü yönetim, hak ihlalleri, çocukların korunması, cinsiyet eşitliği gibi alanlarda çalıştıklarını anlattı.

 

Şikayetleri inceleyen kurumun, kendi inisiyatifiyle de tahkikat yapabildiğini söyleyen Spanou, şunları kaydetti:

 

"Bir ombudsmanın net şekilde misyonunu idrak etmesi lazım. Öncelikle yürütmeden tam bağımsız olması gerekir. Ombudsman hukukun üstünlüğünün somut olarak uygulanmasına destek oluyor. İdareyle yaşanan sorunlar mahkeme önüne gittiği zaman mahkemelere esktra yük biniyor. Şikayetler ombudsman önüne getirildiğinde büyük çoğunluğu uzlaşmayla sonuçlanabilir. Mahkemelerin zamanından ve iş yükünden tasarruf edilmiş oluyor. Ama mahkeme önüne gidemeyecek davalarda ombusdman tek çare olabiliyor."

 

Yunanistan Omdusmanı Spanou, ombudsmanın mahkemelerin yerine geçmek için çalışmadığını vurgulayan Spanou, mahkeme kararlarının uygulanmadığı durumlarda idari sistemin yasaya uymasını sağlayabildiklerini söyledi.

 

Yunanistan'daki uygulamada, ombudsmanların mahkemelerden daha esnek çözümler bulabildiğini gördüklerine işaret eden Spanou, ombudsmanın yasal çerçeve dahilinde hayal gücünü kullanabildiğini, mevcut sorunları çözebilmek için yenilikçi olabildiğini anlattı.

 

Spanou, "Ombudsmanlık ile kamu idaresinin karşıt güçler, zıt taraflar olmadığı, ortak amaca hizmet ettiği zamanla görüldü. İdari reformlar için ombudsman bir katalizör görevi görüyor" değerlendirmesinde bulundu.

 

Panelin sonundan Kamu Başdenetçisi M.Nihat Ömeroğlu, Kamu Denetçileri Mehmet Elkatmış, Serpil Çakın, Muhittin Mıhçak, Zekeriya Aslan ve Abdullah Cengiz Makas, Avrupa ülkelerinin Ombudsmanlarına Osmanlı motifli birer vazo hediye etti.