Herkes İstanbul'un bahar müjdecisi diye bilir Erguvanı. Ormanların nazlı dalıdır. Keçi boynuzu gibi tohum kapçıkları olduğundan keçiboynuzu da denir.

Tabi bildiğimiz keçiboyunuzu değil. Sonbaharda dökülen ve rüzgarlarla rastgele saçılan tohumlarından, kendiliğinden ürer. Tohumların kışı toprakta geçirmesi şart..Çelikle veya çalı türü olduğundan dibinden de çoğalır ve ayırma yoluyla da üretilir.

Avanos'ta Köybağı'na 15 yıl kadar önce dikitiğimde acaba yetişir mi diye tasalanmıştım.Hem yetişti,hem de kocaman ağaç oldu.Üstelik hem baharda hem son güzde açıyor. Bu alışılmamış bir şey. Avanos'u çok sevdi. Bu arada çiftliğin rastgele yerlerinde yeni fidanları oldu. Gözüm gibi bakıyorum..Onca rengin içinde benzeri olmadığı için adını rengine de veren bu kadar güzel bir ağacı niye dikmezler buralara diye düşünürdüm hep..

Bu sabah ırmak kenarı yürüyüşümde Başkan yardımcısı Vedat Beyin de nezaretinde belediye ekiplerinin daha önce de güzel tanziminden dolayı kutladığım alanda ağaç dikmekte olduğunu gördüm. Ne diktiklerini sordum."Erguvan" dediler.

Adını bugün öğrendiğim belediyenin peyzaj mimarı Eğim hanım, "acaba buralarda yetişir mi" diye,tıpkı benim 15 yıl önce duyduğum kaygıları taşıyormuş.O'na kaygılanmamasını,Avanos'u çok sevdiğini,hatta yılda 2 kez açtığını, tohumdan da çoğaldığını anlattım.Daha bir keyifle dikmeye devam ettiler.Ulaş kafeden aşağıya doğru 70 adet Erguvan ağacı diktiler.

Önümüzdeki yıldan itibaren(belki de bu güzden)açmaya başlayacak olan erguvanlarımız nedeniyle 3-5 yıl sonra erguvanlı Avanos, erguvanlı park gibi yeni deyimlere hazır olun...

1 ağaç dikene bir kez teşekkür ediyoruz. Benden bugün Avanos Belediyesine 70 kez teşekkür..
Çiftliğimde daha önce çiçekliyken çektiğim erguvanlar, bugünkü hali ve Belediyenin dikim çalışmaları.

Not; İsteyene erguvan tohumu verebilirim. Ancak Güzün toprağa ekmek gerekiyor..

Erguvan (Cercis siliquastrum),
baklagiller (Fabaceae) familyasından, 10 metreye kadar boylanabilen, tek gövdeli, yaprak döken, çalı görünümünde bir ağaççıktır 
Yapraklar karşılıklı, basit, dairemsi 7–12 cm kadardır. Dip kısmı kalp şeklinde, ucu yuvarlak, kenarlar tamdır. Gençken kırmızımsı-mor daha sonra mavi-yeşile döner. Yüzeyi dalgalı düşmeden önce sarıdır. Çiçekler 1,5–2 cm uzunluğunda kırmızı-mor 3-6 tanesi bir arada bulunur. Meyve legümen (fasulye biçiminde) olup, 7–10 cm uzunluğundadır. Diğer bir önemli özelliği de toprağa azot bağlamasıdır.

Erguvan meyveleri fasulye görünümünde, 9–10 cm. uzun, 2–5 cm. geniş, kızılsı kahve renginde, karın çizgisinde dar ve uzunca kanat bulunur. Tohumu boldur. Sonbaharda olgunlaşan meyve kış boyunca bitki üzerinde kalır. Nisan-Mayıs ayında açan çiçekleri hermafrodit olup yapraklanmadan önce açarlar. Uzun saplı olan çiçekler 3-8 çiçekli salkım kuruluşunda ve erguvan kırmızısı rengi ile çok dekoratiftir.

Işık ağacıdır. Kışın donlardan bazen etkilenir. Anavatanı Güney Avrupa ve Batı Asya'dır. Türkiye'de Ege ve Marmara Bölgesi'nde yayılış yapar. Tohum ve çelikle üretilir. Tohumlarda kabuk sertliğinden kaynaklanan çimlenme engeli vardır. Tohumlar 2-3 dakika sıcak su ve 24 saat ılık suda bırakıldıktan sonra ilkbaharda ekilir. Çelikle üretim Temmuz-Ağustos aylarında alınan yarı odunsu çeliklerle yapılır.

Erguvan, yapraklanmadan önce Nisan ayı sonuyla Mayıs ayı başında yalnızca birkaç haftalığına baharın müjdecisi kabul edilen morumsu pembe renkte çiçekler açar. Bazı Hıristiyan inanışlarına göre İsa'nın ihanet eden havarisi Yahuda kendini bu ağaca asmıştır. Efsaneye göre bu olaydan sonra önceleri beyaz olan erguvan çiçekleri utançtan ya da kandan kırmızıya dönmüştür. Yazın sap kısmından girintili yuvarlak yaprakları olur. Sonbaharda ise fasulye benzeri tohumlar bırakır. Erguvan çiçeği havaların güzel gitmesi durumunda bazı sonbaharlarda da açar.



Kaynak: Editör: Avanos Gazetesi