Büyülü bir masalın içindeyiz sanki... Tarihin ve doğanın muhteşem uyumu ile Ürgüp'ün keşfindeyiz bu hafta... Peri bacaları ile doğal hazinesini sunan, 3 bin yıllık tarihi ile kültürel bir mirası bugün bizlere taşıyan bu özel kent, kesinlikle ölmeden önce görülmesi gerekenler listesinde...

Ürgüp'e geldiyseniz size bu şehrin sokaklarını doyasıya gezmenizi, tüm Ürgüp'ü ayaklarınızın altına aldığını Temenni Tepesi'ne çıkmanızı, yol üzerindeki birbirinden güzel konakları ve şarap evlerini görmenizi tavsiye ediyoruz. Her ne kadar Asmalı Konak, turistik yerlerinden başında gelse de daha onun gibi nice konakların da varlığı söz konusu Ürgüp'te... Kahverengi tonlarının hakim olduğu Ürgüp'ün eski konakları bir bütünlük içerisinde şehrin mimari güzelliklerinden...
Ürgüp, Kapadokya'nın en büyük yerleşim yeri ve aynı zamanda Nevşehir'in de en büyük ilçelerinden biri. Nüfusu 21 bin olan şehrin, temel geçim kaynağı doğal güzelliği ve tarihi mirası ile turizm. Ürgüp'ü Ürgüp yapan doğal miras turizmin devamını sağlayan yegane neden. Üzerinde fazla oynama yapılmaya izin verilmeyen şehir, bugün Türkiye ve dünyada bir marka haline gelmiş durumda.
Şehircilik anlayışını yatay mimari üzerine şekillendirmiş olan Ürgüp, yeni konut projelerinde daha bu anlayışı koruyor. Kentin karakteristik özelliğine uygun yapılaşmanın önemine Başkan Yıldız şöyle vurgu yapıyor: "TOKİ ile beraber kent kimliğine uygun bir yapı tarzı inşa ettik. TOKİ'nin Türkiye genelindeki konutları dışında bir yapıya sahip. Doğal taş kaplamadan kent kimliğini bozmayan bir yapı tarzı olup iki kat yüksekliğinde inşa edilecek. Gökyüzüyle yarışan binalar yapmadık, yapmayacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın da tavsiyeleri bu doğrultuda; "Şehirlerinizi dikey mimariden uzaklaştırın, yatay mimariye bakın" diyor. Ürgüp'te arsa üretmek biraz zor, ama biz buna rağmen alanımızı zemin artı iki evlerle genişlettik. 21 bin nüfusumuz var. Ama şehri uçaktan gördüğünüzde veya havadan izlediğinizde 60 bin kişilik insan yaşadığını düşünürsünüz. Bunun sebebi yatay mimariye önem verişimizden kaynaklanıyor. Bu şekilde marka değerini korumaya çalışıyoruz."
Şimdi Ürgüp'ün sokaklarına dalalım ve güzellikleri ile sizleri buluşturalım...
Ürgüp'ün Mimarisi
Kaya kütleleriyle iç içe geçmiş bir mimari sergileyen Ürgüp'ün hemen her köşesinden farklı bir dönemin izleri dökülüyor. Binlerce yıldır kaya evlerde geçen yaşam sanki hiç kesintiye uğramamış gibi... Ürgüp'te Selçuklu'dan kalma bir taş yapı ile zarif bir Osmanlı konağını kol kola fotoğraflamak mümkün oluyor.
Kapadokya'nın geleneksel taş mimarisi burada da kendini gösteriyor. Pek çok yapının yarısı kaya oyuğu içinde, diğer yarısı kesme taşlarla örülmüş bölümler halinde dışarıya taşıyor. Özellikle kapı eşiklerinde kendini gösteren zarif taş işçiliği özgün Ürgüp evlerinin vazgeçilmezleri arasında...
İlk Durak, Temenni Tepesi
Ürgüp'ü neredeyse her tarafından görebileceğiniz, şehir merkezinde yer alan Temenni Tepesi'nde, 1288'de Vecihi Paşa tarafından Kılıçaslan için yaptırılmış olan bir anıt mezarı bulunuyor. Tepenin ortasında bulunan kümbetin ise, daha önceleri Ürgüp Tahsinağa Halk Kütüphanesi olarak kullanıldığını öğreniyoruz. Tepeye çıktığınızda Erciyes'in ihtişamlı manzarası ile karşılaşıyorsunuz.
Temenni Tepesi, deniz seviyesinden yaklaşık 1.140 metre yükseklikte olmasıyla dikkat çekiyor. Ürgüp şehir merkezinden yaklaşık 80 metre yükseklikte yer alıyor.
Temenni Tepesi, adını türbeye bağlanan çaputlardan alıyor. İnsanların akınla türbeye çaput bağlayarak dilek dileği tepe, temennilerde bulunulan bir tepe olarak biliniyor. Temenni Tepesi, antikçağ ve öncesinde kutsal bir tepe olarak kabul edilmiştir. Tepede bulunan pek çok taka mezar, insanların bu kutsal tepeye gömülmek için adeta yarıştıklarını göstermektedir. Taka mezarlar, kayaya biraz derince kazılır, en alta bir ölü gömülür, mezarın sağ ve sol yanlarında raf gibi ikişer mezar daha hazırlanır ve böylelikle aynı mezara 5 kişi gömülebilirdi.
Ürgüp Belediyesi'nden edindiğimiz bilgilere göre, Temenni Tepesi‘nde 2 adet kümbet bulunuyor. Tepeye girişte sağdaki mezarın yanında bulunan kümbet bir türbedir. Türbede Rükneddin Kılıçarslan'ın, yanındaki mezarda da 3. Aleaddin Keykubat‘ın yattığı halk arasında rivayet edilse de bunlar doğru değildir.
Asmalı Konak
Bir zamanların büyük ilgi gördüğü Asmalı Konak ile pek çoğumuz Ürgüp'ü tanıdık. Bu coğrafyanın eşsizliğine televizyonlarımızdan tanık olduk. Sonrasında düştük yollara bu eşsiz güzelliği daha yakından görebilmek için. Asmalı Konak ile başlayan bu furya, bugün de devam ediyor. Ürgüp'ün konakları, taş sokakları ve oyuntulu mimarisi bir çekim merkezi yaratıyor, turistik değerinin temelini oluşturuyor.
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi'nde, kentin simgesi haline gelen, turistik dükkanlarda sıklıkla rastlayacağınız bez bebeklerin yüzlerce çeşidini görebilmeniz mümkün. Özgün kostümlerle sergilenen el yapımı bebekler tarihi ve kültürel özellikleri de yansıtan bir belge niteliği taşıyor. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken müze, açık havada harika yapılar eşliğinde insanı alıp götürüyor, uygarlığın tarihçesini gözler önüne seriyor.
Üç Güzeller Peri Bacaları
Üç Güzeller, Kapadokya'nın simgesi olan ve iki büyük, bir küçük peribacasından oluşan peribacası oluşumları olarak her yıl milyonlarca turistin ilgi odağını oluşturuyor. Ürgüp yolu üzerinde yer alan Üç güzeller ilçe merkezine beş dakikalık mesafede bulunan seyir tepesinde yer alıyor. Dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilen ve UNESCO'nun Dünya Kültür Miras listesinde yer alan bölgede irili ufaklı binlerce peribacası bulunuyor.
Üç Güzeller Efsanesi
Üç Güzeller efsanesine göre; Kapadokya'da bir kral, bir de prenses yaşamaktadır. Kralın kızı olan prenses bir çobana aşık olur ve evlenmeye karar verip evlenirler. Ancak prensesin ve çobanın evlenmesinde kralın onayı bulunmamaktadır. Bu prenses ve çobanın bir de çocukları olur. Prenses, kral torununu görürse belki yumuşar ümidiyle babasını ziyaret eder. Fakat acımasız kral prenses, çoban ve çocuklarının peşlerine asker gönderir. Kral tarafından yakalanıp öldürülmeleri emredilmiştir. Üç Güzeller efsanesine göre artık kaçmaları imkansız olan prenses, çoban ve çocukları için prensesin ‘Allah'ım, bir mucizeni göster, bizi bu eziyetten kurtar' şeklinde yakarışta bulunur. Prensesin sesinin Allah tarafından duyulduğuna inanılan Üç Güzeller efsanesinde prenses, çoban ve çocukları birer taşa çevrilmiştir. Efsaneye göre en önde duranın çoban, arada duranın çocuk, en arkada duranın da prenses olduğuna inanılmaktadır.
Bir başka efsanede ise; ‘Üç Güzeller' adı ile bilinen peribacaları aslında 5 kişilik bir aileyi temsil ediyor. Bunlardan üç güzellerin hemen arka tarafında bulunan büyük şapkalı olan peribacaları büyükbaba, hemen bir arkasında duran büyükanne ön sağ tarafta duran ise baba. Babanın hemen önünde anne var ve hamile olan anne kucağında çocuğunu tutuyor. Çok eski dönemlerde bu peribacalarının aileyi ve bereketi sembolize ettiğine inanan ve çocuğu olmayan aileler buraya gelerek bu peribacalarının yan tarafında bulunan yokuşu 7 kere inip çıkarmış. İnsanlar bu şekilde çocuklarının olacağına inanırmış ve bir çoğu bu şekilde çocuk sahibi olmuş.
Son olarak herhangi bir probleminizde Ürgüp Belediyesi her zaman yardıma hazır. Belediyeye aşağıdaki iletişim bilgilerinden ulaşabilirsiniz:
Adres: İmran, Atatürk Blv., 50400 Ürgüp/Nevşehir 
Telefon: 0384 341 40 08

Kaynak: http://www.belediyedeniz.com/kutuphane/makale/9459/buyulu-bir-masal-urgup