Nevşehir Kadın Derneği Başkanı Makbule Atlı  Çocuk  Yaşta Evlenmenin  Sakıncaları ve Zararları konusundan   bahsetti. Derneklerinin Yürürmüş  oldukları erken evlik çocuk gelinler projesini  bitmesine rağmen   Gönüllü    hocalarımız çocuk evliklerin sakınca ve zararları hakında  eğitimlere  devam ettiklerini belitti.

          Evlilik kurumunun temellerinin çok sağlam olması gereklidir. Temeli sağlam olmayan

 evlilikler genellikle erken yaşta, hiç birbirini tanımadan yapılan evliliklerdir. Çocuk yaşta yaptırılan evlilikler, ülkemizin en önemli toplumsal sorunlarından biridir. Ülke gündemlerinde çok fazla yer verilmiyor olsa da, sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok yerinde, özellikle de gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde, karşılaşılan bir olgudur “çocuk gelinler”. Bazen, babası, hatta dedesi yaşındaki adamlarla “başlık parası” karşılığında zorla evlendirilen, bazen evlendirildikleri kişilerin ikinci, üçüncü eşi olan, bazen koca koca adamların baskılarına, şiddetine maruz kalan, daha on’lu yaşlarında doğum yapan o gelinler

Maddi yada manevi çeşitli sebeplerle, daha çocukluklarını yaşayamadan genellikle de kendilerinden yaşça çok büyük olan erkeklerle evlendirilen bu çocuklar, hem büyük bir toplumsal sorun olarak karşımıza çıkmakta, hem de diğer birçok sorunun ortaya çıkmasına sebep olan dinamikleri hazırlamaktadır.

 Kanuna göre on beş yaşını doldurmuş bir kız çocuğu, sosyolojik manada evlenmesi durumunda, “şikâyet üzerine” onunla evlenen kişi, altı aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Dolayısıyla bu maddeyle örtülü olarak, evlilik yaşı on sekiz yaş olarak belirlenmiş

                 Erken evliliklerin ortaya çıkmasında etmen olan sebeplerin başlıcaları arasında kültürel değerler gelmektedir. Erken evlendirilen kız çocukları ile birlikte ortaya çıkan sorunlar, zamanla sadece onları ilgilendirmekle kalmamakta, topluma da vurulan ağır darbeler olarak su yüzüne çıkmaktadır. Eğitimleri yarıda kesilmiş, cahil bırakılmış bu çocukların, geleceğe çok bilinçli, iyi eğitim görmüş evlatlar yetiştirmeleri beklenemez.

 

            Cocuk evliklere mücadele için bir an önce çözüm yolları aranması gerekmektedir. Soruna yaklaşımda başlangıç olarak kurumlar ve kanunlar kapsamında ortak bir dil oluşturulmalıdır. Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Çocuk Koruma Kanunu gibi konuyla ilgili kanunlar arasındaki uyumsuzluklar giderilmeli ve on sekiz yaşını doldurmamış kızların evlenmesi yasaklanmalıdır.

 

   Kadınların aktif rol oynamadığı bir toplumun gelişmişlik seviyesine ulaşamayacağının söylendiği çağımızda, bırakın kadınların sosyal hayatta çok yönlü roller üstlenebilmelerini, daha yaşama haklarının güvence altına alınamadığı gerçeğiyle yüz yüze bulunmaklar