Özdemir, 11 Haziran’dan bu yana Siyonist İsrail rejimi tarafından gözaltında tutulan Ebru Özkan ile ilgili yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada son dönemde Türk vatandaşlarının, Kudüs’e yaptıkları her ziyarette gözaltına alınarak alıkonulmaları Siyonist rejim tarafından adeta bir rutin haline geldiği belirtildi. Türkiye’den giden her grubun, ülkeye giriş ve çıkışlarda güvenlik gerekçesi ile ayrı bir aramaya tabi tutulduğu, onur kırıcı ve gayri insani muamelelere maruz bırakıldıklarının vurgulandığı açıklamada mahkemeye çıkarılan Ebru Özkan’a ait ilk görüntü ile işgalci Siyonist rejimin güvenlik konsepti olarak dünyaya pazarlamaya çalıştığı şeyin düpedüz zülüm olduğunun altı çizildi.

“14 yaşındaki Fevzi el-Cundi onlarca siyonist askerin arasında gözleri bağlı elleri kelepçeli olmasına rağmen nasıl korkusuz ve onurlu duruyorsa, Ebru Özkan da ayaklarına takılan kelepçeye rağmen tüm dünyaya zulme karşı nasıl dik durulacağının en güzel ve izzetli örneğini veriyordu” ifadelerinin yer aldığı açıklamada “11 Haziran’dan bugüne tam 6 defa gözaltı süresi uzatılan Ebru Özkan’ın maruz kaldığı bu zulmün arkasında, söz konusu Kudüs sevgisi ve davası karşısında milletçe sahip olduğumuz hassasiyetimizi kırmak olduğunu, işgalci Siyonist rejimin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Kudüs’e gitmesini caydırmak için bu tavrı geliştirdiğini biliyoruz” denildi.

Açıklamanın devamında; “Son dönemde Türk vatandaşlarının, Kudüs’e yaptıkları her ziyarette gözaltına alınarak alıkonulmaları Siyonist rejim tarafından adeta artık bir rutin haline getirilmiştir. Türkiye’den giden her grup, ülkeye giriş ve çıkışlarda güvenlik gerekçesi ile ayrı bir aramaya tabi tutulmakta, onur kırıcı ve gayri insani muamelelere maruz bırakılmaktadırlar. Ebru Özkan da Kudüs ziyareti dönüşünde Siyonist rejim tarafından hukuksuz bir şekilde gözaltına alınmıştır. Ebru Özkan’ın avukatı yaptığı açıklamada, müvekkilinin “İsrail devletinin güvenliğini tehdit ve terör örgütleri ile bağlantı şüphesi” ile alıkonulduğunu, bu gözaltının tamamen dayanaktan yoksun ve keyfi olduğunu söylemektedir. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Kudüs’e giden vatandaşlarımıza yönelik caydırıcı adımlar atıyorlar, biz de bunun karşılığını veririz” diyerek meseleye müdahil olmuştur. Dün mahkemeye çıkarılan Ebru Özkan’a ait ilk görüntü, Reuters haber ajansının servis ettiği bir fotoğrafla basına yansıdı. Fotoğraf karesiyle işgalci Siyonist rejimin güvenlik konsepti olarak dünyaya pazarlamaya çalıştığı şeyin düpedüz zülüm olduğunu bir kez daha gördük. Siyonist rejim güçleri, gencecik bir kadının ayaklarına pranga vurmuştu. İşgalcilerin hukuk tanımazlığını bir kez daha faş eden, insanı derinden yaralayan bu görüntü aynı zamanda bir şeyi daha gösteriyordu. 14 yaşındaki Fevzi el-Cundi onlarca siyonist askerin arasında gözleri bağlı elleri kelepçeli olmasına rağmen nasıl korkusuz ve onurlu duruyorsa, Ebru Özkan da ayaklarına takılan kelepçeye rağmen tüm dünyaya zulme karşı nasıl dik durulacağının en güzel ve izzetli örneğini veriyordu. Siyonist rejim sözde güç gösterisi ile ümmeti korkutup Kudüs davasından uzak tutmaya çalıştığı, insanlığa gözdağı verdiği her olayda, bizzat kendi acziyetini sergilemektedir. Ümmet ve Rachel Corie’nin temsil ettiği erdemli insanlık ise Siyonist zulüm mekanizmasının bütün zalim ve haksız öfkesi karşısında Kudüs davasına daha bir sıkı sarılmaktadır. Çünkü Kudüs, salt Müslümanların davası değildir. Kudüs, insanlığın, küresel emperyalizmin en kristalize edilmiş biçimi olan Siyonizme ve onun temsil ettiği küresel zorbalığa karşı verdiği mücadelenin sembolüdür. 11 Haziran’dan bugüne tam 6 defa gözaltı süresi uzatılan Ebru Özkan’ın maruz kaldığı bu zulmün arkasında, söz konusu Kudüs sevgisi ve davası karşısında milletçe sahip olduğumuz hassasiyetimizi kırmak olduğunu, işgalci Siyonist rejimin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Kudüs’e gitmesini caydırmak için bu tavrı geliştirdiğini biliyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin Filistin’de yaşanan zulme verdiği her tepki, Kudüs’ün statüsüne dair uluslararası mekanizmaları harekete geçiren her adımı Siyonist rejimin haksız öfkesini büyütmektedir. Siyonist rejimin uluslararası hukuk kurallarını çiğneyerek insan onurunu ayaklar altına almayı olağanlaştırması ise tüm insanlık için büyük bir tehdittir. Bizler, Memur-Sen Kadınlar Komisyonu olarak, pusulası vicdan olan bir ülkenin vatandaşı olduğu için yıldırılmaya çalışılan Ebru Özkan’ı dik duruşundan dolayı selamlıyoruz. Kudüs gibi insan onuru da kutsaldır. Bütün duyarlı kesimleri, insan hakları hareketlerini, uluslararası insan hakları mekanizmalarını bu zulme karşı daha güçlü tepki vermeye çağırıyoruz” ifadelerine de yer verildi.