Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik’in ana konuşmacı olarak yer aldığı çalıştayda, konuyla ilgili önemli çalışmalar yürüten değerli akademisyenler bilgilerini katılımcılarla paylaştı.

Üç oturum hâlinde gerçekleştirilen çalıştayın ilk iki bölümü, panelistlerin kendi araştırma alanlarıyla ilgili hazırladıkları sunumlardan oluştu ve herkese olacak şekilde düzenlendi. Etkinliğin son bölümü ise çalışmaların genel bir değerlendirilmesinin yapıldığı ve kapalı olarak gerçekleşen yuvarlak masa toplantısı şeklinde yürütüldü. Oturumlarda, eczacılık, halk sağlığı, halk bilimi ve sanat tarihi gibi farklı alanlardan uzmanların yanı sıra, uzun yıllardır Kapadokya bölgesiyle ilgili yaptıkları araştırmalarla “şifacılık” konusunda emek harcayan değerli araştırmacılar sunum yaptılar.

Bu faaliyetle beraber, ilk adımı söz konusu çalıştayla beraber atılan “geleneksel şifacılık” konusunun çok yönlü bir şekilde ele alınarak, ilerleyen dönemlerde KAM tarafından planlanan “Kapadokya’da Şifa” konusuyla ilgili çalışmalara yönelik bazı açılımların yapılması hedeflenmekte.

Anadolu’nun tıp ve şifa tarihinde çok önemli bir yere sahip olduğu iyi biliniyor. Daha dar bir kapsamda ise, Kapadokya ve onun yakın çevresinin tarih boyunca şifalı bitkiler ve bu konuda yapılan çalışmalara ev sahipliği yaptığı görülür.

Bu bölge, antik dönemlerden Tarsuslu Dioskoridos (MS 1. yüzyıl) ve Kapadokyalı Aretaeus’tan (MS 1-3.yüzyıl) başlayıp, Kapadokyalı Arsenios (1840-1924) gibi isimlerle 19. yüzyıla, hatta günümüze kadar devam eden “şifa çalışmaları”nın hiç durmadığı bir bölgedir. Uzunca yıllar geliştirilen çeşitli bitki, tılsım, inanç ve ritüellerle hastalıklara karşı ilacın arandığı bu coğrafya, şimdiye kadar geniş kapsamlı ciddi bir bilimsel çalışmaya konu olmamıştır. Yapılan bu çalıştayla, konuya farklı açılardan ışık tutularak, uzun yıllar karanlık kalmış alanların aydınlatılması için bilimsel bir sürecin başlatılması planlanmakta. Bunun yanında, bu tür ciddi çalışmaların, ülkemiz ve dünya çapında daha çok popüler bir turizm merkezi olarak görülen bölgemizin, dünya şifa tarihine kattığı değerlerle anılarak hak ettiği seçkin konuma kavuşmasına vesile olacağına da inanılmakta.