Genç Birikim Dergisinin aynı zamanda Genel Yayın Yönetmenliğini de yapan Araştırmacı-Yazar Ali Kaçar, “Fırat Kalkanı Operasyonu, ABD ve PYD” başlıklı yazısında; “Türkiye’nin, Cerablus’tan sonra PYD’nin ABD yardımıyla ele geçirdiği Menbiç’e yönelmişse de ABD engeli ile karşılaştığından batıya yani er-Rai (Çobanbey) tarafına yönünü çevirdiğini, oysa Türkiye’nin, Fırat’ın batısını kendisi için kırmızı çizgi ilan ettiğini, PKK/PYD’nin buraya geçmesi halinde vuracağını defalarca açıkladığını, PKK/PYD’nin bu kırmızı çizgiyi geçmesine rağmen Türkiye’nin, bu açıklamaları unutmuşçasına IŞİD’in elindeki bölgelere yönelmiş olmasının manidar olduğunu,
PKK/PYD/MLKP/DHKP-C’nin Türkiye için devam eden ve edecek olan bir tehlike ve tehdit olduğunu, dolayısıyla IŞİD’in elindeki sınır kentleri alınsa bile Türkiye’ye yönelik terör tehdidinin azalmayacağını, tersine artarak devam edeceğini, ABD’nin bu terör örgütlerini desteklemesinin asıl amacının ise, Türkiye’yi, içeride terörle meşgul ederek Suriye’nin ve bölgenin yeniden dizaynında devre dışı bırakmak olduğunu, bunda uzun bir süreden beri başarılı da olduğunu, işte Türkiye’nin, hem PKK/PYD’nin Kobani-Afrin kantonlarını birleştirmesini engellemek, hem de Türkiye’nin içine yönelik IŞİD terörünü engellemek için Cerablus operasyonunu başlattığını,
Türkiye’nin, terörü ve 15 Temmuz darbe girişimini destekleyen ABD ile Suriye’de birlikte görünmesinin asla doğru olmadığını, Türkiye’nin, bunca aldatılmışlıktan sonra ABD’ye asla güvenerek birlikte iş yapmaması gerektiğini, hele hele ABD’nin kara gücü olarak Rakka’ya yönelik bir operasyona asla girişmemesi gerektiğini, ABD’nin, mayınlı tarlaya sürecek merkep aradığını, bunun, Türkiye olmaması gerektiğini, aksi halde bunun, Türkiye insanının alnına sürülmüş ve asla silinmeyecek bir kara leke olacağını ve yüz yıllar da geçse asla unutulmayacak bir ihanet olarak gelecek nesiller tarafından hatırlanacağını,
ABD için Aylan Kurdi bebek ile Suriye iç savaşının sembolü haline gelen 5 yaşındaki Ümran ve diğer katledilen yüzbinlerce insanın hiç mi hiç öneminin de, değerinin de olmadığını, bunların, bu emperyal devletler için sadece bir savaş zayiatı olduğunu, onlar için önemli olanın enerji kaynakları üzerindeki emperyal menfaatlerinin kesintisiz devamı ve Siyonist İsrail’in güvenliği olduğunu, bu iki amacı gerçekleştirmek için bölge insanlarının etnik ve mezhebi nedenlerle birbirine kırdırılmakta olduğunu” vurgulamış.
İdris KERİMOĞLU “Hac: İbrahimi Çağrı” başlıklı yazısında; “Haccın önemi va gayesi üzerinde durmuş ve haccın, bir taraftan Allah’a iman, tevhid inancı, peygamberlere iman, ahiret inancı gibi inanç esaslarını pekiştirdiği gibi, diğer taraftan da Müslümanlar’a takva, sabır, sevgi, saygı, kardeşlik, fedakârlık, cömertlik vb. ahlaki güzellikleri kazanma ve yaşama imkânı sunduğunu bu yönleriyle haccın, hem akaid, hem ibadet, hem de ahlak dersleri yoğunlaştırılmış olan bir eğitim merkezi olduğunu” ifade etmiş.
Mustafa GÜLDAĞI, Vatikan ve Amerika‘nın son yüzyıldaki planlarını ve faaliyetlerini mercek altına aldığı “FETÖ’nün Vatikan ve Amerika ile Olan Kirli İlişkileri” başlıklı yazısında; “Hristiyan Batı Dünyasının Türkiye üzerindeki emellerini ortaya çıkarmış ve Batının bu emellerini gerçekleştirebilmesi için uygulayacağı stratejileri göz önüne sermiş.
Mehmet İMAMOĞLU “Ölüm ve Ötesi” başlıklı yazı dizisinde bu sefer “cennet”ten bahsetmiş.
Fatih PALA’nın Kurban Olmak, Kurban Doğmaktan Gelir, Ali KAÇAR’ın Musul Petrolleri ve Kemalizm!.., Salahaddin ACAR’ın Kudüs Notları, Uğur AYDIN’ın Kur’an’da Ümmet Kavramı ve Ümmet Bilinci, Erkan DİLSİZ’in Murâkabe Anlayışımız, M. Cihat BATMAZ’ın Dilek, Abdullatif ACAR’ın Eleştiride Münakaşa Tehlikesi, Fatih POLAT’ın Kurban ile Kurbiyet, Taha Oğuzhan KILAVUZ’un Âlem-i İslam’da Gezintiye Çıkmaya Var mısınız?, Hilal SARIDOĞAN’ın Şafak Mektupları’ndan Önemli Mesajlar, Furkan ŞEN’in Şiire Dair, Rüveyde Bera PALA’nın Peygamber Torunu Hz. Hasan, Sare DURGUN’un İlk Yaram, Halid Çağrı SORKULU’nun Dindiremediklerim ve Furkan KIZILKOCA’nın Gül’ün de Ömrü Bitti Senin de başlıklı yazı ve şiirleri dergide okunması gereken diğer çalışmalar olarak yerini almış.
Biz de sizlere en yakın bayiden bir Genç Birikim Dergisi alarak okumanızı tavsiye ediyor, Genç Birikim Dergisine yayın hayatında başarılar diliyoruz.