Sohbetler başlıyor, söz Türkiye'ye geliyor. Türk gazeteci "Bizim Başbakanımız" diye söze giriyor. Ortadoğu ülkesinin Başbakanı lafını kesiyor. "Yanlış bir ifadede bulundunuz" diyor.

Ve ekliyor;

"Siz Erdoğan'ı sadece sizin lideriniz mi zannediyorsunuz?" İşte Türkiye üzerine oynanan oyunların tamamının arkasında bu soru var.

Dünyayı soyan Para İmparatorlarının bankaları, medyası, düşünce kuruluşları hep bundan saldırıyor.

Tüm tezgahlar bu nedenle kuruluyor.

CFR'nin yönettiği Brookings Enstitü'sünü yazmıştım dün. O enstitü Ortadoğu ülkelerine gidiyor birkaç sene önce.
Mesela Mısır'da bir araştırma yapıyor.
Erdoğan sevgisini yerinde görüyor.

Anket sonucu ortaya konan rapor şu; "Erdoğan burada adaylığını koysa Başbakan olur."

Dünyayı sömürenlerin gitmediği ülke kalmadı. Portekiz bile yıllarca sömürge ülkelere sahipti. TÜRK SEVGİSİ Belçika'nın bile Afrika'da kolonileri vardı.
Dünya PETROL, ELMAS ve PARA Baronlarının güdümünde her yere girdiler.

Avrupa'da sömürgeleri olmayan ülke yoktu.

Gittiler, kan gölleri oluşturarak oralara BAYRAKLARINI diktiler.

Türkiye ise Osmanlı'dan kalan bir mirasa sahipti. Balkanlar'dan Ortadoğu'ya, Kafkaslara, Asya'daki Türk Cumhuriyetlerine ve Afrika'nın en ücra köşelerine kadar yaşanan SEVGİYDİ bu.

Onlar milyonlarca insanı katlederek BAYRAKLARINI DİKİYORLARDI.
Bizim ise gitmediğimiz ülkelerde insanlar TÜRK BAYRAĞINI SALLIYORDU.

Evet bayrağımız sallansa bile biz oralara gidemiyorduk tam 100 yıldır.

Çünkü Osmanlı'yı borçla, faizle, işbirlikçi masonlarla paramparça edenler bizi dar alanda kuma gömmüşlerdi.

Bizi alıyorlar, kamplara bölüyor, birbirimize düşürüyorlardı. İçeride "TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR" sloganı ile Türk'ü Türk'e kırdırıyorlardı.Kırılma sona erdiğinde Türk-
Kürt kavgası başlatıyorlardı.

Dışarıya bakacak gözümüz yoktu.

Çünkü devamlı birbirimize yumruk attırdıkları için morarmaktan kapanıyordu gözlerimiz.

İlk defa bir Başbakan çıktı, son kavga "Türk-
Kürt" kapışmasını bitirmek için kolları sıvadı. "Barış yapalım, Osmanlı'nın gittiği, Türk bayraklarının sallandığı ülkelere, kardeşlerimize gidelim, 100 yıllık hasreti sonlandırıp kucaklaşalım. Türk Bayrağını sallayan ellerinden tutalım, BÜYÜK TÜRKİYE'yi kuralım" dedi.

İşte bundan saldırıyorlar.

Sırf bu yüzden Baronların, KANDAN BESLENEN PARADORLARIN yönettiği ABD'deki düşünce kuruluşlarına Kürtleri çağırıyorlar.

"APO'yu boşverin, onu dinlemeyin, Kandil'e çıkıp savaşı sürdürün" diye çağrı yapıyorlar.

Dünyayı yöneten Musevi HANEDANLARI ve onların Kraliçesi, Osmanlı'yı yıktıkları gibi, yerine kurdukları bu ülkenin olduğu yerde kalmasını istiyor.

Birbirini kırıp, gömmesini istiyor. 767 Uluslararası şirket ve onların tepesindeki 10 aile ile bu sistemi dizayn için her yolu deniyorlar.

BARONLAR imPARAdorluğu, yeni bir Türk İmparatorluğunu istemiyor.
Onları yeni kitabımda anlattım uzun uzun.

Evet "BARONLAR İMPARADORLUĞU" adlı kitabım nihayet matbaadan çıktı.

Yeni doğan bir bebeğim var elimde.

Yeniden doğmak isteyen Türkiye'ye KÜRTAJ yapmak isteyenlerin maskesini düşürüyor.

Ne yaparlarsa yapsınlar bu çocuk doğacak.

Çünkü devirmek istedikleri Türkiye lideri sadece bu ülkenin lideri değil.

Balkon konuşmasında boşuna milyonlara söylemedi. "Bu seçimi Ramallah kazandı, Beyrut kazandı, Saraybosna kazandı, Üsküp kazandı" diye.

Ona kazandıran Türk Milleti'ydi.
Ve bu ülke artık uyandı.

NOT; Yeni kitabımı ve sevgili Ergün Diler'in "Kraliçe'nin Adamları" kitabını divanyolu.com.tr veya 0212 528 91 92 nolu telefondan temin edebilirsiniz.

BEKİR HAZAR/TAKVİM