Gizligider, Geciken Adalet Adalet Değildir

Nevşehir Milletvekili Av. Ebubekir Gizligider TRT  Radyo 1 Haber Yorum programına katılarak gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Gizligider ne kadar tuhaf ve acıdır ki şuan konuk olarak bulunduğum bu mekanda bu mikrofonlardan bu stüdyoda 1960 ve 1980 ihtilali bildirileri okunmuş...Gelinen noktada şimdi bir takım karanlık güçler ülkemizi yine o eski günlere döndürmek uğraşı içerisindeler dedi. 

Nevşehir tarihinin en genç Milletvekili olan Av. Ebubekir Gizligider, son günlerin kamuyounda önemli gündem maddeleri içerisinde konuşulan İnternet Yasasına ilişkin olarakta bu konu ne yazıkki bazı çevrelerce çarpıtılarak farklı noktalara götürülmek isteniyor dedi.

Gizligider internet düzenlemesiyle alakalı olarak yaptığı değerlendirmede internete yasaklama getirilmediğini savundu.

Bize göre İnternet Yasası kesinlikle bir  sansür asla değildir. Kişilerin hak ve özgürlüklerin korunması için yapılan önemli bir çalışmadır.

524 sıra sayılı kanun tasarısının beşinci bölümü ile internete yasak getiriliyor iddialarının gerçeği yansıtmadığını dile getiren Gizligider, halihazırda 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki bir Kanunun mevcut olduğunu, bununla da kişinin internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek içerik sağlayıcı ya da yer sağlayıcıya ulaşımı ile engellemeye çalıştığını söyledi.

Bu işlem yapılırken ise sürenin uzaması neticesinde kişini kendisi, ailesi veya çocuklarının telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşılaşabileceğini belirten Nevşehir Milletvekili Av.Ebubekir Gizligider, “Mevcut düzenlemede; İçerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde talebi yerine getirir. Talep iki gün içerisinde yerine getirilmediğinde reddedilmiş sayılır. Talebi reddedilmiş kişi 15 gün içerisinde sulh ceza mahkemesine başvurur ve sulh ceza hakimi bu talebi üç gün içerisinde karara bağlar. Sulh ceza mahkemesinin kesinleşen kararının tebliğinden itibaren içerik veya yer sağlayıcı iki gün içerisinde içeriği yayından kaldırır. Mahkemenin kararı ilgili içerik veya yer sağlayıcısı için geçerli olduğundan aynı husustaki bir ihlalin başka bir internet sitesinde yer alması halinde hakkının ihlal edildiğini düşünen kişi aynı yolu tekrar izlemek zorundadır. Bu nedenle 5651 sayılı yasada yer alan mevcut düzenleme kişisel hakların korunmasında yetersiz kalmakta ve gereksiz mağduriyetlere sebep olmaktadır” diye konuştu.

TBMM'de kabul edilen ve cumhurbaşkanının onayına sunulan kanun tasarısı ile getirilen düzenlemeye bakıldığında ise bu tür mağduriyetlerin yaşanmasına, toplumsal yaraların açılmasına engel olunacağını söyleyen Gizligider, “haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler için, içerik veya yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak 24 saat içerisinde vereceği karar ile içeriğe erişimin engellenmesini isteyebilmesi imkânı getirilmektedir. Özellikle yurt dışı kaynaklı internet sitesi muhataplarına ulaşma sıkıntısı nedeniyle oluşan mağduriyetler böylece giderilmiş olacaktır. Ayrıca internet sitesinde bulunan içerikle ilgili olarak erişimin engellenmesi, sitenin tümünü değil yalnızca içeriğin adreslendiği URL’yi kapsamaktadır. Yalnızca istisnai durumlarda ve kısmi engellemenin içeriğin yayından kalkması için yeterli görülmediği durumlarda internet sitesinin tümü erişime engellenmektedir” şeklinde konuştu.

5651 sayılı yasaya bakıldığında internet yoluyla kişisel hakların ihlalinin mahkemece kesinleşmesi halinde verilmekte olan hapis cezalarının ise bu tasarı ile kaldırılmakta olduğuna, hapis cezası yerine adli para cezası uygulaması getirileceğine dikkat çeken Gizligider gelişmiş ülke uygulamalarına bakıldığından durumun farklı olmadığını hatta daha ağır yaptırımlar olduğunu, hapis cezalarının yer aldığını ifade ederek, “Görüşmekte olduğumuz tasarı ile getirilen önemli düzenlemelerden biri de özel hayatın gizliliği ile ilgili düzenlemedir. Özel hayatın gizliliğinin ihlali durumunda Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına doğrudan başvurulması halinde, Başkanlıkça içeriğe erişimin engellenmesi mümkün hale getirilmiştir. Kamuoyunda tasarının sadece bu bölümü dikkate alınarak internete sansür getirildiği iddia edilmektedir. Oysaki tasarının ilgili bölümü incelendiğinde İnternete sansür iddialarının gerçek olmadığı açıktır. Talep üzerine 4 saat içerinde TİB’in kararı üzerine engellemenin gerçekleşmesi sonrası kişi yirmi dört saat içerisinde konuyu mahkemeye taşır ve Hâkim kırk sekiz saat içerisinde engellemeyi onaylar veya reddeder. Mahkemece talebin kabulü halinde engelleme devam eder, talebin reddi halinde TİB tarafından gerçekleştirilen engelleme ortadan kalkmış olur. Tasarı ile internete sansür getirildiği iddiaları hakkaniyetli bir yaklaşım değildir. Aksine tasarı ile mevcut düzenlemeden daha ileri bir düzenleme getirilmektedir” dedi.