Başbakan Recep Tayip Erdoğan Tarihimizle yüzleşmeliyiz diyerek tarihe kara leke olarak sürülmüş birkaç konuyu gündeme getirmişti. İşte o lekelerden biri de Cami kıyımlarıdır. Nevşehirle beraber Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Kayseri’de de İsmet İnönü döneminde camiler ibadete kapatılıyor, yıkılıyor, kiraya veriliyor, depo haline getiriliyor, Halk partililerine satılıyor. Kayseri’nin en büyük camisi olan Hunat Camii’de uzun süre ibadete kapatılıp sevkiyatta kullanılan camilerden sadece biri.

 

 

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Tarihimizle yüzleşmeliyiz diyerek cumhuriyet döneminin ilk yıllarında yapılan bazı yanlışlıklara dikkati çekmişti. İşte o yanlışlardan biride özellikle Milli Şef İsmet İnönü döneminde çeşitli bahanelerle kapatılan, satılan, kiraya verilen, depo haline getirilen ve yıkılan camilerdir.

Mehmet Şevket Eygi, konu ile ilgili 1966 yılında Yeni İstiklal gazetesinde vatandaşlara bir çağrıda bulunuyor. Yaptığı çağrıda "CHP döneminde yıkılan, satılan, kiraya verilen, depo ve müze yapılan camiler hakkında resim, yazı ve bilgi’’ göndermelerini istiyor. Gelen yazı ve resimlerin bir kısmı Yeni İstiklal Gazetesi’nde yayınlıyor. Mehmet Şevket Eygi, daha sonra gelen yazı ve mektupları 2003 yılında "Yakın Tarihimizde Câmi Kıyımı" adıyla kitaplaştırıyor. Bizde Eygi’ne yazılan bu mektuplar arasından Kayseri’den yollanan bir mektubu sizinle paylaşmak istedik. İsmail Akyürek ismiyle gönderilmiş olan bu mektupta Kayseri’nin de malum tarihlerde cami kıyımlarından çok fazla muzdarip olduğunu görüyoruz.

KAYSERİ

 

 

Yeni İstiklâl Gazetesi Müdürlüğüne,                                                                       22.02.1967

 

Devr-i İsmet'te Kayseri'deki cami, medrese ve ecdad yadigârı hal-i pür-melâllerini kısmen bildirir listedir:

 

1- Kayseri'nin en büyük Hunad Camisi uzun bir süre ibadete ve sevkiyatta kullanılmıştır. 2- Hacıklıç Camii: On iki sandık ecza için on iki sene depo olarak kullanılmıştır.

 

3- Lale Camii: On sene un deposu olarak kapatılmıştır.

 

4- Gülük Camii: Senelerce un ve buğday deposu olarak kapatılmıştır.

 

NOT: Bu büyük selatin camilerin kapatılması lüzuma binaen değildir. Gördüğü işi başka bir bina da görebilirdi lakin esas art düşünce bunlan kapatılmasıyla halkı ibadetten uzak tutup İslâm nurunu söndürmektir.

 

5- Düvenönü mevkiinde iki cami yıkılmış, yol geçirilmiştir.

 

6- Boyacıkapı  mevkiinde  Mahmud  Kadı  Külliyesinden  olan Kocabey Camii yıkılmış ve satılmıştır.

 

7-Çarşı İçi Eskiciler Camii: Bir Halk Partiliye satılmış, halen onun deposu halindedir.

 

8-Kazancılar Camii: Yıkılmış ve satılmıştır,

 

9-Kaleönü Camiî: Yıkılmış ve satılmıştır.

 

10-Kale İç Fatih Camii: Uzun bir müddet Belediye deposu olarak kullanılmış ve sonra halk tarafından tamir ettirilerek ibadete açılmıştır.

11 -Serçeönü Camii: yıktırılmış, yeri bahçe yapılmıştır.

 

12-Düvenönü'nde (Kapısının üstünde büyük bir taşa "Utlubül ilme minel mehdi ilel lahd" hadis-i şerifi hakkedilmiş olan) muazzam bir medrese o meşhur Halk partiliye satılmış, otel, garaj ve apartman yapılmıştır.

 

13-Boyacıkapısında Selçukî asarı, yanyana iki medrese diğer Halk Partiliye satılmış ve halen icara verilmektedir. İstimlâk mevzuunda Belediye ile ihtilaflı durumdadır.

 

14-Hükümet Konağı Camii: Yıktırılmıştır.

 

15-Yoğunburç Camii: Yıktırılmış ve satılmıştır.

 

16-Havutcular Camii: Yıktırılmış ve satılmıştır.

 

17-Şehrin kenarında on binlerce cemaati istiab eden, kenarı duvarlarla çevrilmiş mihraplı, minberli yazlık büyük namazgah yine o Halk Partililere satılmış parsellendikten sonra örnek evler kooperatifine satılmıştır.

NOT: Örnek Evler Camii yapılırken, bir parsel cami için bedel siz verildi.

18-Paşa Hamamı yıkılmış, yeri bahçe yapılmıştır.

 

19-Çömlek Hamamı yıkılmış bir kısmı yola gitmiş, bir kısmı satılmıştır.

20-Gürcü Hamamı yıkılmış ve satılmıştır.

21-Gülek Hamamı yıkılmış ve halen toprak yığını halinde durmaktadır.

22-Anadolu'da bir eşine daha rastlanamayan Kapalı Çarşı, zalim bir vali tarafından harap edilmiş, birçok seneler kapalı kaldıktan sonra restore edilmesi mevzuubahis olmadan yarı viran hizmete açılmıştır.

 

23- Yine eşine ender rastlanan Cumhurriyet Meydanı’nda ki Şahzade Çeşmesi; şadırvanı, mermer sütunları ve mermer hatlarıyla tam bir şaheser olan bu ecdad yadigarı, şöyle söylenerek yıktırılmıştır: “Biz padişahların sülalesini kökünden kazıdık. Onların ismine çeşme de ne demek”

 

Not: 1946 yılında bu vali yaptığı hizmetler karşılığı olarak seçilmediği halde ısmarlama mebus tayin edilmiş ve ondan sonra yaptığı günah ve Hatay tamir için Cumhurriyet Meydanı’na kara taştan bir heykel gibi vechesiz, ruhsuz, biçimsiz kendi adına ir çeşme yaptırmış idi.

 

            Bilahare zamanın Belediye Reisi merhum, mağfur Osman Kavuncu bu çeşmeyi söktürerek başka bir mahalle nakletmiştir. Sayın Yeni İstiklalciler! Milli Şef devrinde yıkılan, satılan, gadre uğratılan ecdat yadigârı eserlerinin, hangi birini sayalım. Bunlar daha yüzde biri değildir. Bırakınız kul yapısı binaları, laiklik bürünerek CHP silindir ve buldozerleriyle otuz milyon Müslüman’ın Allah yapısı olan kalplerini yıkmışlardır.işte dargınlığımız ve küskünlüğümüz buradan gelmektedir. Bir Müslüman olarak onlara hakkımız helal etmeyeceğiz.

 

            Saygılarımla

 

İsmail Akyürek

 

Fatih. Mah. Yıldırım Cad. No: 40

 

Kayseri

 

 

 

Yazan: Bünyamin Gültekin

 

Kaynak: Kayseri Gündem Gazetesi