"Buğday tarlalarının, un fabrikalarının ortasındaki siyanürlü Himmetdede altın madeni saatte 226 bin litre su çekiyor, yörenin kabusu olmaktan çıkmış, felaketi olmaya doğru gidiyor..."
XXX
Fetullah Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen Akın İpek’in sahibi olduğu ve yıllık ortalama 100 bin ons altın üretimi planlanan Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’nin Himmetdede işletmelerinde siyanürle altın aranacak olması bölge halkını isyan ettirdi.
Sosyal paylaşım sitesi facebook üzerinde SİYANÜRE HAYIR adıyla sayfa açan ve siyanürün zararları hakkında bilgiler veren bölge sakinleri "Kalaba, Himmetdede, Düver Tehlike ile karşı karşıya" diyor...
9 Mayıs 2014 tarihinde facebook üzerinde SİYANÜRE HAYIR sayfasını kuran Mustafa Erdem, Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’nin Himmetdede tesislerinin bölgenin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü belirterek, "sayfamızda siyanürün insanı ve doğayı öldürücü etkilerini, Koza'nın siyanürle altın çıkardığı başka illerdeki madenleriyle ilgili o illerdeki vatandaşların yaşadıklarını, bizim bölgemizdeki insanların yaşadıkları olumsuzlukları gündeme getiriyoruz." dedi.
Erdem, Siyanür'ün, bir değerli siyanür grubu (CN) içeren bileşiklerin ortak adı olduğunu, Sodyum siyanür (NaCN) gibi inorganik siyanürlerde bu grup eksi yüklü siyanür iyonu halinde bulunduğunu; hidrosiyanik asidin tuzlan olarak kabul edilen bu bileşiklerinin çok zehirli uçucu bir sıvı olduğunu söyledi.
Erdem, siyanür kullanılmadan da altın çıkarılabildiğine işaret ederek bu konuda her türlü mücadeleyi vermeye kararlı olduklarını söyledi.
Erdem'in daveti üzerine şehrimize gelerek Koza Altın'ın faaliyetleri ile ilgili çekim yapan Hayat TV Çepeçevre Programı'nda da vahim bir tablo gözler önüne serildi.
Hayat Tv Çepeçevre Yaşam Programı sunucusu Özer Akdemir, 27 Tem 2014 tarihinde televizyonda yayınladığı Himmetdede çekimlerini www.youtube.com üzerinde de yayınladı.
http://www.youtube.com/watch?v=JtYr7ZCwAOQ&feature=youtu.be linkiyle yayınlanan program SİYANÜRE HAYIR sayfasında da paylaşıldı.

Akdemir, programı youtube.com üzerinde yayınlarken, "Bozkır'da, buğday tarlalarının, un fabrikalarının ortasında siyanürlü bir altın madeni. Saatte 226 bin litre su çekiyor yer altından. Hem zehir saçıyor hem yaşam kaynağı suyu tüketiyor. Koza Altın Şirketi'nin Nevşehir-Kayseri il sınırındaki Himmetdede altın madeni yörenin kabusu olmaktan çıkmış, felaketi olmaya doğru gidiyor..." notunu da paylaştı.
MUSTAFA KÖMÜR: TÜM TESİSATLARDAN ZEHİR AKIYOR
Programda konuşan yöre halkından Mustafa Kömür, tüm tesisatlardan zehir aktığını belirterek, "Koza Altın Şirketi gelmeden önce burası ticaret alanıydı, büyük fabrikalartın açılma ihtimali çoktu, müşterisi de çıoktu. Bunlar gelince bizim burası ticaret alanından zehir alanına döndü. Ne alıcı var şimdi ne satıcı var.ben mağdur oldum. Benim altmışaltı bin  metrekare burada yerim var ondokuz bin metrede az ilerden yerim var arkalar ucuz, buralar pahalı. Proje geliştirdiler öğrü köyünün tüm tesisatlarına tüm zehir akıyor. Koza bunların tesisatlarını tüm değiştirdi su kuyularını ileri aldı şu anda yine zehir akıyor." dedi.
Mustafa Tan:  KOZA HUZURUMUZU KAÇIRDI HERYER RİSK ALTINDA
Yöre halkından Mustafa Tan da her yerin risk altında olduğunu belirterek, "sonradan bu Koza geldi buraya bizim huzurumuzu kaçırdı. Millete biraz tatlı göründü, hoş göründü, buranın halkı cahil genelde kasim olarak Kızılırmak havzasından buraya kadar hatta merkez olarak burayı alırsak burdan doğu istikametine daha  gidebilirsiniz. Üç kuyu, Paşalı, Kozaklı buralara kadar olan bölgeler tamamen risk altında... Milletin ağzını susturdular sesini kestiler. Başka bir şey yapılmadı şimdi orda bana bir tanesi bir arkadaş dedi onu ben size  izah etmek zorunda kaldım, üç tane bana resim getirecekti, üç tane orda boş oda çıkmış kazı yapılan alanda, Oradan enteresan bir görüntü almışlar fotoğrafta çekmişler, küp yerleri diyorlar tarihi nitelikte olan bir yer aslında. Buna Kültür Bakanlığı bir el atmadı veya gelmedi buraya, zaten Koza buraya şak diye indi geldi, milletin ağzı açık kaldı. Hayret ettiler, yüz elli lira neresi altı bin lira neresi bir de dekar bunların aldığı para ölçü birimi dekar o birimden alınca herkesi susturdular, herkes ne itiraz edebildi ne de bir şey edebildi. Çokları pişman olacak, keşke almasaydık diyecekler çünkü kanseri elleriyle getirdiler buraya. Tehlikenin en büyüğünü elleriyle soktular Himmetdede'ye.. Bergama'da görüyoruz; kadınlar, yazık o insanlar çıkıyorlar ortalıklara bas bas bağıryorlar, biz bu kadarını da yapamıyoruz, şimdilik ama!" şeklinde konuştu.
CELALETTİN BİLEN : SUYUMUZU BULANDIRDILAR
Yöre halkından bir başka vatandaş Celalettin Bilen de Koza'nın kaçak su kullandığını öne sürerek yaptıkları çalışmanın bölgede su seviyesini düşürüp bulandırdığını söyledi şunları anlattı:
"Hiçbir zaman bu suyu kullanmıyorlar, şişe su kullanıyoruz. Adamlar geldiği zaman tereddüt ediyor, bura ne kardeşim ne altın madeni diyor oturuyorlar bir şey içiyor musun diye sorunca çay kahve falan yok abi ben bir şişe su alayım diyor gidiyor. Yani adı yetiyor zaten çalışması önemli değil ki buraya kadar kuyu vurdular, kaçak su kullanıyorlar. Onlar suyu çektikçe su seviyemiz aşağıya düşüyor. Sularımız bulanmaya başladı, üç dört seferde dalgıcımız yandı bunlar çektikçe su seviyesi aşağıya düşüyor, bizim suyumuz dört metre falandı yedi metrenin altındadır daha da fazladır. Tesis 1985'te kuruldu bölgenin en ünlü tesisiydi millet yemek yemek için kuyruk olurdu, şimdi kimse yok bomboş  aşağı yukarı bunlar alıp başlayalı beş yıl oldu beş altı yıl arasında başladı ne yapıyorlar burada dediler ne yaptıklarını bilmiyoruz dedik  bir sene  sonra duyulmaya başladı. İkinci sene duyulmaya başladı, ondan sonra bir sene içinde hiç kimse kalmadı." dedi.
Ramazan Yakut: İŞ YOK SİFTAH YOK!
Altın madeniyle iş yapamaz hale geldiğini belirten bir esnaf olan Ramazan Yakut da, "Biz burada altı kişi çalışıyorduk, yeğenlerim vardı, kardeşim vardı, ben şimdi tek başıma hem lastik hem de oto tamiri yapıyorum. İş yok, siftah yok, altın madeninden sonra oldu. Yapılan yolun bir etkisi yok Samsun'daki on yedi mayıstaki törenler burada olurdu araba konulacak yer kalmazdı." ifadelerini kullandı.
ÇAĞLAR KARAYILAN: HER YERE ŞİKAYET ETTİK UMURSAYAN YOK
 Bölge esnafından Çağlar Karayılan da Koza Altın madeninin olumsuz etkileri nedeniyle yaptıkları şikayetleri kimsenin dikkate almadığını belirterek, "Bunlar devletten çok mu güşlü?" diye sordu, Karayılan şunları söyledi:
"Maden geldikten sonra psikolojimiz bozuldu, bizim internetten araştırmamıza göre siyanürün olumsuz etkileri bizi zamana dayalı etkileyeceğini düşünerek çeşitli yerlere müracaatlarda bulunduk. Fakat sesimizi duyuramadık, kimseye.. Her yere dilekçe yazdım, şikayette bulunduk. Fakat maliye yetkilileri önemsemiyorlar bizleri. Şikayetiniz yarı yoldan geri döner diyorlar, bunlar devletten çok mu güçlüler? Bizleri mağdur ediyorlar ben ve diğer esnaf arkadaşlarımız ve buradaki diğer iş yeri sahipleri burada hepimiz mağdur olduk. Havuzlar hemen bizim sırt tarafımızda, mesafemiz öyle çok uzak değil yüz metre falan."
Mustafa Karabulut: İNSAN HAYATI HİÇE SAYILIYOR! 
Bir başka Himmetdede'li vatandaş Mustafa Karabulut da, Koza Altın'ın faaliyetleriyle insan hayatının hiçe sayıldığını belirterek şunları kaydetti:
"1973 Himmetdede doğumluyum, bu siyanür olayı hep kafamızda soru işaretleri bırakmaya başladı. Dünyada artık insanlar hayvanların bile etkilenmemesi için ellerinden geleni yapmaya çalışırken bizim burada insanların hayatının hiçe sayılması biraz zorumuza da gidiyor. Profesyonel çalışıyorlar, burada iş vereceğiz diyorlar, aslında herkesin de işi var burada yinede nasıl bir vaadleri oluyor, benim kanımca gizli bir pazarlıkları oluyor. Seçilmiş insanlarla, öyle düşünüyorum ben. Hiç kimse sesini çıkarmıyor. Zaten az olan suyumuzu bitirdiklerinde ben zannetmiyorum hiçbir bitkinin, hiçbir hayvanın hayatta kalabileceğini. Tabi insanların hayatını illaki etkileyecek ama ne derece olacak bilmiyorum. Zor bir olay,  acayip bir sistem kuruyorlar, kendi aralarında karşı çıkan olunca da laf çıkarıyorlar.  Fabrikasını daha pahalıya satmak için diye, bir insan fabrikasını niye satmayı düşünsün ki? Zaten orayı kurmuş, çalıştırmış, her şeyi yerinde... Neden satmayı düşünsün, herkesi birbirine düşürüyorlar. Profesyonel bir çalışmanın işlerini götürüyorlar, Himmetdede'liler de ikiye bölünmüş, bir çoğu benim gibi düşünüyor. Biz bozkır çocuğuyuz, burası bizim toprağımız sonuçta dedelerimizden babalarımızdan nasıl kaldı, biz burada yaşamayı öğrendik, sevdik bizim çocuklarımız da burada yaşasın, burada yaşamayı öğrensin, sevsinler ben bunu istiyorum."

Haber:Kayseri Olay