NEVŞEHİR(MHA) İlimiz genelindeki camilerde Cuma hutbesinde kul hakkı konusu işlenecek.

İl Müftülüğünün tüm camilerde okunmasını istediği hutbede ; “Dinimiz hak kavramına büyük değer vermiştir. Hakların kaybolmaması için de gereken  tedbirleri almıştır. Bu hakların içerisinde üzerinde en çok durulanı da şüphesiz kul haklarıdır. O halde insan, mutlaka kendi hakkının sınırını bilmeli ve başkalarının hakkına saygılı olmalıdır. Zira bu husus Dinimizde çok önemli bir temel teşkil etmektedir. Sevgili Peygamberimiz, "Her Müslüman’ın diğer Müslüman’a malı, ırzı ve kanı haramdır." buyurmuşlardır. Bu hadis-i şerif bizlere, insanların mallarının, canlarının, şeref ve haysiyetlerinin her türlü tecavüzden korunmuş olduğunu, İslam'ın insan haklarına ne büyük değer verdiğini göstermektedir. İnsanın değeri bilinmeden onun hak ve hukukunun anlaşılması veya ona gereken değerin verilmesi mümkün değildir. Cenab-ı Hak, "Gerçekten biz  insanı, en güzel bir biçimde yarattık." buyurmuştur. Kendisine bu üstünlük verilen insan ise Allah'ın emirlerine uymak ve yasaklarından da sakınmakla yükümlü tutulmuştur. Gerçek Müslüman, herkesin hakkına saygı gösterir. Kimsenin hakkına tecavüz etmez. Hak yemez. Başkalarına zulmetmez. Karşılıklı anlaşma olmadan kimsenin malına el uzatmaz. Haksızlığın ve hırsızlığın ağır vebalini  düşünür, Ahiret’teki hesabının şiddetini ve zorluğunu aklından çıkarmaz. Çünkü bilir ki, her hak sahibi mutlaka hakkını alacaktır. Alışverişte, ölçü-tartıda yapılan hilekârlık, her türlü aldatmalar, dinimizce yasaklanmış, kul haklarının korunmasına dikkat çekilmiş, insanlar uyarılmıştır. Ahiret hayatına inanan bir Müslüman nasıl olur da kul hakkına tecavüz eder? Üzerinde kul hakkı bulunan kimse hak İslam Dini, insan haklarının ayaklar altına alındığı ve haysiyetinin hiçe sayıldığı bir zamanda, ona layık olduğu şerefi iade etmek için gelmiştir. Dinimiz insanlara renk, soy-sop, zenginlik ve fakirliklerine göre muamele etmeyi yasaklamıştır. Allah katında bunların üstünlük vasıtası olamayacağını, üstünlüğün takvada olduğunu bildirmiştir. Netice olarak, Allah haklarına riayet etmekle emir olunduğumuz gibi; kul haklarına da dikkat etmek zorundayız. İnsanları huzursuz edecek fitne ve fesattan, kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyleri başkalarına yapmaktan son derece sakınmalıyız. Bütün insanların malını, kanını, namus ve şerefini kendimizinki kadar kutsal tanımalıyız. İnsanlara hakaret etmekten, maddî ve manevî haklarını zedelemekten, yalan ve iftiralarla insanların şahsiyetleri ile oynamaktan her  zaman uzak durmalıyız” ifadelerine yer veriliyor.