Biri Nevşehir merkezinde diğeri Kaymaklı kasabası olmak üzere Nevşehir'de İki Tane Kurşunlu Cami Olduğunu Biliyor muydunuz?

Lale Devri Sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa vezir olduktan sonra, Nevşehir merkez ilçeye bağlı Kaymaklı kasabası eşrafından Hacı Abdullah Ağa da aşçıbaşı olarak Osmanlı sarayına girmiştir. Bu dönemde Nevşehir'e yapılan Kurşunlu Camii'den artan malzemeler ile Kaymaklı Kurşunlu Camii inşa edilmiş, kasabaya su getirmek için su yolları yapılmıştır.

Kaymaklı Kurşunlu Cami

18. yüzyılda yaptırılan cami, Nevşehir’e yapılan kurşunlu camiinden geriye kalan malzemeler kullanılarak yapılmış. Lale Devri mimarisinin yansıtıldığı cami Damat İbrahim Cami olarak da biliniyor.
Caminin geniş avlusunda bulunan 3 adet kapı ise, camiye çok farklı bir hava katıyor. Caminin mimari ise, Mehmet Ağa.


Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Camisi (Kurşunlu Cami)

Nevşehir il merkezinde bulunan Damat İbrahim Paşa Külliyesi’nin bir bölümünü oluşturan camiyi, Lale Devri’nin ünlü sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa 1726-1727 yıllarında yaptırmıştır. 

Cami 88.00x44.00 m. ölçüsünde dikdörtgen bir avlu içerisindedir. Bu avludan camiye üç kapı ile girilmekte olup, ana giriş avlu kapısı kuzeybatıdadır. Bu kapı üzerinde Şair Nedim’in yazdığı mermer bir kitabe bulunmaktadır. Güney duvarındaki giriş kapısı yol seviyesinden ötürü yüksekte olduğundan avluya merdivenle inilmektedir. Diğer kapı doğu yönündedir. Cami avlusunda kâgir kubbeli 2.00 m. genişliğinde sekizgen, ahşap saçaklıklı bir şadırvan bulunmaktadır. Şadırvan sekiz sütunun taşıdığı üst örtünün altında sekizgen planlıdır. Bu sütunlar siyah beyaz taştan yapılmış olup, sivri kemerlerle birbirine bağlanmıştır. Şadırvanın mermer su haznesi de onikigen planlıdır. 

Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Külliyesi’nden cami kare planlı olup, 16.80x16.80 m. ölçüsündedir. İbadet mekânı ile mihrap önü arazi konumundan ötürü dayanak duvarları ile sınırlandırılmış bir platform üzerindedir. Caminin giriş kapısı üzerinde dokuz satırlık kitabesi bulunmaktadır. 

Kitabe: 
Cenâb-ı hazret-i Sultan Ahmet Han Gazi kim 
Binâ-yı şevketin mimâr-ı sun’i lemyezel yapdı 
İmam-ı müslimin kim cami’-i ahlâk-ı nüsnâdır 

Vücûdun feyz-i Mevlâ muktedayı her düvel yapdı 
Ne geldi ne gelür evreng-i mülke misli zirâ kim 
Anın yaptığı Hayri ne evâhir ne evvel-yapdı 

O şâhinşâh-ı dehrin sihr-i hâsı sâdr-ı mümtâzı 
Ki Mevlâ hâk-i dergâhından iksi-i emel yapdı 
Cenâb-ı âsaf İbrahim Paş kim Hâlil âsa 

Yıkılmış diller, çok Kâbeyi müzd-i ‘anel yapdı 
Mizâc-ı devleti şûr-ı ‘adu ifsâd itmişken 
İdüb ıslâh-ı zatü’l-beyn bîceng û cedel yapdı 

İdüp ‘atf-ı ‘inân vadî-i hayre tûsen-i tab’ı 
Ne hâk üzre kadem basdıysa bir râ’nâ mahal yapdı 
Hususan matla’-ı hurşid-i zatı olduğu belde 

Ki ihyâ idüp anı Nevşehir kıldı güzel yapdı 
Becâ-yı senk-i zire sîm û zer dökdü esasında 
Bu dilcû cami’-i nittiyse itdi mahasal yapdı 

Hele billâhi ol sadr-ı mu’allâ kadr-i cûd âyin 
İlâ yevmi’l-kıyâme fahre lâyık bir mahal yapdı 
Zebân hame-i Vehbî bilüb tavsifde ‘aczin 

Ne söz yapdı ise musaddâk mâ-kall ûdel yapdı 
Hemşire hânmân-ı devletin ma’mur ide Mevlâ 
Ki böyle bir ibâdetgâh-ı Rabb-ı lemyezel yapdı 

Duâ itmek gerekdir beş vakitte okunup târih 
Bu beytullâhı İbrahim Paşa bî-bedel yapdı 
Harrahu el-‘abbu’l-müznib el-fâkir Veliyûddin gafire lehu. 

 Caminin yapımında yöresel kalker taşlarından yararlanılmıştır. İbadet mekânını örten kubbe duvarlara bitişik altı adet geniş yivli payeler üzerine oturtulmuştur. Merkezi kubbe güney duvarında içteki payeler, dıştan da mihrap önü nişi duvarları ile desteklenmiştir. Kuzey duvarında duvar kalınlığının bir bölümü genişletilerek içerisine üst mahfillere çıkan merdivenler yerleştirilmiştir. İbadet mekânının üzerini örten kubbeye geçiş tromplar ve aralarındaki pandantiflerle sağlanmıştır. 

Caminin önünde altı sütunun taşıdığı, üzeri kubbeli altı bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri kubbeleri sivri kemerlerle birbirlerine bağlanmış mermer mukarnas başlıklı sütunlar üzerine oturtulmuştur. 

İbadet mekânı ana duvarlardaki iki sıra, kubbe eteğinde de birer sıra pencere ile aydınlatılmıştır. İbadet mekânının doğu ve batı cephelerinde dörder, kuzey ve güney cephelerinde ikişer ve mihrap önünde de iki pencere bulunmaktadır. Bu pencereler düz lentolu olup, üzerleri silmeli taş sövelere sahiptir. Dış cephede ise bu pencerelerin üzerinde kemer örgüsü duvar yüzeyinden daha içerlek, içi dolu sivri kemerlerle hareketlendirilmiştir. 

Mihrabın bulunduğu bölüm kare planlı olarak dışarıya taşırılmış ve üzeri bir tonozla örtülmüştür. Mihrap nişi dikdörtgen şekilde dışarıya taşırılmışsa da mihrap içeride yuvarlak şekildedir. Mihrap profillerden oluşan dikdörtgen bir çerçeve içerisine alınmış, üzeri altı sıra mukarnas dizisi ile örtülmüş yedi kemerli bir nişten meydana gelmiştir. Mihrap nişini çevreleyen profiller yanlarda birer sütunçe ile yumuşatılmıştır. Minberde Lale Devri bezemesi uygulanmıştır. Minber korkulukları, minberin üçgen kısmı kare ve dikdörtgenlerden oluşan çerçeveler içerisine alınmış, her birinin çevresine natüralist üslupta çiçekler yerleştirilmiştir. Buradaki kedigözleri içerisine mermer yüzeylere vazo içerisinden çıkan çiçek motifleri yerleştirilmiştir. 

Camide ahşap işçiliğinin örnekleri ile de karşılaşılmaktadır. Cami giriş kapısı kündekâri tekniğindedir. Pencere kapakları da yine kündekâri tekniğinde yapılmıştır. Bunların yanı sıra cami pencerelerinde vitraylara, alçı bezemelere de geniş yer verilmiştir. Bununla beraber camide çiniye çok az yer verilmiştir. Yalnızca mihrap önünde 30x30 cm. ölçüsünde üç çini karo görülmektedir. Bu çinilerde Lale Devri özelliklerini yansıtan laleler bulunmaktadır. Bunların arasında beyaz renkte bir yazı frizi yerleştirilmiştir. Bunun dışında bir çini karo da mihrap önü mekânının batı duvarında, minber yakınında bulunmaktadır. Burada da Lale Devri özelliklerini yansıtan lalelerden oluşmuş natüralist bir kompozisyon görülmektedir. 

Caminin kalem işleri ibadet mekânı ve son cemaat yerinde görülmektedir. Kubbe içerisine sekizgen bir göbek ve buradan kubbe eteğine kadar uzanan madalyonlardan oluşan ışınlı bir kompozisyon meydana getirilmiştir. Sekizgen göbeğin ortasında, çevresinde beyaz kırmızı ve mavi renklerin yardımıyla Rumilerden oluşmuş bir yazıt dikkati çekmektedir. Ayrıca buradaki kalem işlerinde beyaz, kırmızı ve mavi renklerde boyanmış çiçekler, Rumiler ve kıvrık dallar görülmektedir. Aynı bezeme mihrap önünde de tekrarlanmıştır. Kalem işleri cami içerisindeki her pencere sırasında da farklı düzenlerde yapılmıştır. Bu kalem işleri Lale Devri özelliklerini yansıtan lale motifleri ile natüralist üsluptaki çiçeklerden oluşmaktadır. 

Caminin iç ve dış kalem işlerinden sonra en yoğun şekilde uygulanan bezeme taş bezemedir. İç mekânda mihrap, minber ve galeride mermer üzerinde, dış mekânda, son cemaat yerinde yine mermer üzerine uygulanmış bezemeler görülmektedir. 

Caminin avlusuna biri medrese giriş kapısının karşısından, biri de güney duvarının batı köşesindeki iki kapıdan girilmektedir. Avlu giriş kapıları dikdörtgen bir çerçeve içerisine alınmış sivri kemer içinde basık kemerli bir açıklığa sahiptir. Bu kapılardan ana giriş kapısı profillerle çevrelenmiş ve üzerine de bir kitabe yerleştirilmiştir. 

Caminin kuzeydoğu köşesinde minaresi bulunmaktadır. Bu minareye son cemaat yerinden basık kemerli bir kapı ile çıkılmaktadır. Minare kaidesi caminin beden duvarının üst kotuna kadar yükselmektedir. Minare dışarıya taşkın bir kaide üzerinde olup, gövdesi on altıgen planlıdır. Minarenin tek şerefesi barok üslupta yapılmıştır. Bu minare XIX.yüzyılda onarılmış ve ampir üslubundaki şerefe altı bezemeleri de yenilendiğini göstermektedir. 

Cami avlusunun kuzeydoğu köşesine su deposu, tuvaletler; arka avlunun güneydoğu köşesine de üç basamakla çıkılan bir meşruta eklenmiştir.