NEVŞEHİR/FİBHABER-ÖZEL-Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelerek Nevşehir'e sığınan Suriyeli mülteciler, bu yıl da Ramazan’ı ülkelerinden ve ailelerinden uzakta geçirecek olmanın hüznünü yaşıyor.

Nevşehir sınırları içerisinde ki yol üzerinde yaşadıkları çadırda görüntülediğimiz Suriyeli müslüman kardeşlerimizin durumu içleri acıtıyor. Her ne kadar çocuklar durumlarından fazlaca bihaber olsalarda yinede çocuk gibi yaşayamadıkları her hallerinden belli...

Peygamberimizin bu konuda bizleri uyarıcı bir çok hadisi vardır:
Sevgili Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)  komşularını ziyaret eder, sevinçli ve üzüntülü zamanlarda yanlarında olurdu. Onların dertleriyle ilgilenmeyi, sahip olduklarını onlarla paylaşmayı görev bilirdi. O şöyle derdi: Komşusu açken kendi tok yatan kimse bizden değildir.”

Peki biz çeşir çeşit giyinip çocuklarımızı giydirirken envayi çeşit sofralarımızı donatırken hemen yanı başımızda çevremizde mahallemizde sığınan Suriyeli Müslüman kardeşlerimizizn durumundan kaçımız haberdarız kaçımız bu konuda ilgili.Kaçımız bir lokma yerken o kardeşlerimizizn durumu aklımıza getiriyoruz.Kaçımız soframızda ağırladık kaçımız bir kepçe fazla kaynattığı çorbasına ortak etti o mazlum kardeşlerimizi.
 
Savaştan önce memleketlerinde sahur ve iftarın huzurunu yaşadıklarını, teravih için camilere gittiklerini belirten mülteciler, şimdi ise Ramazan’ı çadırların içinde, yardımlarla geçirmeye çalıştıklarını anlatıyor.

Suriyeli mülteciler Ramazan’ı çadırlarda karşıladı

Savaştan önce ülkelerinde Ramazan atmosferini daha güzel hissettiklerini söyleyen Ömer Muhtar (30), Ramazan’ı üzgün bir şekilde geçireceğini ifade ediyor. Hayırseverlerin yardımlarıyla geçindiğini söyleyen Ömer Muhtar, “Hamile eşimi Halep’te kaybettim. Önceki Ramazanlarda komşularımı iftar yapmak için evime davet ediyordum. Tüm aile ve arkadaşlarımla mutlu ve huzurluyduk. Şimdi perişan haldeyiz. Zaten kimsem kalmadı. 3 ay şiddetli savaştan dolayı Suriye’den çıkamadım. Şu an parklarda kalıyoruz. Bütün paramı İstanbul’a gelirken harcadım. O yüzden hiç param yok. 5 yaşındaki kızımla kalıyorum. Başka hiç kimsemiz yok. Bazı vatandaşlar marketten aldıkları erzakları çadırlarımıza bırakıyor. Allah onlardan razı olsun!” diye konuşuyor.
Tüm ailesini savaşta kaybedip 4 kardeşiyle birlikte yaşayan Ahmet Ali ise Ramazan’ı anne babasından ayrı geçirmenin hüznünü yaşadığını söylüyor. Ahmet Ali, “Suriye’de babamla birlikte teravih namazına giderdik. Ama o artık şehit. 5 aydır Nevşehirdeyim.. Günde 15 lira kazanıyorum. 4 tane kardeşime bakıyorum.Annem-babam Suriye’de şehit oldu.” sözleriyle içinde bulunduğu acı durumu özetliyor. Nevşehir’de bir çadırda kaldıklarını söyleyen Canan (13) ise önceki Ramazanlarda komşularına iftara gittiklerini ama artık mahalledeki komşularının şehit olduğunu söylüyor.

Osmanlı Torunu ve Nevşehirli Duruşuna Yakışanı Budur...!
İşte şimdi bir Nevşehirli olarak ve herşeyden önce bir vicdan sahibi Müslümanlar olarak gelin bakar kör olmadan kalp gözlerimizle çevremizdekileri iyi etüd edip onlara Allahın bize bahşettiği zenginliklere ortak edip paylaşalım. Ayağımıza kadar gelen bu büyük SEVAP şansını kaçırmayalım.Suriyeli mazlum çocukların yüzünü gelin birlikte güldürülem.Şimdiden hepinizden Allah razı olsun.
İşte savaşın işkencenin acıların en büyüğünü yaşamış Nevşehir'de çadırda yaşayan o sığınmacı kardeşlerimizden ibretlik görüntüler...