Hacı Bektaş Veli’nin hırkasını yaktığı söylenen ve bu söylenceden adını almış olan dağdır. Hacıbektaş’ın güneyinde ve ilçeye yaklaşık 15 km. uzaklıktadır. Volkanik bir dağ olan Hırka Dağının yüksekliği 1670 metredir.

Hırka Dağı ve Hacı Bektaş Veli’ye dair Vilayetname’de aktarılan aşağıdaki söylence, Ardıç ağacının Alevi-Bektaşi düşüncesindeki simgesel değerini de ortaya koymaktadır. Söylence şöyledir: “Hacı Bektaş Veli, Kayseri’den Suluca Karahöyük’e gelirken uğradığı köyde gösterdiği kerametleri farkeden köylüler, ‘Himmet Dilemek’ için onu aramaya başlarlar. Kızılırmağı geçmiş olan Hacı Bektaş Veli, Hırka Dağının zirvesine ulaşır. Dağın zirvesindeki ardıç ağacının dibine oturur ve şöyle der: ‘Ey ardıç, pürün ve budağınla üzerimi örtüp beni gizle. Kıyamet gününde sana himmet kılam.’ O ardıç ağacı pürü ve budağı ile bütünüyle eğilip, Hünkar’ı sır etti. O ardıca ‘Devecik Ardıcı’ dediler. Hünkar’ı bulamayan köylüler ise, köylerine döndüler.”

Vilayetnamedeki Hırka Dağına ilişkin bir diğer söylence ise şöyledir: “Karahöyük’ün sert kışı ve soğuğundan şikayetlenen dervişler ‘Havası daha iyi yere gidelim’ derler. Hacı Bektaş Veli, ‘Hakikate ulaşmak için, bu yerden daha yüce bir yer olsa idi orada otururdum.’ der. Birgün halifeler ve dervişlerle hırka dağına gelir. Orada bulunan, ardıcın dibinde oturur. Odun toplanıp ateş yakılır. Alevler iyice yükselince Hacı Bektaş Veli ateşin etrafında kırk defa döner. Sonra, sırtındaki hırkayı çıkarıp ateşin üstüne bırakır. Hırkanın külünü alıp havaya savurur. Etrafındakilere ‘İşte bu kül zerrelerinin herbirinin düştüğü yerde bir ağaç bitsin ve bu kıyamete kadar devam etsin.’ der.”