NEVŞEHİR ( MUŞKARA ESKİ ADI İLE )
Nevşehir 50

Nevsehirin Tarihi 

Yapılan kazılardan elde edilen bilgilere göre Nevşehir İli'nin MÖ 3000 yıllara kadar uzanan bir tarihi olduğu anlaşılmaktadır. Buraları tarih öncesi çağlardan beri yerleşmeye sahne olmuştur. Yöreye KAPADOKYA denirdi. Nevşehir Kızılırmak'ın güneyinde olup Hititler' in egemenliğine MÖ 2000 yıllarından sonra yayıldılar. Hitit İmparatorluğu MÖ 1150 yılında dağılınca Asurların etkileri Nevşehir 'e kadar uzandı. MÖ 7.yüzyılda,bütün Anadolu gibi İran (Pers) İmparatorluğuna katıldı. Başkent Persopolis' ten yola çıkan İran imparatoru Kiros (Kurus) MÖ 546'da Nevşehir'i de aldı. MÖ 333 yılında Makedonya İmparatoru Büyük İskender, İran imparatorluğunu yıkıp burasını kendi topraklarına kattı. İskender'in ölümünden sonra Roma İmparatorluğu'na kadar İskender'in generallerinden Seleskovlar, Kapadokya Krallığı tarafından yönetildi. Bölge MÖ 1.yy' da Roma egemenliğini tanıdı. MS 395 yılında Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılmasından sonra 1077'de Anadolu Selçuklu Devleti kurulunca,bu topraklar da Orta Asya'dan gelen Türk egemenliğine girmiştir. Kapadokya yöresi 1071'den önce özellikle 7. ve 8.yy' larda doğudan İran-Sasani, güneyden gelen Arap-İslam akınlarına hedef olmuştur. Hititler döneminde kalma yörede bulunan 200'e yakın yeraltı şehri bu akınlar zamanında geliştirilmiş tir. 1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra bölge çoğunlukla Anadolu Selçuklu Devleti'nin elinde kaldı. 1308 yılında Anadolu Selçuklu Devleti yıkılınca Moğol istilasına uğramıştır. Yöre halkı Acem ve Arap kültürüne karşı çıkmıştır. 13.yy' da Horasan' dan gelen Türk düşünürü Hacı Bektaş-ı Veli' nin çalışmaları sonucunda Türkler bölgede egemenliklerini kurmuşlardır. 1515 yılında Yavuz Sultan Selim,Dulkadiroğulları Beyliğine son verip eski Kapadokya'yı kesin olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetimine almıştır. Osmanlılar döneminde bölgede önemli olaylar geçmemiştir. Gerek Selçuk,gerekse Osmanlı dönemlerinde yörede pek çok kervansaray,camii ve medrese yaptırılmıştır. Hititler döneminde Kahve Dağı eteklerinde bulunan Nevşehir'in o günkü adı "NYSSA"dır. Osmanlı dönemin Nissa' nın yakınlarında MUŞKARA adında bir köy kurulmuştur. Osmanlı Sadrazamı Damat İbrahim Paşa Muşkaralı olup görevi aldığı yıllar arasında Muşkara Köyü ve çevre köy kasabalarla geliştirerek yeni şehir anlamına gelen NEVŞEHİR adını alır. 20 Temmuz 1954 yılına kadar Niğde ilinin bir ilçesi olan Nevşehir bu tarihte il olmuştur.
Re: Nevsehir 50
Nevşehir Türkiye'nin en güzel ve en ilginç yörelerinden biridir.Tarihi eserler,doğal güzelliklerle iç içe girerek,dünyada ender rastlanan bir görünüm oluşturmuştur.Göreme vadisindeki peri bacaları,doğal güzelliğinin yanında içine oyulmuş kiliseleriyle aynı zamanda birer tarihi eserdir. Bölgenin büyük bir bölümü Erciyes Yanardağı tüflerinin aşınması sonucu oluşan çok güzel vadiler ve yamaçlardan oluşur. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin bölgeye geldiği bu vadiler, Nevşehirliler içinde güzel bir mesire yeridir. 

NEVŞEHİR: Nevşehir bölgedeki il merkezidir.Antik dönemlerde Nyssa ve Soandos olarak adlandırılan yerleşmeye Türkler Muşkara adını vermişlerdir.Lale devrinin ünlü sadrazamı Damat İbrahim Paşa Nevşehirlidir ve kentin nüfusunu artırmak için buraya Sarılar Türkmenlerini yerleştirmiştir.Kentin adı da bu dönemde 'yeni şehir' anlamına gelen Nevşehir olarak değiştirmiştir. Kentin yaslandığı tepenin üzerinde 12. yy. Selçuklu yapısı olan bir kale bulunur.kentin merkezinde Damat İbrahim Paşa Külliyesi bulunur.Külliyeye ait cami Kurşunlu Cami olarak bilinir.Cami ile birlikte imarethane,kütüphane ve kervansaray da inşa edilmiştir. 



Nevşehir Kalesi: Şehrin güneybatısında eski Şehrin en yüksek noktasındadır. XII.yy.'da Selçuklular döneminde yapılmıştır.İbrahim paşa tarafından da tamir ettirilmiş,kaleye tayin olunan yirmi kale muhafızı nefer' e kale içinde evler yapılması tavsiye edilmişti.Beşgen planlı kalenin 42 mazgalı,4 burcu,arkada ve önde iki kapısı vardır.Burç ve kulelerle güçlendirilen kalenin girişleri de kulelerle korunmuştur.Kale son olarak Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğünce restore edilmiştir 

Damat İbrahim Paşa Külliyesi: 1720'li yıllarda Nevşehir'li Damat İprahim Paşa'nın yaptırdığı külliye,camii,medrese,kütüphane,sibyan mektebi,imaret ve hamamdan oluşur. Kurşunlu Camii:Damat İbrahim Paşa'nın Nevşehir'de yaptırdığı en büyük eserdir. Mimarbaşı Mehmet Ağa ve Serkis Kalfa'nın eseri olan camii 1726'da yapılmıştır. üç kapılı kademeli bir avlu içinde yer alır.Önünde beş kubbeli son cemaat yeri vardır.Caminin 44 m.yükseklikteki zarif minaresi sağ taraftadır.Ana mekanın üzerine 16.65m.Çapında bir kubbe örter.Tromp kemerleri,duvara bitişik oluklu yarım sütunlara oturur.Bunları dışarıdan destekleyen payandaların arkada bulunan ların üzerinde kubbeli sekizgen kuleler yer alır.Caminin dış kapısının tarihini Nedim iç kapısının tarihini Seyyid Vehbi yazmıştır. 



Medrese: Caminin batısındadır. Camiyle aynı tarihte yapılmıştır.Medrese'nin ilk müderrisi ünlü Kunevi çelebi'dir.Açık medrese dikdörtgen planlıdır.Avlu kubbeli revaklarla çevrilidir.Kuzey doğu kulesinde medresenin dershanesi yer alır.üzeri 7.60 m.Çapında pandantifli bir kubbeyle örtülüdür.Medresede içlerinde ocak ve dolap nişleri olan 17 talebe hücresi vardır. Eyvanlı iki kapısı olan medresenin kitabesi şair Vehbi'ye yazdırılmıştır. 1961'de medrese Vakıflar Genel Müdürlüğünce onarılmıştır.Onarım sırasında odalardaki kalem işleri badanayla kapanmıştır.Günümüzde kitaplık olarak kullanılmaktadır. 

Kütüphane: 1727'de yapılmıştır.Kütüphanenin kitabesini Nedim yazmıştır.İbrahim Paşa'nın buraya 187 cilt kitap armağan ettiği bilinmektedir.Kütüphanenin en önemli eserlerini İbrahim Paşa'nın bağışladığı el yazması Osmanlıca,Arapça ve Farsça kitaplar oluşturmaktadır. 

İmaret: 1726'da yapılmıştır.Yuvarlak kemerli kapıdan yüksek duvarlara çevrili bir avluya girilir.Bir süre hapishane olarak kullanılan imaret 1949'da müzeye dönüştürülmüştür. İmaretin kitabesini Vehbi yazmıştır. 

Sibyan Mektebi: İmaretin yanında aynı avlu içindedir.İmaretle aynı yıl yapılmıştır.İki katlı yapının alt katı kayalara oyulmuştur.Mektebin kitabesi Vehbi'nindir. 

Hamam: Külliyenin kuzeyindedir.1726-1727 de yapılmıştır. Kesme taştan yapılan hamamın ortası fiskiyeli olan soyunmalık kısmı bir kubbeyle örtülüdür. Soğukluğun ortası kubbelidir.Yanlarda kubbeli şekiller vardır.Yuvarlak kemerli kapıdan ortada göbektaşı yanlarda kurnalı şekiller bulunan sıcaklığa girilir. Sıcaklığın batısında su deposu ve külhanı vardır.Günümüzde de kullanılan hamamın kitabesi Nedim'dir.

Beylik hanı: Kurşunlu camii avlusunun alt kısmındadır.Bir bölümü kayaların oyulması ile yapılmıştır.Beylik hanı İprahim Paşa Nevşehir'de üzerinde duruduğu eserlerden biridir.İprahim Paşa Nevşehiri canlı bir ticaret şehri yapmak istiyordu. Kitabesini Raşit'in yazdığı handa günümüzde sadece hayvanlara ayrılan bölüm kalmıştır 

UÇHİSAR: Nevşehir merkezine 10 km.uzaklıkta bulunan Uçhisar,bir kale olarak Hititler döneminden itibaren yerleşmelere sahne olmuştur.Doğal konumu nedeniyle bir hisar görünümündeki yapı,tüm Kapadokya manzarasına hakimdir.Bizans döneminde bu korunaklı yapısı ile Arap akınlarına karşı kolayca savunma sağlamıştır. 

ZELVE: Göreme-Avanos yolu üzerindeki sapaktan 2 km.uzaklıkta,Hiristiyan nüfusun Müslümanlarla birlikte yakın yıllara kadar yaşadığı Zelve bulunur.Zelve son derece ilginç doğal formasyonların görülebileceği bir başka açık hava müzesidir Kentte birbirine tünelle bağlanmış üç vadi boyunca bir çok kaya kilisesi manastır ve cami görülebilir.Eski yerleşim,vadinin duvarlarına oyulmuş kaya evlerinden oluşur.1924 mübadelesi sırasında buradaki Rumlar göç etmiş,yerine Türkler yerleştirilmiştir. 1952 yılında ise köy tamamen boşaltılmıştır.Bölgede 15 Kilise bulunur.En büyük olanları üzümlü kilise ve Geyikli Kilise'dir.Keşişler vadisi denilen bölümde St.Simon'un inzivaya çekildiği söylenen üç başlı bir peribacası görülür. 

GÖREME VADİSİ: Göreme Vadisi yanardağ tüflerinden oluşan toprakların yüzey sularıyla aşınması sonucu oluşmuştur.Vadinin yamaçlarında peribacaları vardır.Peribacalarının bir kısmının içine oyularak yapılmış kiliseler vardır.İl merkezine 14 km. uzaklıktaki Göreme vadisi güneyden Kızılırmak'a doğru uzanır. 

ÇAVUŞİN: Göreme-Avanos yolunun 2.km.'sinde Çavuşin'e ulaşılır.Bölgede iki önemli Bizans Kilisesi bulunur.Vaftizci Yahya Kilisesi ve İmparator Nicefor Fokas adına yaptırılmış olan büyük Güvercinlik kilisesi. 

ORTAHİSAR: Ürgüp-Nevşehir yolu üzerinde Göreme sapağına gelindiğinde güneye dönülürse Ortahisar'a ulaşılır. Kasabanın ortasında,etrafı kayalarla oyulmuş evlerle çevrelenmiş doğal bir kale bulunur.Kasabanın en ilginç yanı yeraltı kentleridir.Kolay oyulabilen bir toprak yapısına sahip olan bölgede,yine yerin altına oyulmuş doğal soğuk hava depoları bulunur.Bu depolarda bugün de narenciyeler saklanmaktadır. 

ÜRGÜP: Ürgüp Kapadokya bölgesinin turizm açısından en gelişmiş merkezidir.Kaynaklarda,19.yy.da ilçede 70 Cami,5 Kilise ve 11 kütüphane olduğu belirtilmektedir. Ürgüp'ün en yüksek tepesinde üzerinde Selçuklu sultanı Kılıç Arslan'ın türbesi bulunur.Ürgüp-Kayseri yolu üzerinde Yeşilöz köyünde bulunan Tağar Kilisesi,st. Thedora için yapılmıştır.Güneye gidildiğinde ise kervansarayı ile ünlü Sinasos'a 30 km.sonra da Soğanlı vadisi'ne varılır.Soğanlıya varmadan yol güzergahın'daki Keşlik Vadisi'de görülmeye değer yerlerdir. 

AVANOS: Nevşehir'in kuzeyinde ve 18 km.uzaklıkta olup,yöre çanak-çömlek yapımı ile ünlüdür.Tarihi ve turistik değerleri olan ZELVE ilçenin sınırları içerisindedir.Bunlar'dan Alaattin Camii,Yeraltı Camii ve ilçe yakınlarındaki Sarıhan Kervansaray'ı görülmeye değer eserlerdir. 

GÜLŞEHİR: Nevşehir-Kırşehir yolu üzerinde Nevşehir'e 20 km.uzaklıkta, Kızılırmak'ın güney kenarında, tüp bir tepenin doğuya bakan yamacında kurulmuş bir ilçedir. Tarihi oldukca eski olan asıl önem ve kimliğini Karavezir ünüyle tanınan Gülşehir'li Seyit Mehmet Paşa zamanında kazanmıştır. Karavezir Seyit Mehmet Paşa'nın yaptırdığı Camii, Camii medrese üzerindeki kitabelerden Camii ve çeşme'nin 1779 da Medresenin ise 1780'de yapıldığı anlaşılmaktadır. 

AÇIKSARAY: Nevşehir- Gülşehir yolunun sonunda yer alır.Adını tüf tepeciğinin yamacına oyulmuş sayısız mekanların açık bir sarayı andıran görünüşten almıştır. Diğer kiliselerden görünüm bakımından çok daha üstündür.Kilisede karşılıklı iki kabartma boğa ve yine diğer odaların birinde bir boğa ve yanında tam tanımlanamayan bir hayvan üzerinde bir başka boğa görüntüleri vardır.Bu yörede ayrıca mantar şeklini andıran Peri bacaları da Kapadokya'nın başka hiç bir yerinde bulunamayan yapıya sahiptir. 

KIZILIRMAK KIYILARI: Avanos ve gülşehir ilçelerinin içinden geçen Kızılırmak kıyısındaki bahçe ve yeşillikler Nevşehirlilerin hafta sonlarını geçirdikleri güzel mesire yerleri ile doludur. 

ÜZENGİ DERESİ: Ortahisar'ın güneyinden başlayıp,Ürgüp yakınlarında Damsa çayı Vadisine kavuşan üzengi deresi,çevresindeki bağ ve bahçelerle güzel bir piknik yeridir. Duvar gibi yükselen vadi yamaçlarına oyulmuş binlerce güvercinlik,vadi tabanındaki bahçeler ve yer yer kaynayan maden sularıyla görülmeye değer bir dinlenme yeridir.il merkezine uzaklığı 14 km.'dir. 

DAMSA BARAJI: Doğal özellikleri coğrafi yapı bölümde anlatılan Damsa barajı Damsa Çayı üzerinde sulama amacıyla yapılmış bir barajdır.Baraj gölü güzel görünümü ve ağaçlandırılmış çevresiyle güzel bir piknik yeridir.il merkezine uzaklığı 30 km.'dir. 

TATLARiN BARAJI: Acıgöl ilçesine bağlı tatlarin kasabası yanındaki baraj gölü sulama amaçlı olup tatlarin yeraltı şehri ve ören yerleri ile birlikte görülmeye değer yerlerimizdendir.Şehir merkezine uzaklığı 27 km.'dir. 

İÇMECELER VE KAPLICALAR: Nevşehir içmece ve kaplıcalar yönünden de şanslı bir ildir.İl'de çok sayıda içmece ve kaplıca vardır.Bu kaplıcaların en ünlüsü Kozaklı kaplıcalarıdır. 

Kozaklı Kaplıcaları: Kozaklı ilçesinin güneyinde dere yatağı boyunca,çok sayıda sıcak su kaynağı vardır.Bu suların bir bölümü dereye karışmakta,bir bölümü de açıkta aktıktan sonra tekrar yer altına şekilmektedir. Kozaklı'da yeni yapılan motellerde bu değerlendirilmektedir. Türkiye'nin radyoaktif olma özelliği en yüksek olan kaplıcaları kozaklıdadır. Hamamın suları,klorobikarbonete,sülfatlı alkalik,toprak alkalik karışık sulardır.Bu sular ağrılı hastalıklar,romatizma ve iç salgı bezlerinin yetersiz liğinde kullanılmaktadır. 

Ürgüp İçmecesi ve Kaplıcası: Ürgüp'ün 6 km.doğusundadır.14 derece ısısı olan gazsız (tuzlu-kalevi-turabi)sular gurubuna girer. Sudan içme ve yarım banyo şeklinde faydalanılır.içilince muhsil etkisi yaşar.Su banyosu ve kaynağın az ilerisindeki kükürtlü çamur deri hastalıklarının tedavisinde kullanılır. 

Üzengi Çayı İçmecesi: İçmece Ürgüp'ün 3 km.güneyinde Mustafapaşa yolunu keser.üzengi çayının iki yanında kaynamaktadır.yüzeye çıkarken pirit parçaları da sürükleyen bu içmecenin debisi saniyede 0.55 litredir. İçmece suyu kokusuz,gazoz tadında,gazlı, bikarbonatlıdır. Sudan sindirim bozukluklarında ve böbrek hastalıklarının tedavisinde yaralanılır. 

Bahçeli İçmecesi: Bahçeli Köyü'nün kuzey batısındadır.18 derece ısısı olan suyu gazlı,kokusuz, bikarbonatlıdır. Hazmı kolaylaştıran ve böbrekleri temizleyen bu su aynı zamanda sofra suyu olarak da kullanılır. 

Gümüşkent (Salanda) İçmecesi: İçmece Gülşehir'in Gümüşkent kasabasının kuzeyindedir.Toprak alkali bikarbonat ve bol karbondioksitli bir maden suyudur.Karaciğer ve safra kesesi yetmezliğinde ve metabolizma hastalıklarında faydalı olmaktadır. 

Çorak İçmecesi: Çorak suyu şehir merkezinde 2000 evler mahallesi'nde karakol'un karşısındadır.Çorak maden suyu alkali,tuzlu ve bikarbonatlıdır. 

Karakaya İçmecesi: Nevşehir-Avanos karayolu üzerindeki içmece,13 km.'dedir.Suyu sodyum bikarbonatlı ve alkali olan içmeceden mide ve bağırsak hastalıkları için faydalanılır. İçmecelerde konaklama tesisleri olmadığından günübirlik faydalanılmaktadır 

Sarıkaya İçmecesi: Sulusaray Kasabası hudutlarInda olup Şehir merkezinden 8 km.mesafede bulunmaktadır. Erciyes Üniversitesi Turizm Yüksek Okulunun yanından Belediye asfalt şantiyesinden gezilerek ulaşılır.Suyu alkali,tuzlu,sodyum bikarbonatlıdır,mide ve bağırsak hastalıkları tedavisinde kullanılır.