Nevşehir Ülkü Ocakları Başkanı Yahya leblebici, Ali Metin Tokdemir’i vefatının 20. Yılında rahmetle andığını belirtti.

Ülkücülüğün bir yaşam tarzı olduğunun kavranması, hayatımızda da aynen tatbik edilmesi, ahde vefanın iman ve dava esasımız olduğunun anlaşılması açısından Ali Metin Tokdemir’in örnek alınması gereken bir kişiliğe sahip olduğunu belirten Leblebici, Ali Metin Tokdemir, Ülkücü Hareketin tarihine adını altın harflerle yazdırmış, Türk-İslam davası için büyük emekler vermiş, fedakârlıklar göstermiş müstesna bir şahsiyettir. Kendisi, Ülkücü Hareketin her kademesinde alınan görevlerin ne denli büyük vebali olduğunu ve hakkıyla yerine getirilmesi gerektiğini asla aklından çıkarmayarak dürüstlüğünden, dava adamlığından, duruşundan ve ilkelerinden hiçbir zaman taviz vermemiştir. Çeşitli imkânsızlıklara karşı yılmamış, Ülküdaşlarının da umutsuzluğa kapılmasına asla müsaade etmemiştir.” dedi.

Ülkücü her şeyden önce dürüst, sağlam karakterli ve imanlı alması gerektiğini ifade eden Başkan Yahya Leblebici, “Şartlar ne olursa olsun mücadele etmeli, dünyanın fani güzelliklerine ve geçici zevklerine aldanmamalı, şahsi çıkarlarının peşine düşmeden dava bilinciyle yaşamalıdır. Makamlar gelip geçicidir. Şahsım da dâhil olmak üzere hepimiz bugün üstlenmiş bulunduğumuz görevleri ve sahip olduğumuz makamları bir gün mutlaka devredeceğiz. Önemli olan ülkemize ve milletimize, Ülkücü Hareket adına kalıcı eserler bırakabilmek, “Ben” yerine “Biz” diyebilmek ve görevler sona erdikten sonra da davamızın yaşatılmasını ve bir adım daha ileriye taşınmasını kendimize vazife bilip bu uğurda gayret göstermeye devam ederek onurlu bir yaşam sürmektir. Maalesef son dönemde hareketimizden nemalanmaya çalışarak bir yerlere gelme, kendini tanıtma çabasında olan, gaflete düşmüş kimselerin ortaya çıktığına hep birlikte şahit olmaktayız. Rahmetli Ali Metin Tokdemir’in “Ülkücü var. Ülkücü geçinen var. Ülkücüden ve Ülkücülükten geçinenler var” sözünde de ifade ettiği gibi şehitler kervanı olan bu mübarek hareketten menfaat devşirmeye çalışanların sayısı her seçim döneminde olduğu gibi artış göstermiştir. Hareketimizle hiçbir bağlantısı olmayan bir takım zevat, bizlere has bir takım tavırlarla ve simgelerimizi kullanmak suretiyle, gerek üzerlerine atılı “örgüt” suçlamalarından sıyrılmak, gerekse kendilerini “ülkücü” olarak gösterip gerçek kimliklerini gizlemek amacıyla aramıza sızmaya çalışmışlardır. Bu girişimlerinde nispeten başarılı olan bu zevat ortaya çıkan bir takım durumlara ise Ülkücü Harekete asla yakışmayan tavır ve tepkiler vermeleri neticesinde de ifşa olmaktan kurtulamamışlardır.

Ülkücü Hareketin neferleri olarak bu zihniyete sahip kimselere asla fırsat vermedik, bundan sonra da fırsat vermeyeceğiz. Bizimle beraber çileye, vatanımız ve milletimiz için mücadeleye hazır olanların aramızda, Ocağımızda ve gönlümüzde yeri ebediyen saklıdır. Kendini vazgeçilmez zannedenlerin; kimliklerini, kişiliklerini ve neredeyse sahip olduğu her şeyi davamızdan temin ettikleri halde bugün inkâr ve ihanet batağına düşenlerin yakası iki cihanda da bir araya gelmeyecektir. Bizler Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in gösterdiği yolda, Ali Metin Tokdemir ve daha nicelerinin mücadele, çille, sabır ve nihayetinde zaferlerle dolu izlerinden gitmeye devam edecek; davamıza ve Ülküdaşlarımıza karşı ahde vefamızı her zaman ve her şartta göstereceğiz.” dedi.