Anadolu’nun bir çok şehrinde geçmiş dönemde kullanılan Soku (dibek) gelişen teknolojiye yenik düştü. Dönemin en yaygın malzemesi olan soku, son dönemde ise tamamen unutuldu.

Bölgenin taş ustaları tarafından ’kara taşın’ oyulması ile yapılan soku, yüz yıllarca insanların yaygın olarak kullandığı malzemeler arasında yer alıyordu. Hemen her evde bulunan soku, gelişen teknolojiye yenik düştü. tarihi nedeniyle müzeleri süsleyen yada bazı evlerde süs olarak saklanan soku, Kilis’te tamamen unutuldu.

Biber, buğday (döğme), kekik gibi ürünlerin dövülerek, küçük parçalara ayrılmasında kullanılan sokunun, şimdiki nesil tarafından adı bile bilinmiyor.

Eskiden aile, konu komşu, mahalleli, köy sakinleri sokudan ortaklaşa faydalanırlardı. Bulgur veya benzeri şeyler dövüleceği zaman kadınlar ve gençler imece usulü çalışırlardı. Kadınlı erkekli, bir kişi veya iki kişi karşılıklı, dövülecek nesneyi dibekte sırayla tokmaklardı. Bir kişi de dibeğin başında durup, dökülenleri içine atardı. Hem tokmak vuranlar ve hem de dibeğin başında taşan nesneleri dibeğe atanın eline tokmak değmesin diye çok dikkatli davranırlardı. Dibek başında dedikodular yapılır, türküler söylenirdi. Oğlan anaları, gelin adaylarını bazen soku başında hamaratlı kızlardan seçerdi. Her tür gıda ürünlerinin marketlerde, bakkallarda satılmaya başlanmasıyla dibek ve bulgur dövme günlük yaşamdan çıktı. 

Nevşehir'de Tarihi Soku, Teknolojiye Yenik Düştü

Yıkanmış ve Kurutulmuş buğdaylar taş dibeğin içine konur. Çok hafifçe ıslatılır. Bu iş için tahtadan yapılmış tokmaklarla 4-5 kişi birden buğdayların tam ortasına sıra ile vurmaya başlar. Sırası gelen "diyerek hıh tokmağı vurur. Tokmak kalkarken bir diğeri iner. Burada dikkatli olmak gerekir, zira Tokmaklar çarpışabilir veya birisinin herhangi bir yerine Tokmak çarpabilir. Yeterince dövüldüğünde durulur ve Çıkan kabuklar temizlenerek bulgurumuz hazırlanmış olur.