BM'nin raporuna göre önlemler artsa da uyuşturucu kullanımı her geçen gün artıyor.Tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizle birlikte özellikle son yıllarda ilimiz Nevşehir’i de içine alan Uyuşturucu kullanımı artık iyiden iyiye sakin ve sükunetiyle bilinen ilimize Nevşehir i de tehdit eder boyutlara ulaştı.

Uyuşturucu tehditine karşı ilimiz Nevşehir ve Kapadokya Genelinde şimdiden bir takım çalışmalara biran önce başlanılmalı.Özellikle Bu konuda Valisinden Emniyetine Jandarmasından Okul İdarisine Öğretmeninden Velisine kadar hatta Camiisinde ki İmamına kadar hepimizin üzerine büyük iş düşüyor.

FİB Haber merkezi yaptığı ilk araştırmaya göre özellikle Turizm bölgesi olan İlimiz Nevşehir merkezi ile başta Uçhisar, Göreme, Ortahisar,Avanos,Ürgüp,Mustafapaşa gibi turistik bölgelerimizde oldukça sık görülen uyuşturucu gerçeğine karşı şimdiden hazırlığımızı yapıp bu lanetten kurtulmak ve uyuşturucu bataklığına çocuklarımızın gençlerimizin düşmemesi için projeler gerçekleştirmeliyiz diyor.

 Özellikle uyuşturucu ve madde bağımlılığına karşı sorumluluk bilinciyle gözümüzü dört açmalyız.Komşu eş dost akraba köy belde kent demeden uyuşturucu yetiştirenleri onların iyiliği için biran önce emniyet birimlerine haberdar edelim.Uyşturucu satıcılarını kullananları insaniyet adına mutlaka emniyete bildirelim.

Çocuklarımız gençlerimiz bizlerin yarınları…Özenti ile başlayan bu tür kötü alışkanlıkların zararlarını anlatmakla bitiremeyiz ama STK lar Odalar Medya kuruluşları olarak hepimizin üerine düşen görevleri yapmalıyız iş işten geçmeden…

Zira Şuan Nevşehir de ve Kapadokya Bölgemizde özelliklede turizm işiyle uğraşan bir çok ismin uyuşturucu kullandığına ilişkin çok ciddi iddialar var…Lütfen bu konuda Gerekli birimlerin il yöneticilerinin acil önlem almalarını diliyoruz.

Yine bu konuda acil eylem planı çerçevesinde ilimiz Nevşehr’de uyuşturucu ile mücadele komisyonu kurulmalı fikrini öneriyoruz…15 ile 64 yaş arasını tehdit eden ve bağımlılık yapan eroin morfin esrar afyon gibi bir takım Uyuşturucu maddelerine karşı çözüm üretme zamanı geldi…

 

Yine bir diğer önemli hususta Türkiye de uyuşturucu kullanımının temelinde ve uyuşturucu pazarının kökünde pkk var.pkk terör örgütünü ayakta tutan en önemli gelir kaynağı uyuşturucu  ticareti olduğunu sakın unutmayalım.

Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’nin hazırladığı rapor, özellikle gençlerin risk altında olduğu gösteriyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı raporun adı, 2012 Uyuşturucu raporu ama veriler 2010 ve öncesine ait.

Raporda, yakalanan uyuşturucu miktarları, çökertilen çetelerden daha çok bilimsel veriler yer alıyor.

UYUŞTURUCU MADDE KULANIMINDA GENÇLER AĞIRLIKTA

Buna göre, 2010 rakamlarına göre madde kullanıcılarının yaklaşık yüzde 70′i 15-29 yaş aralığında.

Başlama nedenleri arasında, “merak” ve “arkadaş etkisi” ilk sıralarda.

Yapılan araştırmalarda, maddenin temini ve başlamada, arkadaş etkisinin ön plana çıktığı görülüyor.

Türkiye’de, 2010 yılında meydana gelen toplam 81 bin 960 uyuşturucu olayının yüzde 89′u, uyuşturucu madde kullanma ve bulundurmadan, yüzde 11′i ise, satma, kaçakçılık ve imal suçlarından oluştu.

Rapora göre, 2010 yılı itibariyle, ceza infaz kurumlarında bulunanların büyük çoğunluğu, uyuşturucudan yatan mahkumlar.

VAN BİRİNCİ SIRADA

Türkiye’de en fazla eroin yakalanan il, 3 bin 576 kilo ile Van olurken, onu sırasıyla İstanbul, Mersin ve Bitlis takip ediyor.

 

Gencecik insanların kararmasına,ölmelerine,toplumu bozmasına neden olmakla birlikte uyuşturucu ve madde bağımlılığına karşı Nevşehir geleceği için önlemler almaya itiyor.

 

Uyuşturucu kullanımı alarm veriyor

 

Dünyanın en önemli sorunlarından birisi olan uyuşturucu kullanımı Türkiye’de yaygınlaşıyor.                   

 

             

NTV

12 Kasım 2003 —  Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de uyuşturucu ilköğretim okullarına kadar indi. Öğrenciler arasında ilk kez esrar, eroin, ecstasy ve sakinleştirici hap kullanım yaşı ortalama 13 olarak belirlendi.

 

                       

             

             

 

           

             

 

                                   Türkiye’de madde bağımlılığı giderek artıyor. Kuruluş çalışmaları süren Yeniden Sağlık ve Eğitim Vakfı’nca, 9 ilde ilköğretim 6. ve lise 2. sınıflarda eğitim gören 24 bin 250 öğrenci üzerinde yapılan “Sigara, Alkol, Madde, Araştırma, Yaygınlık 2001 Araştırması”nın (SAMAY) sonuçlarına göre, Türkiye’de uyuşturucu ilköğretim okullarına kadar indi!           

Türkiye’de, öğrenciler arasında ilk kez esrar, eroin, ecstasy ve sakinleştirici hap kullanım yaşı ortalama 13 olarak belirlendi.

 

       

İLKÖĞRETİMDE ESRAR KULLANMA YAŞI 11

       Araştırmaya göre, katılımcıların ilk kez denediği uyuşturucu maddeler arasında ilk sırayı yüzde 1.4 ile esrar, yüzde 1.3 ile de sakinleştirici haplar aldı. Yüzde 70’lerin üzerindeki sigara kullanımı, Türkiye’yi sigara kullanımında dünyada en ön sıraya çıkarıyor. İlköğretim öğrencilerinin yüzde 16.1’inin yaşamları boyunca en az bir kez sigara kullandıkları tespit edilirken, bu çocuklar arasında sigaraya başlama yaşı da ortalama 11 olarak saptandı.         

Ortaöğretim öğrencileri arasında her gün sigara içme oranı yüzde 23.

 

      

2001 NİSAN-HAZİRAN AYLARI ARASINDA YAPILAN ARAŞTIRMA

       Benzer bir araştırma 1998 yılında yapıldı. Ancak 2001 Nisan-Haziran ayları arasında yapılan aynı araştırma sonucunda ecstasy kullanımının iki kattan fazla, eroin kullanımının iki kat, hap kullanımının 1,5 kat, esrar kullanımının yüzde 1 oranında arttığı belirlendi.

      

İŞTE ACI TABLO

 İlk olarak sigara içme yaşı ortalaması 11,

 Her gün sigara içme yaşı ortalaması 12,

 İlk kez sarhoş olma yaşı ortalaması 11,

 İlk kez uçucu madde kullanım yaşı ortalaması 12,

 İlk kez sakinleştirici hap kullanım yaşı ortalaması 11,

 İlk kez esrar kullanım yaşı ortalaması 13,

 İlk kez eroin kullanım yaşı ortalaması 13,

 İlk kez ecstasy kullanım yaşı ortalaması 13,

 İlk kez sakinleştirici hap kullanım yaşı ortalaması 13 olarak tespit edildi.

      

EN AZ BİR KEZ EROİN KULLANANLARIN ORANI YÜZDE 2,5

       Son bir yıl içinde en az bir kez esrar kullanım oranının Türkiye genelinden (%2.1) ve İstanbul’dan (%2.8) yüksek çıktı.

      

İLLERE GÖRE DURUM

       Sigara kullanımında en yüksek orana sahip iller arasında ise yüzde 16.5 ile Eskişehir ilk sırayı aldı. Lise öğrencileri arasında alkol kullanımının en yüksek olduğu il İzmir olarak tespit edildi. Eskişehir ve Kocaeli ise esrar ve uçucu madde kullanımında ilk sırayı aldı. Araştırmaya göre, hap kullanma oranı yüzde 5.2 olarak tespit edilirken, iller bazında ilk sırayı İzmir ve Adana aldı.

       Yaşam boyu en az bir kez esrar kullanma oranı yüzde 4.0 iken, bu kategoride yüzde 7.3 ile Diyarbakır ilk sırada yer aldı. İstanbul’da ise bu oran yüzde 4.8 oldu. Yine yaşam boyu en az bir kez uçucu madde (tiner, bali) kullanma oranı yüzde 3.1 ile 6.2 arasında değişirken, bu konuda da İzmir yüzde 6.2 ile başı çekti. İstanbul’da ise bu oran yüzde 5.1 olarak tespit edildi. Yaşam boyu en az bir kez eroin kullanım oranı yüzde 2.5 iken,İstanbul’da bu rakam yüzde 2.4 olarak saptandı.

       Not: Düşük sosyoekonomik düzeyde olanlar tiner ve bali gibi maddeleri tercih ederken, daha yüksek sosyoekonomik düzeydekiler, extasy, kokain gibi maddeler kullanıyorlar.

 

 

Nevşehir’in kaybettiği Karusercilik,

Yıllık İzinde Mahsuplaşma Olmaz

Kadroya geçen sözleşmelilerin 2011 yılı ile ilgili yıllık izinleri hakkında farklı uygulamalar nedeniyle mağduriyetler meydana gelmişti.  Bu konuda Sağlık Bakanlığı'nın görüş soran il sağlık müdürlüklerine gönderdiği cevapta konuya açıklık getirildi.

Sağlık Bakanlığı 2011 yılında kadroya geçen sözleşmelilerin 2011 yılında kullandıkları izinlerde mahsuplaşmanın dikkate alınmaması gerektiğini belirtti. Yani 2011 yılında sözleşmeli iken yıllık izin kullanan çalışanların kadroya geçtikleri tarihten itibaren hak ettikleri yıllık izinden düşülemeyeceğini belirtti.

 

Bakanlık söz konusu personelin kadroya atandıkları yıla ait izinleri kullanabileceklerine dikkat çekti.

 

Bu konuda mağduriyet yaşayan personeller, kurumlarına şubelerimizden temin edecekleri örnek dilekçelerle başvuru yapıp haklarını talep edebilirler.

 

2011 yılı uyuşturucu raporu

Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı bünyesinde faaliyetlerini sürdüren, Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi'nin (EMCDDA ) Türkiye Ulusal Temas Noktası olan Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM ) koordinesinde yetki sorumluluğu olan çok sayıda kuruluşlardan temin edilen verilerle 2010 yılı verileri kullanılarak hazırlanan "Türkiye Uyuşturucu Raporu 2011" yayınlandı.

 

22 İLDE TEDAVİ MERKEZİ VAR

 

Raporda, Türkiye'de genel sağlık sigortası kapsamında olan kişilerin sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularındaki madde bağımlılığına ilişkin ayak ve yatarak tedavi giderleri Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılandığı belirtildi. Madde bağımlılığı tedavisinin Sağlık Bakanlığı, üniversiteler ve özel sektöre bağlı, 13 ilde bulunan 22 tedavi merkezinde toplam 525 yatak kapasitesi ile yürütüldüğü kaydedildi.

 

TEDAVİ GÖREN SAYISI ARTTI

 

2010 yılında yatarak tedavi gören hasta sayısı, 2009 yılına (2594) oranla yüzde 11,79'luk bir artışla 2900'e yükseldi. Ayaktan tedavi başvuru sayısı ise 2009 yılına (106093) göre yüzde 26,57'lik bir artışla 134287'ye ulaştı. 2010 yılında tedavi görenlerin yüzde 57,14'ü daha önce tedavi görürken, yüzde 41,38'i ilk kez tedavi gördü. Tedavi gören kişilerin yüzde 66,45 oranında ilk ve ortaokul mezunu oldukları görüldü.

 

2009 yılında yatarak tedavi görenlerin yüzde 56,67'si eroinden tedavi görürken, bu oran 2010 yılında yüzde 68,07'ye çıktı. 2010 yılında yatarak tedavi gören her üç hastadan ikisi ise eroin bağımlısı gözüktü. 2010 yılında yatarak tedavi gören hastaların yaş ortalaması 28,34 oldu. En küçük kişinin yaşı 12, en büyük kişinin yaşı 66 olarak tespit edildi. İlk kullanım yaşı ortalaması ise 21,5. Tedavi gören hastalar, tedavi gördükleri maddeyi ilk kullanım yaşları bakımından incelendiğinde; yüzde 10,72'sinin 15 yaşından küçük, yüzde 31,59'unun 15-19, yüzde 28,55'inin 20-24, yüzde 14,17'sinin 25-29, yüzde 6,97'sinin 30-34 ve yüzde 4,83'ünün ise 35-59 yaşları arasında olduğu görüldü.

 

Rapora göre, Türkiye'deki HIV/AIDS vaka sayısı son 10 yılda yaklaşık 4 misli artış göstererek, 2010 yılında toplam sayı 4525'e ulaştı. Bunun yüzde 3,25'inin (147) bulaşma yolunun damar içi madde kullanımı olduğu değerlendirildi. 2010 yılında Türkiye'de 3099 Hepatit B ve 604 Hepatit C vakasına rastlanmıştır. Ancak bu vakalardan kaçının damar içi madde kullanıcısı olduğu tespit edilemedi. 2010 yılında yatarak tedavi gören damar içi madde kullanıcılarından HIV testi uygulanan 644 hastadan 0,47'sinin (3), HBV testi uygulanan 618 hastadan yüzde 3,56'sının (22) ve HCV testi uygulanan 666 hastadan yüzde 32,88'sinin (219) sonucu pozitif tespit edildi.

 

DOĞRUDAN ÖLÜMLER AZALDI

 

2009 yılında 153 olan doğrudan madde bağlantılı ölüm (MBÖ) sayısı 2010 yılında yüzde 17,6'lık bir düşüşle 126 olarak gerçekleşti. Ölümlerin yüzde 24,6'sını (31) yabancı uyruklular oluşturdu. Yaş ortalamasının 34,2 (min:16-max:65), en sık oranın ise 25-29 yaş grubunda olduğu belirlendi.

 

EN FAZLA ÖLÜM İSTANBUL'DA

 

En fazla ölüm olayının meydana geldiği ilk beş il sırasıyla; İstanbul (57), Antalya (15), Adana (14), Gaziantep (9) ve Ankara (4) olarak tespit edildi.

 

2010 yılında Türkiye genelinde toplam 81 bin 960 uyuşturucu olayı meydana geldiği, bu olaylarda 126 bin 099 şüpheli yakalandığı belirtildi. Meydana gelen 81960 uyuşturucu olayının yüzde 89'u (72826) uyuşturucu madde kullanma/bulundurma, yüzde 11'i (9134) ise satma/kaçakçılık/imal suçlarından oluştu. 2010 yılında Türkiye'de 4155 eroin, 74168 esrar, 1249 kokain, 1371 ecstasy ve 154 captagon olayı meydana geldi.

 

CEZAEVLERİNDE UYUŞTURUCU KAYNAKLI SUÇLARDAN 25 BİN KİŞİ VAR

 

Uyuşturucuya bağlı suçlardan ceza infaz kurumlarında bulunan kişi sayısı 2005 yılında 4125 iken, 2010 yılında bu sayı yüzde 504 artışla 24 bin 925'e ulaştı. 2010 yılı itibariyle, ceza infaz kurumlarında bulunanlar arasında uyuşturucu suçları, toplam sayının yüzde 20,7'si ile ilk sırada yer alıyor.

 

ARKADAŞ ETKİSİ

 

Rapora göre, madde kullanıcılarının maddeye başlama nedeni olarak, merak ve arkadaş etkisi her yıl ilk sıralarda geliyor. Madde kullanıcıları maddeyi en çok terk edilmiş yerlerde, ardından da kendi evlerinde kullanıyor. Madde kullanımı evlilere oranla bekarlar arasında daha yaygın gözüküyor. Türkiye'de en fazla kullanılan madde ise esrar. Kullanım sırasına göre, ilk sırada sigara ve ikinci sırada alkol gibi legal maddeler gelirken, illegal maddeler arasında ilk sırada esrar geliyor. Buna göre sigara ve alkol kullanımının, illegal madde kullanımına geçişte ilk adım olduğu değerlendiriliyor.

 

TERÖR GRUPLARINA DARBE

 

Güvenlik güçleri tarafından PKK/Kongra-Gel terör örgütünün yanı sıra DHKP/C, TKP-ML, DEVSOL ve ASALA terör örgütleriyle bağlantılı olduğu tespit edilen, 1984 yılından 2011 yılı Nisan ayına kadar narko-terörizm kapsamında yürütülen 363 operasyonda 839 şahıs yakalandı. Bu operasyonların 60'ında PKK/Kongra-Gel hücre evleri ve sığınaklarında yüksek miktarlarda uyuşturucu yakalandı. Terör örgütlerine karşı yapılan operasyonlarda 4253 kg eroin, 22830 kg esrar, 4305 kg bazmorfin, 8 kilo afyon sakızı, 710 kg kokain, 337412 adet sentetik uyuşturucu, 26190 litre asetik anhidrit ve iki imalathane ele geçirildi.

 

AFGANİSTAN'DA ÜRETİM DÜŞTÜ, TÜRKİYE'DE YAKALAMA AZALDI

 

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, Türkiye'de afyon ve türevlerinin illegal üretimi yapılmıyor. Türkiye'ye ulaşan afyon, baz morfin ve eroinin temel kaynağı Afganistan gözüküyor. 2010 yılında Afganistan'daki afyon üretiminde yaşanan yüzde 48'lik düşüş Türkiye'deki eroin yakalama miktarlarında da bir düşüşe yol açtı. Buna rağmen, Balkan Rotası üzerinde bulunan Türkiye'de önemli miktarlarda eroin yakalamaları devam etti. 2010 yılında Türkiye'de 12690 kg eroin ele geçirildi. Eroin yakalamalarındaki düşüş 2009 yılına oranla yüzde 21 oranında gerçekleşti.

 

EN ÇOK KOKLAMA İLE KULLANILIYOR

 

2010 yılında yatarak tedavi gören hastaların kullandıkları maddeler kullanım yoluna göre incelendiğinde; yüzde 35,69'u (1035) koklama, yüzde 23,48'i (681) sigara, yüzde 23,45'i (680) enjeksiyon, yüzde 10,69'u (310) yeme/içme şeklinde maddeleri kullandıklarını belirtirken, yüzde 6,69'u (194) ise maddeyi kullanım yöntemini belirtmedi.

 

TEDAVİ OLMAK İSTEMİYORLAR

 

Madde kullanıcılarının yüzde 58,8'inin "tedavi olmak ister misiniz?" sorusuna hayır cevabı verdikleri görüldü. Kullanıcıların yarısından fazlasının tedavi olmak istemediklerini ifade etmelerinin en önemli nedenlerinden birisinin de, kullanıcılar arasındaki esrarın zararsız ya da daha az zararlı olduğu şeklindeki yaygın ve yanlış inanış olduğu değerlendirildi