NEVŞEHİR(MHA) Nevşehir Ticaret Borsası, Çiftçilerin neden toprak tahlili yaptırması gerektiğine cevap veriyor.

Nevşehir Ticaret Borsasının internet sitesinden yayınlanan açıklamada, “Zaman zaman çeşitli televizyon programlarında veya ana haber bültenlerinde sağlığımızla ilgili şu haberleri duyarız. “Bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlarda artış gözlemliyoruz. Bunun nedeni de gelişigüzel ve bilinçsiz antibiyotik kullanımı. Hastalık normal geçirilebilecekken daha kötü seyrediyor. Bilinçsiz ilaç kullanımı yalnızca kullanan kişiye değil aynı zamanda kaynak israfı sonucu tüm topluma da zarar vermekte. Gerçekten bugün ülkemizde bilinçsiz ilaç kullanımının ekonomimize büyük bir yük getirdiği bilinmektedir.” “Gelişigüzel ilaç kullanımı yarar değil zarar veriyor”. Birçoğumuz bu haberlere değer verir, reçetesiz ilaç kullanmamaya çalışırız. Bazılarımız ise kendi kendisinin doktorudur (hatta bazen arkadaşlarının ve çevresinin) hastalığını kendi teşhis eder ve hemen ilaç kullanmaya başlar.

Aslında insan beslenmesinin ana tedarik zincirlerinden olan bitkilerin beslenmesinde de durum bundan çok farklı değildir. Bitki beslenmesinde üç çeşit çiftçi grubumuz vardır;

1- Ekonomik kaygısı olmayan, zaten çiftçiliği hobi olarak yapan, çoğu zaman bu işten para kazanma niyeti pek olmayan, “Eskiden gübre mi vardı” diyen, hatta “ Ben hiç bir şey atmadım tarlaya harika da ürün oldu” diye övünen hobi çiftçileri. 2- Ekonomik kaygısı olmakla birlikte “ El (Başkası) 10 kilo atıyorsa ben 20 kilo gübre atarım ondan daha fazla ürün alırım” diyen gübre bağımlısı çiftçiler. 3- Tarımın bir meslek ve uzmanlık alanı olduğu kabul edip, gerekli toprak analizleri ve ürün analizlerini gereği gibi yapan, doğru gübreleme ve ekim tekniklerini uygulayan, ürünün her aşamasında uzman görüşlerine değer veren profesyonel çiftçiler. İşimiz gereği bu tür çiftçilerin her üç gurubuna da rastlamamız mümkün. Bu çiftçilerimizin kısa dönemde hepsinin aynı noktada olduğu tesadüfen görülebilirse de, zaman içerisinde bu işi profesyonelce yapan çiftçilerimizin ciddi mesafeler aldıklarını görmekteyiz. Özellikle “Ürünüm dalda kaldı”, “Ürün para etmiyor”, “Yaptığım masrafı bile karşılayamıyorum” diye yakınıldığı günümüzde, gerçekten zarar eden çiftçilerimiz olduğu gibi, çok yüksek karlar eden, ürününü daha dalda iken olgunlaşmadan satan ve özellikle ihracata mal gönderen tüccarların ürünlerini tercih ettikleri çiftçilerimiz var.

Her konuda olduğu gibi çoğu çiftçimiz gübrelemede ya ifrat ya da tefrit yoluna gitmektedir. Yani ya gübrelemeye gereken önemi vermemekte ya da gereğinden fazla gübre kullanımı yapmaktadır. Burada asıl konumuz hiç gübreye yanaşmayan, “Attım tohumu bayıra RABBİM gayıra” diyen hobi çiftçileri değil. Asıl konumuz bu işi geçim kaynağı olarak gören tarlasından maksimum verimi almak isteyen çiftçilerimize yol gösterebilmek.
İşte en önemli problemlerin başında gereğinden fazla ve aşırı gübre kullanımı. Fazla gübre fazla ürün anlamını taşımadığı gibi bazen bitkiye zehir etkisi yaparak ürünün azalmasına neden olmaktadır. Bir gübrenin fazla verilmesi, bazı diğer besin maddelerinin bitki tarafından alınmasını engellemekte, ürün miktar ve kalitesini düşürebilmektedir. Fazla gübre kullanımı, sizin paranızın ve Ülkemizin dövizinin boşa gitmesine sebep olmaktadır. Dengesiz beslenmiş olan bu bitkiler gıda zinciri içerisinde insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Ayrıca toprakta gereğinden fazla bulunan bu maddeler, asrımızın problemi olan çevre kirliliğine de yol açmaktadır. Toprak canlı bir varlıktır. Her canlı gibi onunda beslenmeye ihtiyacı vardır. Toprağı beslerken gübreyi toprağa en uygun zamanlarda, bitkinin isteği olan cinsten ve en uygun miktarlarda atmalıyız ki Faydalı olsun. Ekonomik olsun. Ülkemizdeki gübreleme alışkanlıklarına baktığımız zaman tahıl gruplarında azot ve fosfor ağırlıklı, meyve ve sebze gruplarında ise bunlara ek olarak potasyum ağırlıklı gübreleme yapılmaktadır. Bu gübreler gerçekten bitki beslenmesinde çok önemli yeri olan makro besin elementleridir. Yani bu gübreler kullanılmadan ekonomik çiftçilik yapmak mümkün değildir. Toprakta yetişen tüm bitkiler; her birinin istek oranları farklı olmakla birlikte bu besin elementlerine mutlaka ihtiyaç duyar. Fakat bunların fazlalığı çok ciddi sıkıntılar oluşturmaktadır. Bunlardan azot toprakta kalmadığı için toprak kirliliğine sebep olmamakla birlikte taban sularının nitrit yönünden kirlenmesinin temel sebeplerindedir. Ürün verimi açısından en tehlikeli olanları fosfor ve potasyum gübrelemeleridir. Yıllarca toprak analizi yapılmadan kullanılan fosfor ve potas kaynaklı gübreler toprakta birikmekte ve de toprağın çoraklaşmasına ciddi etken olmaktadır. Özellikle kireç oranı yüksek olan alkali topraklarda fosfor dikalsiyum fosfat veya trikalsiyum fosfat şeklinde toprakta fikse edilmektedir. En önemli sıkıntısı ise bitkiler açısından hayati öneme sahip iz elementlerden Fe (Demir), Zn (Çinko) ve Cu (Bakır)’ ın ve makro besin elementlerinden potasyum ve ayrıca Kalsiyum’un alımını engellemektedir. Biz buna besinler arası geçimsizlik (Antagonizm) diyoruz. Bir kere kireçle bağ yapan biriken fosforun topraktan temizlenmesi de ayrıca masraf gerektirmektedir. Fazla Potasyum gübrelemesinde ise bitkinin Mg (Magnezyum) ve B (Bor) alımı engellenmektedir.
Özellikle İç Anadolu ve Akdeniz bölgesinde yaptığımız toprak analizlerinde bu sıkıntının ciddi boyutlarda olduğunu görmekteyiz. İç Anadolu bölgesi topraklarında daha çok fosfor kirlenmesi görülürken, Akdeniz bölgesinde topraktaki Fosfor ve Potasyum oranlarının çok yüksek olduğu görülmektedir. Örnek verecek olursak toprak analizlerinde toprakta bulunan Fosfor (P2O5) 12 mg/kg’dan yüksek ise fosfor oranının çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Yaptığımız analizlerde kimi zaman 24 mg/kg, kimi zaman 40 mg/kg’a kadar çıkabilmektedir. Yine toprak analizlerinde toprakta bulunan Potasyum (K2O) 300 mg/kg’dan yüksek olursa Zengin olduğunu söyleyebiliriz. Yine yaptığımız toprakta potasyum analizlerinde 1000 mg/kg’a varan oranlarda potasyum görülmüştür. Bunun sebebi de yukarıda belirttiğim gibi toprak analizi yaptırmaksızın her yıl alışılmış gübrelemeye devam edilmesidir.
Bu her yıl ülke ekonomisinin kaynaklarının toprağa gömülmesi anlamını taşımaktadır. Ekonomik kayıp iki yönlü yaşanmaktadır. Birincisi gereksiz yere gübre alımına ödenen para (ki bu paranın büyük bir bölümü yurt dışına döviz çıkışı şeklindedir), ikincisi verim kaybından dolayı yaşanan ekonomik kayıptır. Bu nokta çok önemlidir. Fazla gübre kullanımı fazla ürün verimi demek değildir. Her şeyden önce gübre atımından önce mutlaka toprağımızın besin değerleri açısından incelenmesi analizlerinin yapılması ve gübrelememizi buna göre yapmamız gerekmektedir. Bu analiz özel laboratuarlara yaptırılsa bile çok bir para tutmamaktadır. Temel elementler bakımından yapılan bir toprak analizi 20–30 YTL yi geçmemektedir. Buna tarımla uğraşan bir çiftçinin ödemekte hiç sıkıntı duymayacağı basit bir rakamdır. Zaten bu analizi yaptırmamakla uğrayacağı ekonomik kayıpla karşılaştırıldığında çok komik rakamlardır. Birde burada dikkat edilmesi gereken en önemli ve çoğu zaman atlanılan husus yapılan analizlerde sadece makro besin elementleri ile ilgili eksik ve fazlalıkların dikkate alınması diğer değerlerin pek önemsenmemesidir. Bunlar toprağın pH değeri, organik madde seviyesi ve kireç oranıdır. Eğer bu değerlerde bir olumsuzluk varsa bunların düzeltilmesi için de gerekli önlemler alınmalıdır. Makro ve mikro besin elementleri açısından toprağın taşıdığı değerler dikkate alınarak bitki cinsine ve bu bitkinin ihtiyaç duyduğu besin maddelerine göre uygun gübreleme yapılmalıdır. Bu aşamada mutlaka bir uzman görüşüne başvurulması çok önemlidir” ifadelerine yer verildi.