Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt, Ovaören’deki Yassı höyük kazılarına 17 kişilik arkeoloji ekibi ve 32 işçiden oluşan ekiple devam ettiklerini söyledi.

8 yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla yaptıkları kazılarda Nevşehir’in yerleşim tarihine odaklandıklarını anlatan Şenyurt, çalışmalarında bugüne kadar 'yerleşim ne zaman başladı, nasıl gelişti ve günümüze kadar nasıl geldi' sorularına cevap bulacak önemli veriler elde ettiklerini kaydetti. 


Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt,Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleri ile süren kazı çalışmalarında önemli bulgular elde edildiğini belirterek, "Buradaki kazı bölgemizin tarihine ışık tutması açısından çok önemli. Bölgemiz oldukça zengin tarihi özelliklere sahip ve bu zenginliklerin yeraltında kalmasını istemiyoruz." dedi.

Ovaören’de çalıştıkları alanda günümüzden 7 bin yıl öncesine inen bir tarihi saptadıklarını belirten Şenyurt şöyle konuştu: "Köy, kasaba ve kent yerleşimine ulaştık. Bizans döneminde yeraltı şehirleri yerleşimi var. Ovaören höyüğünün haricinde ülkemizde Topal höyük ve Yassı höyük diye bildiğimiz iki höyük daha var. Onlar bir su kaynağının etrafında gelişmiş. Zaten insanoğlu ilk başlangıcından bugüne hep su kaynaklarının etrafında yaşamını sürdürüyor. Yeraltı yerleşimi biçiminde Nevşehir ve çevresinde 5 kilometre yarıçapında Derinkuyu ilçesi ve Kaymaklı beldesi gibi 7- 8 tane yerleşim birimi var. Yeraltı şehirleri özellikle Bizans döneminde kullanılıyor. Hz. İsa’nın doğumunun 5 bin yıl öncesine kadar su kenarlarında avcılık ve balıkçılıkla yaşamaya başlamış, daha sonra tarımı keşfederek köylerini kurmuş insanların yerleşim yerlerini ortaya çıkarıyoruz. Son yıllarda yaptığımız çalışmalarda ise Demir Çağ dediğimiz günümüzden 3 bin yıl önceye ait toplumların yaşadığı dönemi kazıyoruz. 13 hektarlık bir kent kurulmuş. Etrafı 7 metrelik surlarla çevrili kentin genişliği 5 metre olan ana giriş kapısını bulduk. Yani eski savaş arabalarının kentin içine girmesine müsaade edecek genişlikte iki kanatlı devasa bir kapı. Ahşaplarını bulamadık ama sövelerini bulduk. Bundan sonraki çalışmalarımızda kimler nereye yerleşmiş, nasıl yaşamış bunu saptayacağız. Aynı zamanda da restorasyon ve konservasyon çalışmasına başlayacağız. Bulduğumuz surların onarımını yapacağız. Turizme katkı sağlaması açısından çalışmaları yapacağız.2015 yılı için çalışmalarımız Eylül'e kadar sürecek dedi"

CİHAN