Ankara Gazi üniversitesi eğitim fakültesi Sosyal bilgiler öğretmenliği bölümü 2. sınıf öğrencisi Nevşehirli hemşehrimiz Ali Özkal  'Karanlık Çağların Aydınlık Kadınları' adlı programda yaptığı konuşma büyük ilgi gördü... 

Aynı zamanda Türkiyenin en köklü ve en geniş eğitim fakültesi olan Gazi eğitim fakültesi bünyesinde faaliyet gösteren Genç Eğitimciler Topluluğu başkan yardımcısı da olan Ali Özkal, Nevşehir merkez ilçeye bağlı Kaymaklı kasabasından... Daha önce Kaymaklı FİB Haber temsilciliğide yapmış bulunan genç kardeşimiz Özkal Başkent Ankara da da sosyal yönüyle başarılara imza atıyor.

Hemen hemen her hafta etkinlik düzenleyen ve binlerce kişiye hitap eden 
Genç Eğitimciler Topluluğu'nun bugünkü etkinliğinde kadınlarımızın yerini, önemini ve Türk tarihine ışık saçmış önemli kadınlarımızın ele alındığı 'Karanlık Çağların Aydınlık Kadınları' adlı program gerçekleştirildi.

Topluluk Baskan Yardımcısı Olarak söz alan 
Ankara Gazi üniversitesi eğitim fakültesi Sosyal bilgiler öğretmenliği bölümü 2. sınıf öğrencisi Nevşehirli hemşehrimiz Ali Özkal 'Karanlık Çağların Aydınlık Kadınları' adlı konuşmasında şunları söyledi...

 Çok kıymetli hocalarım, değerli arkadaşlarım, sevgili misafirler; hepiniz bir kez daha hoş geldiniz.

-Medeniyetlerin temelini atan; ruh, akıl, iman ve cesaretliliktir. Toplumu oluşturan ise şüphesiz kadınlardır. Kadınlar iyi bir anne, iyi bir eş ve iyi bir birey olmak zorundadır. Kadınlar her zaman, her konuda donanımlı olmak zorundadır. Çünkü evlat yetiştirip, geleceği şekillendirecek olanlar kadınlardır.

-Yüce dinimiz İslamiyet, kız çocuklarının diri diri gömüldüğü cahiliye devrini vicdan, merhamet ve adalet aydınlığıyla kapatmıştır.

-Ecdadımızın hayatında; kadının erkekle paylaşmadığı hiçbir sosyal mevki bulunmuyordu. Kadının ikinci plana itilmesi hemen hemen yok gibiydi.

-Orhun Anıtlarında Bilge Kağan şöyle seslenir: “Tanrı, Türk milleti yok olmasın diye babam Kağan ile anam Hatunu yükseltti.”

-Büyük devlet adamı Nizamülmülk’ün dediği gibi; “Türkistan hakanları devlet işlerinde, hatunların fikirlerine kıymet verirlerdi.”

-Bizim kültürümüzde baba soyu kadar ana soyu da önemlidir. Ve kadın erkek arasında aşılması imkânsız duvar ve mesafeler hiç olmamıştır.

 

-Unutmayalım ki, bağımsızlığımızın ninnisini söyleyen kadındır, bekamızın duasını eden kadındır, vatana evlat yetiştiren yine kadındır, annedir.

 

          Türk-İslam davasında kendini her konuda donanımlı yetiştiren analarımızdan sadece birkaç isim okumak istiyorum sizlere…

 

-''Senin zorbalığın ancak benim nefsime hükmedebilir, kalbim ise Allah'ın himayesindedir.

Beni kıymık kıymık doğrasan bile sadece, Allah'a karşı duyduğum sevginin, artmasına sebep olabilirsin'' diyordu Asiye Hatun değirmen taşı altında ezilirken...

Nil'in ünlü kraliçesi şehit edilmişti. Hz. Asiye Firavun'un dayanılmaz işkenceleri altında can vermişti.

Bir kraliçe düşünün ki yeryüzünün şatafatı ayakları dibinde olsun; zenginlik, saltanat, güç, kudret elinin kiri olsun. Ve canı pahasına vazgeçsin tüm bunlardan! Sadece Allah için !

Kadınlar hak bildiği yoldan dönmemeyi Asiye Hatun dan öğrendiler!

-Soğuk bir kış günü İnebolu'yu denetlemeye giden Mustafa Kemal Paşa, havanın soğuk olmasına rağmen kendi montunu cephaneliğin üzerine örten bir asker gördü. Mustafa Kemal Paşa ''Neden kendi montunu cephaneliğin üzerine örtüyorsun?'' diye sorduğunda, ''Benim üşümem önemli değil ,bu cephane yüzlerce belki binlerce askerimizi kurtaracak .'' diye cevap vermişti. Bu asker Yunan savaş gemileri İnebolu'yu bombaladığı sırada şarapnel parçası ile ayağından yaralanarak ordudan ayrıldı.

Bu asker savaşa girerken daha 14 yaşındaydı!

Bu asker cepheye giderken erkek kılığına girmiş, saçlarını kazıtmış,erkek gibi giyinmişti!

Bu asker aziz Türk milletinin kahraman kadınıydı!

Bu asker Halime Çavuştu!

Kadınlar milleti için savaşmayı Halime Çavuş'tan öğrendiler!

 

-Hala Sultan!

Osmanlılar Kıbrıs kalesini 1570 yılında fethedince kabrini imar ettirdiler. Arapçada teyze , hala olarak ifade edildiği için ona Hala Sultan deyip kabri üzerine türbe,  yanına cami yaptırdılar.

 Ve Ümmü Haramdı diğer adı!

Hz. Ümmü Haram’ın en büyük arzusu İslamiyet’i yaymak ve onun uğrunda şehit olmak olmuştur. O şahadet şerbeti içme aşkı ve azmi nedeniyle müminlerin gıpta ile baktığı hanımlardan birisi olmuştur. Hz. Ümmü Haram bu arzu ve istekle, yaşının çok ilerlemesine rağmen ordunun içinde yer alıyordu. Ve şehit olana kadar genç askerler ondan kuvvet alıyorlardı!

Kadınlar  savaşmayı  Hz. Ümmü Haram’dan öğrendiler!

 

-‘Ahiretin en hayırlı kızı Meryem’dir’ buyurmuştur Hz. Muhammed(Sav.)

Şimdi; bir kadın düşünün ki ahiretin o göz gözü görmeyen karmaşasında ‘en hayırlı’ ilan edilmiş olsun, bir kadın düşünün ki güzel ahlakın bizzat vücuda gelmiş hali olsun, bir kadın düşünün ki kalbinin berraklığı ay gibi yüzüne vurmuş olsun ve bir kadın düşünün ki Kur’an-ı Kerim ışığında örnek bir şekilde yaşamış, yaşatmış olsun.

Kadınlar edebi, güzel ahlakı Hz. Meryem’den öğrendiler.

 

-Kara Fatma!

Türk kadınının  öncü neferi.

 Gencecik yaşında şehit verdiği kocasının yerine kendini yurduna asker tayin etmiş; vatanı, milleti, namusu uğruna ailesinden, kadınlığından vazgeçmiş, kendi kara kuru, ama yüreği heybetli kadın.

Türk kadını azmi, Türk kadını cesareti ve Türk kadını bilek gücüyle değil, yürek gücüyle savaşmayı Kara Fatma’dan öğrendiler.

 

 

-Valide-i Muazzama, Sahibet-ül Makam, Valide-i Kebire yani Kösem Sultan!

Tarihin en büyük, en köklü imparatorluklarından olan Osmanlı’nın kuvvetli ve bir o kadar da başarılı sultanı.

Güzelliği, zekâsı, cesareti ve iktidar hırsı öne çıkan özelliklerinden olmuştur. Bütün padişah hanımlarının ortak yönü olan Müslüman olma ve iyi bir Türkçeye sahip olma zorunluluğu kendisinde fazlası ile mevcut idi.

Kadınlar yönetmeyi Kösem Sultan’dan öğrendiler.

 

Ve

-Hz. Fatıma:

İsmi cennetle müjdelenen iffet abidesi. Peygamber efendimizin (sav) son kızı, babasının şefkat yansıması, Hz. Hasan ve Hüseyin’in fedakar annesi.

Babasındaki merhameti ve güzel ahlâkı, annesindeki asâleti, cömertliği, babasına karşı hizmet, hürmet ve muhabbeti gördü. İslâm uğruna çektiği sıkıntılara nasıl katlandığını ve o yolda fedakârlığın en güzel örneklerini bizzat yaşayarak öğrendi. Tam bir iffet ve izzet-i nefs nûmûnesi olarak bütün güzellikleri hayatına nakşederek kendisini yetiştirdi.

Kadınlar anneliği Hz. Fatıma’dan öğrendiler.

 

-Ve biz ! Erkekler!, Hz.Muhammed (s.a.v) ‘in son vasiyetine kulak verelim.

"Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız.

Bu vesileyle her şeyin en güzeline layık olan Türk kadınını bir kez daha kutluyor Türk-İslam coğrafyasındaki kadınları ve bir ses bekleyen bütün hanımefendileri hürmetle selamlıyorum.