Şehirler kimlikleri ile anılır. Bu kimliklerin oluşmasında başta kamu kurumları ve yerel yönetimler en önemli rolü oynarlar. Bu rolü üstlenenler bireylere ve toplumun tamamına rehberlik ederler. Rehberlik edebilmek içinde mensubiyet ve aidiyet duygusunun rehberlerde olması gerekir. Nevşehir kale civarında çocukluğunuz geçmedi ise ve hatıralarınız yok ise Nevşehir’e karşı bir mensubiyetinizde yok ise Nevşehir’in kimliğini oluşturan en önemli argümanını yıkmakta her hangi bir sorun görmezsiniz. Şehirlerin kimlikleri vardır dedik, şimdi soralım Konya’da Alaaddin tepesini, İstanbul’da Ayasofya’yı, Ankara’da Kaleyi, Erzurum’da çifte minareyi, Adana’da küçük saati ve bunun gibi birçok örneği artırarak söyleyebiliriz, bunları yıkabilir miyiz? Yıkamayız … Ozaman bu tarihi kimliği ne diye yıktık, ne elde edecektik?

Sizce kaç şehir vardır yıllardır kendileri ve en kıymetli varlıkları çocuklarını zehirli (arsenikli) su içirmektedir. Dünya standartlarına göre 10 olan arsenik değerinin Nevşehir’de 14 olması ve bunun bilinmesine rağmen neden bununla ilgili tedbir alınmıyor aynı zamanda en pahalı su kullanan şehirlerden biriyiz. Üstelik zehirli olmasına rağmen.

Acaba şehir’de hele de maaş günleri ve haftanın başı ve sonunda bankalarda ve şehir merkezinde işi olanlar sabır ve imanları olmasa, arabalarını koyacakları park olmadığı için ve kalabalığın vermiş olduğu stresten ne yaparlardı.

Bu problemleri çıkaranlar ve çözmesi gerekenlerin bu işler yerine kaos yaratarak kaosdan beslenmeleri şehirlerin sahipsizliğini artırmıştır. Bu yetersizliklerin kapatılması için ve bugün olduğu gibi toplumun dikkatini başka bir yere çekerek 40 yıllık dosttukların arasına fitne sokmadan çekinmemişlerdir. Bunun en iyi örneği geçtiğimiz aylarda gerçekleştirilen Ticaret ve Sanayi Odası seçimi en önemli örnektir. Üstelik mevcut yönetime karşı çıkarılan ekibinde kazanmaması için ellerinden geleni yapmışlardır. Yani yüzlerine gülerken arkalarından kuyuları kazılmıştır. Nevşehir’imiz bu yayılan fitne tohumu ile kendi siyasi ikballeri için bütün şehrin kaybetmesine razı olmuşlardır. Bu kadar problemin çözümü birilerine dönek, Ergenekoncu, diyerek değil bütün değerlere saygı duyularak çözülür. Toplumsal barışımıza, şehrimizin değerlerine sahip çıkılması ümidi ile saygılarımı sunarım