Suriye Türkmenleri'nin Anadolu'dan alınıp Hac Yolu'nu korumak için bugünkü bölgelere yerleştirildiği kaydeden Arnavut, "Ayrıca Mısır'ın fethinden sonra oraya gidecek olan asker ve malzemelerin taşınması da atlar ve develerle gerçekleştirilmişti. Osmanlı paşaları, askerleri, şehzadeleri ve siviller bu yolculuklar sırasında hem bu yol üzerine yerleştirilen Türkmenlerce korunmuş hem de aylar süren yolculukları sırasında dinlenme yerleri olarak Türkmen Köyleri'nde kalmışlardır. Hacca giden Anadolu insanları da yine bu bölgelerde geçerek eşkiya ve düşmanlardan muhafaza edilmişlerdi." dedi.
Bazı köyler dillerini unutsa da Bayır-Bucak Türkmenleri'nin asimile olmadığını ifade eden Arnavut, "Bizler diline, dinine ve toprağına dünde bugün de sahip çıkan Türkmenleriz" dedi.
Zaman zaman sınır ötesine geçerek Türkmen mücahitlerle bir araya Gazeteci Behçet Alkan ise konuşmasında, Osmanlı Devleti’nden sonra bu bölgelere yerleştirilen Türkmenler’in yaşadıkları ve şahit olduğu zulümleri anlattı.
Türk Eğitim Sen Nevşehir Şube başkanı Mustafa Uğur ise; "Suriye'de yaşayan Türkmen kardeşlerimize her zaman maddi ve manevi desteğe hazır olduğumuzun bilinmesini isteriz. Biz dünya'nın birçok bölgesinde sırf Müslüman Türk oldukları için eziyete ve işkenceye uğrayan kardeşlerimize karşı olan sorumluluklarımızın bilinciyle hareket etmeye gayret gösteriyoruz, onların haklı davalarında haklıdan yana olmak bizim boyun borcumuzdur" dedi.
