NEVŞEHİR(MHA) Eğitim-İş Sendikası Nevşehir İl Başkanı Mustafa Malkoç, ülkemizde her geçen gün can almaya, Şehit haberlerine her gün bir yenisinin eklenmesine neden olan terör olaylarını ve bu olaylara meydan verenleri kınadıklarını dile getirdi.

Malkoç, “Türkiye 7 Haziran 2015 seçim sürecinde başlayan ve günümüze kadar artarak devam eden bir terör ortamının içine sokulmuş bulunmaktadır. Bu durum, imal edilmiş bir kargaşa ortamı olduğuna dair birçok ipucu barındırmaktadır. Yıllarca terör örgütüyle pazarlıklar yaparak sözde "çözüm süreci" adı altında kamuoyunu oyalayan ve oy avcılığı yapan siyasal iktidar, siyasi hesaplarını ülke çıkarlarının üzerinde tutarak, ülkede hızla bir kaos ortamı yaratılmasına zemin hazırlamıştır. Dağlıca’da PKK terör örgütü tarafından hain saldırının gerçekleştirildiği saatlerde Cumhurbaşkanı “Eğer 400 milletvekilini alacak ve anayasayı değiştirecek sayıyı bir parti almış olsaydı bugün bunlar olmazdı” ifadesini kullanmaktadır. “Yürütmenin başı” durumunda ve terörü durdurmakla görevli olan kişilerin, yaşanan acıları kendi siyasal isteklerini gerçekleştirmenin fırsatı görme anlayışı, ülkemiz açısından büyük bir talihsizliktir. Öte yandan saat 15.00 sıralarında meydana gelen saldırının kamuoyuna saatler sonra duyurulması ve Genelkurmay Başkanlığı’nın hala şehit ve yaralı sayısı hakkında kesin bilgi vermemesi dikkat çekicidir. Çözüm süreci adı altında tüketilen zaman göstermiştir ki, PKK bölgeye hâkim olacak bir örgütlenmeye gitmiş ve silahlar ülkenin içinde stratejik bölgelerine stoklanmıştır. Bir başka deyişle çözüm süreci hiçbir şeyi çözmemiş ve yalnızca PKK'nın güçlenmesine neden olmuştur. Bu arada da Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele gücü yıpratılmış ve böylece terör örgütünün lehine bir sonuç ortaya çıkmıştır. Bugün yaşananlardan Oslo’da terör örgütüyle masaya oturarak “ülkenin her yerine bombalar sevk ettiğinizi biliyoruz” diyen hükümet yetkilileri birinci derecede sorumludur. Terörle mücadele etmek yerine terörün varlığından siyasi bir rant elde etmek isteyen bir siyasal yapının hain planlarıyla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Türkiye'nin bölücü terör örgütüyle mücadele edebilecek gücü mutlaka vardır. Ancak iki seçim süreci içerisindeki deneyimlerimiz göstermektedir ki amaç terörle mücadele değil, terörün varlığından siyasi çıkar ve ikbal elde etmektir. Bu durum bir tarafta etnik hezeyanları tetikleyen bir sonuç doğurmakta ve bir taraftan da seçim sürecini teröre endekslemektedir. Teröre endeksli siyaset daha fazla kan akacağını göstermektedir. Bir emek örgütü ve Cumhuriyetin kazanımlarının yılmaz savunucusu olarak Eğitim-İş, kişisel siyasi geleceği için Türkiye'yi kaosa sürükleyen bir anlayışın pençesinde olduğumuzu görmektedir. İktidarda olduğu müddetçe el attığı her konuyu ve sistemi eskisinden çok daha kötü bir hale sokan AKP, beceriksiz, ilkel ve kaos yaratan politikalarına devam etmektedir. AKP'nin Çözüm Süreci adına yürüttüğü politikalar da bu tespiti doğrulamaktadır: Yaşananlar sonucunda kırda ve kentte terör örgütü azdırılmış ve hem silahlı kuvvetlerin hem de yurttaşların can güvenliği ortadan kalkmıştır. Artık Türkiye'nin kurtuluşunun ilk adımının AKP iktidarından ve onun komplocu siyasetinden kurtulmak olduğu çok açık bir şekilde görülmektedir. Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında ülkenin her yanı işgal altındayken dahi toplanarak ulusun bağımsızlığı için karar alan TBMM, bugün ülke yangın yerine dönmüşken aylardır toplanamamaktadır. TBMM acilen terör gündemiyle toplanmalı, gereken önlemler bir an önce alınmalıdır. Terörü besleyecek her türlü politikadan vazgeçilmeli, ülkenin huzur ve istikrarı bir an önce sağlanmalıdır. Eğitim-İş olarak terörü bir kez daha lanetliyor ve kınıyoruz.  Şehitlerimize rahmet, acılı ailelerine ve tüm ulusumuza sabır ve başsağlığı, yaralanan askerlerimize acil şifalar diliyoruz” dedi.