NEVŞEHİR(MHA) İşçi Partisi İl Başkanı Mustafa Soner Menekşe, yeni eğitim öğretim yılının Nevşehir ve Ülke için hezimet olduğunu dile getirdi.

Menekşe, “Nevşehir özelinde baktığımızda öncelikle kale mahallelerinde oturan ailelerin ve yeni TOKİ binalarına aktarılan fakir aileler için gerçekten zorluklarla başlamıştır. Taşıma firmalarına getirilen bazı koşullar ve araç başı 5 bin TL miktarında Nevşehir Belediyesi tarafından alınan ek hat farklarıyla servis ücretleri de yükselmiş ve ailelere ek gider yükü getirmiştir. Ailelerin bütçesine ne kaç para eklenmiştir?. Üniversitemizde de bütçesi yeterli olmayan ve burs ihtiyacı olan öğrenciler olduğu ulaşan bilgilerde görülmektedir. Bu konuda muhtaç ailelere varlıklı kişilerin burs vererek yardım etmesi teşvik edilmeli ve sosyal dengesizlikler biraz olsun giderilmelidir. Bu konularla ilgili muhalefet partileri öğrenci ailelerinin haklarını korumak konusunda mücadele yürütmelidirler. Kapitalist eğitimde araştıran, sorgulayan, doğru bulduğunu sonuna kadar savunan, doğru bulmadığını eleştiren-tartışan bir anlayış hâkim değildir. Egemen ideolojiyi tartışmasız kabul edecek ezberci kuşaklar yetiştirmeyi esas alan kapitalist eğitim bilimsellikten uzaktır. Bu eğitim sistemi, bireylerin dünyayı kavramasına, kendi yeteneklerini keşfetmesine, kendisini ve toplumu çözümlemesine olanak tanımaz. Ak Parti İl Başkanı Sayın Kazım Sunar “Türkiye’yi çağdaş uygarlıklar düzeyinin üzerine çıkarabilmenin ancak kaliteli bir eğitimle mümkün olacağını” söylemiştir. Evet, doğru da bu gerçekten çağdaş eğitim koşulları yaratılırsa gerçekleşir. Fakat şu anda uygulamalar böylemidir? Hayır, asla böyle değildir. Türkiye’de her gelen hükümet eğitim sistemine kendi çıkarları doğrultusunda müdahaleler yapmaya girişir. Eğitimin özü kapitalist sistemi ve devletin resmi ideolojisini benimsetmek olsa da her gelen hükümet işin içerisine kendi rengini biraz daha fazla katmaya çalışmaktadır. 12 Eylül darbesinin getirdiği YÖK, 28 Şubat’ın 8 yıllık kesintisiz ve zorunlu eğitim yasası ve AKP’nin 4+4+4 yasası eğitim alanında ilk anda akla gelen siyasal düzenlemelerdir. AKP hükümetinin eğitimde 4+4+4 sistemini uygulamaya girişmesi de, dünyada yaşanan ekonomik ve siyasal süreçten kopuk değerlendirilemez. Eğitim sistemindeki değişiklikler, derinleşen ve yaygınlaşan kriz ve savaş sürecinin ihtiyacıdır. Eğitim yaşını çocukların pedagojik gelişimini hiçe sayan bir biçimde aşağıya çekmekteki amaç, genç, dinamik ve eğitimli işgücünün daha erken yaşta iş piyasasında (önemli bir kısmının ise işsizler ordusu içerisinde) yerini almasını sağlamaktır. Sayın Sunar “Hükümet olarak bütçeden en büyük payı eğitime ayırarak, çocuklarımızın haksız rekabete maruz kalmadan eğitimlerini tamamlamaları ve geleceğe eksiksiz hazırlanmaları için bütün imkânları seferber etmekteyiz.” diye açıklama yapıyor. Bu asla mümkün değildir. Tüm bunların olması için öncelikle savaş ve savunma ve de har vurup harman savurma bütçelerini kısıtlayıp yeteri kadar öğretmen atamalıdırlar. Ayrıca gelişmiş ülkelerdeki gibi öğretmen maaşlarını bakan maaşlarının üzerine çekmelidirler. Ancak böylece sadece eğitimle ilgilenen eğiticiler yaratabilirler. Biz İşçi Partisi olarak kuracağımız yönetimlerin bütçelerinde en yüksek payı olmazsa olmaz eğitim, öğretim ve kültüre ayıracağız. Tüm öğrencilerimize ve sevgili öğretmenlerimize yeni öğretim yılında, hür düşünüp sorgulayan cesareti ile enerjik vatana bağlı, özgür bireyler olarak, başarılı ve mutlu günler dilerim” açıklamalarında bulundu.