GÜNEY İLÇESİNİN

TÜRKÇEMİZİN SÖZ VARLIĞINA KATKILARI

1954 yılında Denizli’nin Güney beldesinde doğan Şerif Kutludağ günümüzde Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Türkçe Bölümü’nün öğretim görevlisidir.

Kutludağ, her aydının görev bilmesi gereken konuları derlemiş, toparlamış ve Yaşamın İçinden- Folkloruyla- Güney adlı yapıtını bize armağan etmiştir.

Betikte Güney İlçesi tüm özellikleriyle ele alınmıştır : Tarih ve kuruluş, coğrafi özellikleri, sosyal gelişim, eğitim durumu, sözlü edebiyat , yöresel sözcükler, atasözleri ve özdeyişler, yöresel deyimler, yer adları, lakaplar, övgüler, yergiler, türküler, doğum, sünnet, evlilik, ölüm törenleri, giyim kuşam özellikleri, oyunlar, halk hekimliği, hayvanların sağaltımı, yemek kültürü, inanışlar, halk meslekleri, halk takvimi, halk mimarisi…

Denizli yöresi ile ilgili halkbilim araştırması yapanlar, Türkçemizin söz varlığını öğrenmek isteyenler, sözlük hazırlayanlar Kutludağ’ın betiğinden yararlanabilirler.

Biz bu betiğin Sözlük bölümünü tarayarak ilgi çeken, özgün sözcükleri seçmeğe çalıştık. Kutludağ’a bize bu olanağı tanıdığı için minnet ve şükran duygularıyla daha nice yayınlar yapmasını diliyoruz.

………………

Aladı etmek. Acele etmek, ivmek, evmek.

Alama. Elle tutulabilen iri taş.

Alaz. Alev, yalaz.

Ansadak. Ansızın, birdenbire.

Arzımanlık. İstek.

Ayazlık. Balkon, teras, taraça.

An, harım. Tarla duvarı.

Bağırdak. Beşikte bebeğin bağlandığı kuşak, bez.

Barlambıd. Palamut.

Berkitmek. Ayağını yere vurarak berkitmek.

Beslengi. Üvey evlat.

Bıçılgan. Elde, ayakta oluşan çatlaklar.

Bişgin. Pişkin.

Boduç, küpeç. Toprak çanak, yoğurt kabı.

Boğanak. Sağanak yağış.

Böcü. Kurt, hayalet.

Börtlemek. Gözün yuvasından fırlaması. Cıvık bir meyvenin patlaması, aşırı sıcak havada pişmek anlamında.

Börtü böce. Kurt çakal.

Burunsalık. Harmanda döven çeken öküzün ağzına bağlanan özel ağızlık aygıtı.

Cevcer. Sıcağın koyu zamanı.

Çemte. Taze yufka.

Carcar. Geveze.

Cırtlak. Olgunluktan ezilecek duruma geçmiş meyve.

Cırtlangıç. Bostan güzeli.

Combuldamak. Suyun çalkalanması. Çocuğun otururken çok kımıldaması.

Comburtu. Cumburtu.

Çağıl. Taş yığını.

Çalkak. Tahılı eleyen aygıt.

Çalkarmak. Tahılın içindeki toprağı temizlemek.

Çaltı. Diken.

Çankal. Çengel.çatma. semerin ahşap bölümü.

Çebiş. Bir yaşındaki keçi yavrusu.

Çeç. Harmanda taşlı topraklı tahıl yığını.

Çeldirme. Çelgi. Alna bağlanan yazma.

Çember. Yazma, yemeni.

Çepreşik. Çarpışık.

Çevrim. Girdap.

Çıkı. Çıkın.

Çıkılamak. Çıkınlamak.

Çiğin. Omuz.

Çiğindirik. Omuzda su taşıma ağacı.

Çokak. Üzüm bağının kütüğü.

Çokum çokum yemek. Bol bol yemek.

Çomçaklamak. Dolu dolu sunumla aralıksız yemek yemek.

Çotak. Çotuk. Üzüm bağının kütüğü.

Çömse. Tahta kepçe.

Dabıldamak. Güçsüz çırpınmak.

Dağar.  İçinde tarhana yapılan geniş, büyük kap.

Dangırdamak. Yüksek sesle gereksiz konuşmak.

Dastar. Dertar, başörtüsü.

Debildemek. Güçsüz çırpınmak.

Değmen. Değirmen.

Dıkım. Yemeğin bir lokmada yenileni.

Deşdimen. Köy bekçisi.

Dığan. Küçük tava.

Dizlik. Dize kadar inen bol kadın kilotu.

Domburcaklanmak. Tomurcuklanmak.

Döngel. Muşmula.

Elembe. İp sarılan özel düzenek.

Enser. Büyük çivi.

Eten. Yemişin yenilen bölümü.

Gacı. Yeni doğmuş bebek.

Galgımak. Sıçramak.

Geme. Fare.

Gıdık. Köpek.

Gırnav. Çiftleşmek isteyen kedi.

Göcen. Tavşan, kedi, domuz yavrusu.

Görücü. Dünür.

Götteş. Kötü yönlendiren, olumsuzluğa yönelten arkadaş.

Gubat. Biçimsiz.

Gurumsamak. Yoğunlaşan açlık ve susuzluk hali.

Güdücü. Çoban.

Güdük. Eksik, gedik.

Haranı. Büyük tencere.

Harlak. Çağlayan.

Hönkürtü. Hüngürtü.

Ingıldamak. Kıpırdamak.

İçdon. Kilot.

İçlik. İçe giyilen giysi, çamaşır.

İlenç. İlenme, kargış.

İrim. Çıkmaz sokak.

İstenci. Dilenci.

İteği. Yufka yapımı sırasında kullanılan bez.

Katık. Yemek.

Keltengüççük. Kertenkele.

Kındıl. Saz, keman.

Kırkışmak. Gücünün yetmeyeceği biriyle yıkışmak, güreşmek.

Kirlik. Gömlek.

Kirkit. Halı dokuma aygıtı.

Obal. Vebal, günah.

Oğcalamak. Ufalamak.

Oku, okuntu. Düğün davetiyesi.

Okucu. Düğüne çağrılı gelen kişi.

Onmak. İyileşmek.

Ovaçlamak. Ufalamak.

Öğendire. Öküzü dürtmeye yarayan ucu çivili sopa.

Ökü. İşte.

Ölçermek. Döğmek.

Ölçeri ölçerivermek. Sopayla döğmek.

Ölet. Salgın, bulaşıcı, yolukucu sayrılık.

Önecek. Önlük.

Öngücü. Elbette.

Önkürde. Yanında.

Paldım. Yük hayvanının kayışı.

Paldımsız. Patavatsız, kaba kimse.

Pusmak. Pısmak.

Sakırdamak. Titremek.

Sallangaç. Salıncak.

Sançmak. Batırmak.

Sası. Tadsız.

Senek. Çam bardak, testi.

Sımkıç. Bebeğin beşikte çişinin biriktiği kap.

Sibek. Bebeğin çişini sımkıça aktaran özel aygıt.

Sındı. Makas.

Soğulcan. Solucan.

Sıtarasız. Sevimsiz.

Söbü. Biçimi yumurtaya benzeyen.

Söğgü. Küfür. Sövgü.

Suluk. Bebeklere takılan önlük.

Sulum. Yemek alınan yufka parçası.

Sumsak, sumsuk. Yumrukla vurmak.

Süğüm. Bir parça ip.

Süzmen. Kibar, nazik.

Şipildek. Terlik.

Takaza. Azarlama

Takva. Biraz saf olan kişi.

Tangırdamak. Yüksek sesle boş boş konuşmak.

Tengilmek. Devrilmek.

Tengil mengil gitmek. Yuvarlanıp gitmek.

Tenkmek. Devirmek.

Tingildemek.amaçsız boşu boşuna koşup gitmek.

Tinsirmek. Hapşırmak.

Tokatçı. Dolandırıcı.

Ulak. Haberci.

Uşkurluk. Uçkurluk.

Vıngıldamak. Rahatsız edici sesler çıkarıp durmak.

Yabalamak. Yaba ile harmanda çeç savurmak.

Yağlık. Havlu, mendil.

Yalaz. Alev.

Yalım. Herhalde.

Yalım. Alev, galiba.

Yanşanmak. Boş boş, sürekli konuşmak.

Yaranlık etmek. Sohbet etmek, söyleşmek.

Yaygı. Çul, yere serilen örtü.

Yekinmek. Davranmak.

Yeldirme. Kadın örtüsü.

Yenişmek. Güreşmek, yıkışmak.

Yıykamak. Yıkamak.

Yordam. Usul. Metod.

Yumurka. Yumurtaya benzer çay taşı.

……………………………………………………………

KUTLUDAĞ Ş. 2004. Yaşamın İçinden-Folkloruyla- Güney. 238 sayfa. Gazi Kitabevi. Denizli.